AKP içinde “Neden seçimlerde cortladık?” diye rapor hazırlandı. Raporda ne yazıyor çok merak ediyorum. Ben olsam, küresel ve galaksisel dış güçler, Amarika ajanları, Urkanya savaşı, Putin’in rahatsız ruh hali, Elon Musk’ın satın aldığı her şeye X adını vermesi (arada evladına da X adını koydu, başka fikri yok gibi. Tesla Model X…) Bay Kemal’in anlamsızca sinirlenip, CHP’nin başında kalmaya çalışması, mizah dergilerinin kapanması, simit fiyatları, Devlet Bey’in artık yaştan dolayı zaman aşımına uğraması, bu sene Gulfstream’in yeterinde akmaması, tabii ki bir de geçtiğimiz şubat ayında gerçekleştikten sonra 3 gün yardımsız bırakılmasına rağmen ölülerin bile oy kullandığı ülkemizin başına gelmiş en büyük felaket…

Yazsa yazsa ancak bunları yazabilirler. Kim yazacak: Anayasa ve AİHM kararlarına uymuyoruz, keyfimizce üniversitelere kayyumlar atıyoruz, ekonomi bilmemize rağmen “Ben ekonomistim” diye sloganlar atıp, paramızı birkaç yılda batırabileceğimiz kadar batırdığımızı filan kim söyleyecek? Admini sinirlendirmek gereksiz. Şu anda AKP üyesi olsaydım, satacak, günah keçisi olarak gösterilecek birkaç sorumlu bulurdum. Bütün suç bunların. Çorlu Tren Faciası’ndaki gibi alttan sorumluları alıp, konunun köküne inmezdim… Malum partinin çöküşünde kim rapora “Yıllarca Gülen cemaatini destekledik, sonra da pastayı paylaşamadık, elimizde patladı, onca insanımız hayatını kaybetti” yazabilir.

Ya da “Gazetecileri, öğrencileri ve sevmediğimiz herkesi hukuka aykırı bir biçimde hapiste tutuyoruz” yazabilir? Aslında Abdülkadirika Selvi geçtiğimiz hafta ısrarla bunları yazıyor. Bakalım Abdülkadirika bize neler anlatmaya çalışacak? İncelenmesi gereken bir tarzı var.

∗∗∗

Bir de haybeden bir yeni anayasa tartışması çıktı ortaya. Milletin nefesi kokarken, ülkece -seçkin ve görgüsüz azınlık dışında- açlık ve sefalet içine düşmüşken, gençlerinin geleceğe dair tek planı yurt dışına kaçmak olmuşken; aniden gelen yeni anayasa sanki sihirli bir değnek gibi ülkenin işleyişine, tüm sistemlerine işlemiş yolsuzluğu, adam kayırma ve adaletsizliği bitirecek sanki…

Bir yandan da KHK gibi bir garabetin verdiği güç varken, anayasaya keyfine göre uymama özgürlüğüne sahip tarafsız olması gerekirken, kendi tercihiyle fanatikçe kendi takımını tutan adminin neye ihtiyacı var acaba? Son anayasada bile bir kişi en fazla iki kere cb seçilir diyor. Başkanlık sistemi gelince insanlar da mı sıfırlanıyor acaba? Aman neyse ne, anayasaya aykırı ama itiraz etmeyeceğiz diyen Kemal Bey düşünsün onu da…

Anayasada ne eksik acaba, AKP’yi tek başına idare edenler eksik buluyor? Belki de dördüncü dönem, dördüncü başkandır akıllardaki… Heves işte, herkeste var, kimininki makam odasına spa yaptırır, kimini 1200 küsur odalı saray. Zaten her belediye başkanı minyatür bir admin gibi takılmış. Belediyelerden gördüğümüz ve anladığımız o. Lüksle itibar olacağını düşünmek çok ucuz oysa ki. Saygınlığın bir kısmı da koltuktan ısıtmalı makam araçlarından ve bitmeyen vergi konvoylarından geçiyor anladığım kadarıyla.

∗∗∗

Size bir şey söyleyeyim mi, kendisi iyi ama çevresi kötü. Hem de öyle böyle değil, pamuk gibi adamın çevresini öyle bir sarmışlar ki, istese de bir şey yapamıyor. Elleri kolları bağlı kınalı bebek. Ah o çevresi… O çevre de bir günde olmadı, günden güne yedi, günden güne şiştiler. Otellere oteller, ihalelere ihaleler, eşe dosta akrabaya memurluklar verdiler. Ah o çevresi yok mu o çevresi. Tüm işi bilen, deneyimli, saygın isimlerin hepsinin ayağını kaydırdılar. Kendisinin yaşanandan farkı yok. A Haber izletiyorlar, geri kalan hiçbir şeyi göstermiyorlar. Bazen de sabah programı Esra Erol filan…

Her yolun bir sonu var, ama benzin biz bitmedi demedikçe bitmez.