AKP sermayesinin gazeteleri ve köşe yazarları (sağ liberaller) ile entelektüel enerjisini geçmiş devrimci hareketin çizgisini bugün de savunanlara karşı kullanmak için -anlayamadığım...

AKP sermayesinin gazeteleri ve köşe yazarları (sağ liberaller) ile entelektüel enerjisini geçmiş devrimci hareketin çizgisini bugün de savunanlara karşı kullanmak için -anlayamadığım bir nedenle- her fırsatı değerlendirenler (sol liberaller) hâlâ ısrar ediyor: Sosyalistler Ergenekon’a karşı çıkmıyor, diye...

Özellikle bu aralar Birgün gazetesini hedef alıyorlar. Birgün’ün siyasi duruşunu...

Ben yazmaktan bıktığım için, bu köşede son bir aydır yazılanlardan -okuyucunun affına sığınarak-  bir-iki kısa parça aktaracağım.

•••

Bu ülkede bir askeri darbe yapmak isteyenler ve bunu desteklemeye hazır belli bir kitle var mı? Cevap, evet. Bu yönde girişimlerin olduğu da zaten açığa çıktı.

Bir başka soru: Sosyalistler, sözkonusu çelişkinin neresinde duracaklar?

Sözgelimi, ‘cumhuriyetin temel değerlerini müdafaa etmek adına’ askeri bir müdahalenin tarafı olabilirler mi? Cevap basit: Hayır!

Peki böyle bir girişimi en azından hayırhah bir tutumla karşılayabilirler mi? Bu da basit: Hayır!

Çünkü... Sosyalistler, her şey bir yana, sadece yakın geçmişteki kendi tarihsel deneyimlerinden de biliyorlar ki, Türkiye’de bir askeri darbe, demokrasiden, insan haklarından, özgürlüklerden yana olan tüm kesimlere karşı sindirme/yok etme politikası uygularken, emekçi sınıfların asgari hak ve kazanımlarını da geri götürüyor. Yani emekçiler ağlıyor, sermaye gülüyor!

Dolayısıyla, sosyalistler açısından bir askeri darbe ihtimaline karşı her şart altında karşı çıkmak dışında bir siyaset ihtimali yoktur. (...)

Nasıl ki, cumhuriyeti koruma iddiasındaki iktidar kliğinin cumhuriyet dediği şey, demokrasiden soyutlanmış, giderek aşınan iktidarlarını korumanın yegâne aracı olmaktan öte birşey ifade etmiyorsa... demokrasi cephesinin merkezine yerleştirilen neoliberal islamcı AKP’nin de demokrasi ile ilişkisinin sadece kendi siyasal anlayışına özgürlüğün ötesinde bir vaat içermediğini artık iyi biliyoruz.

Öyleyse, her şart altında darbeye karşı çıkarken, bu karşı çıkışın AKP’nin değirmenine su taşıyan zeminlere kaymasına duyarsız kalabilir miyiz? (27 Haziran 2008)

•••

AKP’nin hükümet olması, ABD’nin Ortadoğu için öngördüğü ‘büyük proje’ bağlamında hayli uygun bir zemin oluşturdu. (...)

Ama diğer tarafta, bugüne kadar ülke siyasetine yön vermiş asker-sivil bürokrasiden oluşan iktidar kliğinin ayakları altındaki toprak kaymaya başladı. Ya sürece uyumlu bir biçimde yeni pozisyonlarını benimseyecek ya da sonu belirsiz bir hesaplaşmaya yöneleceklerdi.

Dünyadaki ve bölgemizdeki gelişmeler karşısında, geçmişteki hareket alanından yoksun olan bu kliğin kendi içinde de ayrışmalar, farklı eğilimler ortaya çıktı. Bazı direnç odakları ‘eski güzel günlerdeki gibi’ süngünün öne çıktığı bir hamlenin planını yaptılarsa da başta ABD olmak üzere uluslararası emperyalist merkezlerden destek alamayacakları anlaşıldı. (...)

Öyle anlaşılıyor ki, vaktiyle İsmet Paşa’nın ABD’ye karşı gündeme getirdiği “yeni bir dünya kurulur, Türkiye’de orada yerini alır” tavrına, Şangay İşbirliği’ne göz kırparak yeniden hayat vermeyi hayal eden, ‘ulusalcılık’ teranesiyle ‘büyük proje’ye giden sürecin önünde ayak bağı olmaya çalışan son direnç odakları tasfiye ediliyor. (4 Temmuz 2008)

•••

“İşte derin devlet!” diye önümüze sunulanların giderek bir dezenformasyona dönüştüğüne dikkat çekip gerçekte derin devletin kamufle edildiğine dair kuşkularımızı dillendiriyoruz. Ama bu, elbette eldeki kuştan vazgeçtiğimiz anlamına gelmiyor. Basına yansıyan fantastik iddialar ölçüsünde olmasa bile, halen kodeste olanların birçoğunun ciddi komplolar peşinde olduğu, hatta bunlardan bazılarının çok can yaktığı aşikâr. Ama iddianame gerçekten anlatıldığı gibiyse ve daha önemlisi bu iddiaların muhatapları isimlerini bildiğimiz şahıslardan ibaretse, eldeki kuş da bir fars eşliğinde uçup gidecek demektir. (18 Temmuz 2008)

•••

Peki biz ne öneriyoruz? Bu operasyonun murat edildiği gibi derin devletin tasfiyesine uzanan bir büyük hamleye dönüşmesi nasıl mümkün olur? Evet, herkes sıkıldı bu mevzudan... Ben de. Ama pazar yazısında, biraz hafıza tazeleyeceğiz. Mecburen.