Kartal Dağı’nda mermer ocağı için çalışma başlatıldı. Kartal Dağı Koruma Platformu Sözcüsü Zeynel Aydın, “Yaşam alanlarımızı ve doğal zenginliklerimizi her ne pahasına olursa olsun savunacağız” dedi.

Mermer ocağı için başvurdular: Kartal Dağı’nda yine talan ısrarı
Fotoğraf: BirGün

Aycan KARADAĞ

İzmir’in Tire İlçesi ile Aydın’ın Germencik ilçesi arasında yer alan Kartal Dağı, dört koldan kuşatılmaya çalışılıyor. Şimdi de Platin Beton İnşaat İnternet Bilişim Hizmetleri şirketi tarafından bölgede mermer ocağı yapılmak isteniyor. Şirket, proje için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) süreci için başvuruda bulundu.

ÇED dosyasında yer alan bilgilere göre; Tire’nin Çayırlı Mahallesi’nde yapılmak istenen proje 19,72 hektarlık ormanlık alanı kapsıyor. Şirket projeyi hayata geçirirse yılda 65 bin metreküplük üretim planlanıyor. Üretim yapılacak alana 320 metre mesafede konut yerleşimleri yer alıyor. Ayrıca proje alanı çevresinde tarım arazileri var. Ocağın kontrollü durumda işletilmesi sırasında saatte 1,68 kilogram toz meydana gelecek. Bir gün içerisinde havaya karışacak ortalama toz oranı ise 40,32 kilogram olacak.

Kartal Dağı Koruma Platformu Sözcüsü Zeynel Aydın, BirGün’e yaptığı açıklamada, “Tarihi ve kültürel zenginliğiyle değil doğal güzelliği ve tür çeşitliliğiyle Küçük Menderes Havzası içinde çok özel bir yerdir Tire. Küçük Menderes Havzası’nı Efes Artemis’inin kutsal sahası olarak boşuna ilan etmemişler. Tarihte, binlerce yıl havzada yetişen tarım ürünlerinin Batı pazarına açılan ihraç kapısı olmuş bu bölge tarihin hiçbir döneminde son 20 yılda yaşadığı talan ve yağmacılık girişimiyle karşılaşmadı. Anayasa ve yasaları hiçe sayarcasına üstelik ormanlık alanlar ve tarım havzası içindeki doğal dokuyu yok edercesine maden arama sahası ilan etmek düpedüz akıl tutulmasıdır. Maden deyip de aman aman bulunmaz bir kıymetli cevher de değil bulunan materyal. Bildiğiniz taş ocağı. İnşaat sektörüne yan hizmet malzemesi” dedi.

‘YAŞAMI SAVUNACAĞIZ’

Aydın şunları dile getirdi: “Bölgedeki tarım alanları öylesine bereketli ki yılda üç kez mahsul almak mümkün. Etrafı dağlarla çevrili havzanın denize açılan kapısından esen Batı rüzgârları dağların yamaçlarında yer alan ve bedava üretim yapan kızılçam ormanlarının yarattığı temiz hava ve bol oksijeni Torbalı, Bayındır, Ödemiş Kiraz ve Beydağ’a kadar ulaştırarak bölgede yaşayan insanların soluk almasına ve sağlıklı yaşamasına en büyük kaynağı sağlıyor. Zeytin ve zeytinyağı üretimi de havzanın yamaçlarındaki köylerin en temel üretim ürünü. Şimdi bu kadar bereketli bir sahada, üstelik de Anayasa’ya rağmen ormanlık alanın ortasına taş ocağı açmak isteniyor. Biz böyle bir alanda mermer ocağı istemiyoruz ve izin vermiyoruz. Buyursunlar gelsinler… Anayasa ve yasalardan aldığımız güçle, yaşam alanlarımızı ve doğal zenginliklerimizi sonuna kadar ve her ne pahasına olursa olsun savunacağız. Geldikleri gibi giderler.”