Hafta sonu bazı sinema oyuncuları bakanla görüşmek üzere Ankara’ya gitti. Zafer Algöz, Erkan Can, Nejat İşler, Ali Sürmeli, Güven Kıraç, Ragıp Savaş, Olgun Şimşek...

Hafta sonu bazı sinema oyuncuları bakanla görüşmek üzere Ankara’ya gitti. Zafer Algöz, Erkan Can, Nejat İşler, Ali Sürmeli, Güven Kıraç, Ragıp Savaş, Olgun Şimşek, Derya Durmaz ile Hatice Aslan, Kültür ve Turizm Bakanı Günay’ı makamında ziyaret ettiler.

Ziyarette konuşan İdt oyuncusu Zafer Algöz ‘’ Türkiye’de sinema oyuncularının örgütlenmesinde bir eksikliği tespit ettiklerini ve BİROY çatısı altında bir araya gelmeye karar verdiklerini söyledi. “Bu konuda bize manevi ve maddi açıdan desteklerinizi bekliyoruz. Yeni bir kuruluş olduğumuzdan İstanbul’da bir binamızın olması da yapılanmamız açısından önemli’’ diye konuştu.

Yani bir devlet tiyatrosu oyuncusu yine devletin kontrol edeceği bir binadaki yönetimle, sinema ve sinema oyunculuğu yapabilmek için, devletten bina istiyor. Yanısıra, Bakan Günay’da bunun üzerine oyuncuları kastederek, “Aramızda anlaşma olduğu belli” diyerek, Türk sineması oyuncularının Birleşik Oyuncular Meslek Grubu (BİROY) adı altında örgütlenmesine destek veriyor.

Bu oyuncuların tek istekleri var: Sinemalar ve tv’lerde oynadıkları filmlerin tekrar gösterimlerinden para kazanmak, yani telif almak. Kısaca, bakanlığın müzisyenlere gösterdiği hassasiyetin bir benzerini de sinema oyuncuları istiyor.

Çok film çevirme alışkanlığı olan bu oyuncuların, başka istekleri var mı bu görüşmede? Örneğin ülke içindeki salon dağılımlarının dengesizliğini ortadan kaldıracak bir öneri, her ile teknolojik ve konforlu sinema salonları yapılması teklifi? Hayır bunlar önerilmiyor. Peki, taşradaki sinema salonları neden yenilenmiyor diye de mi sorulmuyor. Ya da, sinemada sansüre karşı ortak mücadele? (bakandan istenir mi bilmiyorum ama) Ya da sinema salonu olmayan yerlerde devlet ve belediyelerin sinema salonu açmasını teşvik etmek için herhangi bir proje konuşuluyor mu? Hayır.

Bu topraklarda yaşayan her canın, her türde ve her konuda film yapmalarının kaçınılmaz olduğunu belirtip, büyük bütçeli filmler çekilebileceği gibi, dar ve düşük bütçeli senaryoların da yapılmasına destek verilmesi gerektiği belirtiliyor mu? Bu yolla farklı beğeni ve görüşleri olan insanların da sinemaya gitmesinin kolaylaşabileceği keza. Kısa film, belgesel film ve çizgi filmin önemsenmesi için iki çift söz ediliyor mu?

Bağımsız sinemanın özendirilmesi için, sinemalarda kısa film gösterimlerinin yeniden başlaması için ne yapıldığı soruluyor mu? Hayır.

Aslında bu oyuncular şu can alıcı soruyu yanıtlamış olsalardı belki Ankara’ya gitmelerine gerek kalmayacaktı. Soru şu; “bu oyuncular oynadıkları filmlerin sözleşmelerinin altına yapımcı ile birlikte imza atarken akılları nerede?” Yani o sözleşmede telif konusunu belirtseler. Elbette oyunculara dönük bir emek hırsızlığı da yok değil elbette. Ancak oyuncuların hak aramak için gittikleri adres yanlış ve gidilen adreste konuşulanların içeriği de sinema sanatının yaşamakta olduğu, daha temel sorunlar üzerinden ve sorgulayıcı olmalıydı diye düşünmekteyim.

Aklıma gelmişken, bir dizi oyuncusu olan Özge Özberk’in geçtiğimiz aylarda yapımcısını, çalışma şartları konusunda acımasız davrandığı için mahkemeye verdiğinde, yukarıda Ankara ziyaretine katılan (anılan) oyunculardan tek bir tanesinin Özberk’in yanında yer almaması insanı düşündürmüyor değil. Ve insan ister istemez acaba bakandan bir davet mi geldi de alelacele Ankara’ya gidildi? sorusunu sormadan edemiyor.

Ankara’ya gidenlerin, amaçlarının sinema sektöründe emek veren kişileri, ‘’alaylı-mektepli ayırt etmeden’’ buluşturmak, sinemaya yıllarını vermiş, ancak maddi yokluklar içinde sıkıntılar çeken emekçilerin de haklarını savunmak olduğunu belirtmeleri, onların geçmişte bu konuda bir çaba sarf etmediklerini de örnekte olduğu üzre bilmemize neden oluyor.

Oyuncu Algöz’ün, “AB normlarına uygun, Avrupa’daki meslek birliği örgütleriyle paralel çalışacak bir çağdaş yapılanma içine girmek için bir araya geldiklerini” belirtmesi de, temelsiz duruyor. Çünkü bu tür de bir ön çalışmanın tek başına değil, Çağdaş Sinema Oyuncuları Derneği oyuncu meslek birliği’nin, Sesam’ın, Türsak’ın, Film-Yön’ün v.d.’de aralarında olacağı bir tartışma, yorumlama, analiz etme ve yapılanma modelinden sonra gündeme getirilmesinin daha sağlıklı olacağı düşüncesindeyim.

Yanısıra, yapımcı yönetmen ve senaristlerle bir araya gelinse, sorunlara bulunacak alternatif çözüm yollarıyla basınaçıklaması yapılsaydı daha doğru olmaz mıydı?

Asıl gündem olan, dizi ve sinema setlerinde çalışma koşullarının daha demokratik oluşturulması konusunun örgütlü olmaktan geçtiği hissettirilebilseydi…

Neyse, sayın bakandan şu binayı alalım, bunları da hallederiz inşallah.