Bir ürün veya olgunun özgürce ya da zorlanarak yaygın bir şekilde seçtirildiği bir dünyada yaşıyoruz. Kabul ettirilmesi ve satın aldırılması da ürünün popülerliğini belirleyebiliyor.

Bir ürün veya olgunun özgürce ya da zorlanarak yaygın bir şekilde seçtirildiği bir dünyada yaşıyoruz. Kabul ettirilmesi ve satın aldırılması da ürünün popülerliğini belirleyebiliyor. Bir şarkıcıdan, yazara, bir eşyadan, ürüne kadar herşey kollektif bilinçaltımıza çakılabiliyor. Devreye çok sayıda insan, para ve iletişim unsurları da dahil edilerek operasyon tamamlanıyor.

Kapitalist söylem önce bu kaynakları orta sınıfa ezberletiyor ve eline para geçen her birey bu nimetlerden faydalanmayı ayrıcalık olarak görerek statü sahibi olmaya odaklanıyor. Bu süreçte tüketim artıyor; dolayısıyla, tüketim kültürü de, ortak kültür olarak artmaya başlıyor.

Son yıllarda çağın ruhunu yakalamaya zorunlu üreticilerin bulduğu silkon bilezikler de, bu tamamen duygusal durumdan peydahlanmış bir ürün olarak taktığımız kol saati yerine geçmiş durumda. Önce duygusal olarak hayır duası amaçlı çıksa da, üretilen nesnenin en fazla gelir getirecek biçimde pazarlanarak “kâr amaçlı ama manevi tatmin araçlı” doyumsuzluğa matrikslenmesi fevkalade bir işletim sistemi olarak raflardaki yerini alıyor.

“Buna gereksiniminiz var, bu olmadan asla yaşayamazsınız” seviyesine çıkarılan bu ürünün şu an dünyada en fazla kola takılan ürün olduğunu söyleyebiliriz. Çin’de çok ucuz bir sermayeyle üretilen bu bileziklerin varoluş nedeni de çok duygusal. Çıkış noktası bisikletçi Lance Armstrong’un kansere karşı mücadelesini simgeleyen sarı bir bileklik. Bir yardım bilekliği satışının ticarete nasıl araç olup yeni bir akım yarattığını, ancak Nike ile başlayan, bileklik satışında sürecin dünyayı etkisi altına alan bir popüler kültür ürününe dönüşümü düşündürmeye devam ediyor.

Aslında bu durum çağın ruhunu yansıtması açısından kayda değer tutulmalı. Yaratıcılıktan uzak, tekrara ve imitasyona dayalı silikon bileklikler, içinde bulunduğumuz savaşan dünyanın sahteliğiyle ne kadar da örtüşüyor. Onu takınca vücudunu bir hissiyat kaplar ve ruhsal olarak rahatlarsın ve savaşmazsın öyle mi? Bu kapitalist söylem olsa olsa egemen sınıfların ninnileri olarak kayda geçebilir. Bir sosyal sorumluluk projesi ya da diğer hastalıklara karşı mücadele için bir araç olmaktan uzak hale getirilen bileklikler, ülkemizde şeker ve çikolata otomatlarıyla para toplayan kimi vakıfların da ilgisini çekerse ve uygulama alanı bulursa şaşmayın.

Bu konudaki en ilginç girişimlerden biri ise ABD’de her ikisi de şeker hastası olan 12 yaşındaki Sydney Davis ve 13 yaşındaki Daniel Rosen’ın “Bugün Diyabetlileri İyileştirin” yazılı mavi bilekliklerle kurdukları fona tam 30 bin dolar kazandırmayı başarmalarıyla dikkat çekici olabilir.

Kısaca; ticari metaya dönüşen silikon bileklikler, İngilizce ‘awareness wristbands’ (yani ‘farkındalık bilezikleri’) olarak takılan bu ürünlerin hangi kampanyalarda ne amaçlarla kullanıldığına da bakalım şimdi. MAKE POVERTY HISTORY (Yoksulluğu Tarihe Gömelim). Yoksulluk ve açlıkla mücadele eden Make Poverty History hareketinin ürettiği beyaz bileklikleri Bob Geldof, Bono gibi ünlü isimler de takıyor.

WEAR TSUNAMI AID (Tsunami Kurbanlarına Yardım) Tsunami kurbanlarına yardım eden bu derneğin bileklikleri mavi. BREAST CANCER CAMPAIGN (Meme Kanseri Kampanyası) Meme kanseriyle mücadelenin sembolü pembe bileziklerden toplanan bağışlar meme kanseri araştırmalarına aktarılıyor. Farkındalık bileziğiyle başka nelerin farkına varıyorsunuz hep birlikte göz atalım.

KIRMIZI renkli bilezikler: Kalp hastalıkları, AIDS, Parkinson, madde bağımlılığının farkındayım demek anlamına geliyor. TURUNCU: Açlık, lösemi, ırkçılıkla mücadele, multipl skleroz, SARI: Umut, intihar karşıtlığı, evlat edinen aileler, kayıp çocuklar, mesane kanseri, akciğer kanseri, YEŞİL: Organ ve doku bağışı, depresyon, ruh sağlığı, göz hastalıkları, ilik nakli ve bağışı, glokom, kayıp çocuklar, lösemi, çevre, böbrek kanseri, KOYU MAVİ: Hoşgörü, çocuk taciziyle mücadele, konuşma özgürlüğü, suç kurbanları, su temizliği, kolon kanseri, MOR: Dini hoşgörü, hayvan suiistimaliyle mücadele, 11 Eylül kurbanları, pankreas kanseri, tiroid kanseri, evsizler, BEYAZ: Masumiyet, terör kurbanları, barış, yaşam hakkı, diyabet, cinsel tacizle mücadele, Alzheimer, evlat edinme, kemik kanseri, internetteki çocuk pornosuyla mücadele, SİYAH: Melanom, yas, KAHVERENGİ: Sigara karşıtlığı, GRİ: Diyabet, beyin kanseri, astım, alerji, TURKUVAZ: Jinekolojik kanserler, madde bağımlılığı, cinsel taciz ve tecavüzle mücadele, BORDO: Sezaryenle doğum, başağrısı ve migren, LİLA: Yeme bozuklukları, hipertansiyon, mide kanseri, PEMBE: Meme kanseri, AÇIK MAVİ: Prostat kanseri, tiroid hastalıkları, LAVANTA: Tüm kanser türleri, epilepsi, BEJ: Akciğer kanseri, multipl skleroz, ALTIN: Çocuk kanseri, Birlikte kullanılanlar: MAVİ + PEMBE: Hamilelik, erkeklerdeki meme kanseri, KIRMIZI + BEYAZ: Kafatası ve çene kanseri, KIRMIZI + SARI: Hepatit C, KIRMIZI + BEYAZ + MAVİ: 11 Eylül kurbanları, KIRMIZI + MAVİ (Üzerinde kalp resmi var) Kalp hastalıkları, MAVİ + SARI: Down sendromu, SİYAH + BEYAZ: Irkçılıkla mücadele.