Neşe dolmuyor insan!

nese-dolmuyor-insan-479-1.

23 Nisan her yıl olduğu gibi yine sembolik kutlamalara sahne olacak. Ancak çocukların yaşadığı sorunlar diz boyu. Zorla evlendiriliyor,istismar ediliyor,tutuklanıyor ya da şiddete maruz kalıyorlar. Çocuk yaşta evlendirilenlerin hikâyesi bu 'bayram'da da sürüyor. Çocuk olmadan kadın olmak zorunda bırakılan ve çocuk yaşta evliliğe zorlananların sayısı artarak devam ediyor. Çocuk yaştaki evliliklere ilişkin araştırmaları ile bilinen Uçan Süpürge Derneği kurucusu Güner verilerdeki artışı,iktidarın olumsuz kadın erkek eşitsizliği vurgusunun da etkilediğini belirtiyor.

'SIKIŞTIRILMIŞ KİMLİKLER'
Uçan Süpürge Kadın İletişim ve Araştırma Derneği'nin kurucusu Halime Güner,iktidarın kadın erkek eşitliği konusunda olumsuz yaklaşımının çocuğa da yansıdığını belirterek,''Siz bir toplumda kadın erkek eşitliğine inanmıyorum derseniz ve kadını bir birey olarak görmezseniz,çocuğu birey olarak görmemeniz çok daha normalmiş gibi tarif edilir. Bu bir bütünün parçası. Oradaki birey olmak da söz sahibi olması ve daha demokratik bir yaşam biçimini ifade eder. Oysa bizde bir tahakküm söz konusu. Bu tahakküm olduğu zaman kendisini bir birey olarak göremezse bir çocuk,hayattaki gelişmeleri de takip ederse söz konusu çelişkiyi daha çok yakalar. Bu aşamada da sıkıştırılmış kimlikler ve kişilikler yaratılmış oluyor. Böyle bir toplumun geleceği inşa etmesi ile ilgili birçok endişe ortaya çıkıyor'' dedi.

'YANLIŞ OLDUĞU BİLİNİYOR'
Toplumun çocuk yaştaki evliliklerin normal görülmediğini ve yaptırımları konusunda bilgi sahibi olduğu halde bunu hayata geçirdiğini ifade eden Güner,''Çocuk yaştaki evliliklerle ilgili Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri'nin yeni bir araştırma yayımladı. Araştırma bünyesinde tüm Türkiye'de 15 bin haneye girilmiş ve 'Çocuk yaşta evlilik yanlıştır. Bunu biliyor musunuz?' sorusu sorulmuş ve yüzde 93'lük bir dilim 'Evet. Biliyoruz' yanıtını vermiş. 'Çocuk yaşta biriyle evlilik yaparsanız hapishaneye gireceksiniz. Bunu biliyor musunuz?' sorusuna ise yüzde 83 bildiğini söylemiş'' diye konuştu.

'HAYATI YARIM KALIYOR'
''Çocuk yaştaki evlilikleri kesişimsellik dediğimiz olaylarla tanımlıyoruz'' diye Güner sözlerini şöyle sürdürdü:''Çocuk yaşta evlendiği için çocuk haklarından mahrum oluyor,eğitimini yarım bırakıyor,gelişim ile ilgili süreç yarıda kalıyor,bir çocuk dünyaya getirecekse,gelişim sürecinde edinmesi gereken herşeyi ona veriyor. Bunlar çerçevesinde sağlıksız,eğitimsiz,ezilmiş bir kadın portresiyle karşılaşıyoruz.''

***

‘Çocuk yaşta evlilik şiddeti artırıyor’

Çocuk yaştaki evliliklerin evlilik içi şiddeti artırdığını belirten Psikolog Aylin Ülkümen,“Çocuk yaşta evliliklerde,kişi henüz gelişmekte olduğu için şiddete karşı daha da korumasız kalabiliyor. Eğer çocuk zaten şiddet uygulayan bir aileden gelmiş ve daha sonra zorla evlendirildiği veya şiddetten uzaklaşma umuduyla evlendiği kişiden de şiddet görmüşse,kendisinde çok temel bir sorun olduğunu düşünmeye,şiddetin sorumlusunun kendisi olduğunu hissetmeye başlayabiliyor;bu da son derece örseleyici olmasının yanı sıra,şiddetin ismini koyamamak,kendini sorumlu tutmaktan dolayı şiddetten uzaklaşmayı ileriki yıllarda da daha da zorlaştırabiliyor’’ diye konuştu.

Ülkümen sözlerini şöyle sürdürdü:“Bakım ihtiyacı devam eden,aslında halen oyun çağında olan bir çocuk,bir anda kendisini hiç tanımadığı biriyle hiç tanımadığı bir evde,ne olduğunu bile tam kestiremediği bir tür “kadınlık” ve “annelik” rolünde,çocuk bakımı ve ev geçindirme sorumluluğu içinde bulabiliyor. Bir yandan cinsel şiddet de çok ağır yaşanıyor;sıklıkla yetişkinlerle de evlendirilen kız çocukları,yaşlarının çok ötesinde cinsel taleplerle ve akabinde cinsel şiddetle karşılaşıyor,yaşı nedeniyle yaşadıklarına anlam vermekte iyice zorlanabiliyor,ve kendisini tüm bunlardan suçlu hissedebiliyor.”

***

1.970 çocuk hak ihlaline uğradı

İnsan Hakları Derneği (İHD) Çocuk Hakları Çalışma Grubu 2015 yılının ilk 3 aylık döneminde çocuk hakları alanında yaşanan ihlallerine ilişkin raporunu açıkladı. Resmi verilere göre 2 bin 165 çocuğun hapishanede olduğu,her yıl 300 bine yakın çocuğun polis ve adliyeyle ve yılda 10 bin çocuğun ise hapishane ve gözaltı ile tanıştığı kaydedildi.

***

627 çocuk önlenebilir sebeplerden öldü

Çocuklar okula giderken,evlerinde televizyon izlerken,pikniğe gittiklerinde,sokakta,trafikte… ölmeye devam ediyor. Gündem Çocuk Derneği’nin 23 Nisan Çocuk Bayramı öncesinde açıkladığı veriler Türkiye’de çocuklarla ilgili “kara tablo”yu ortaya koydu. Rapora göre 2014 yılında önlenebilir sebeplerden dolayı 627 çocuk yaşamını yitirdi. Gündem Çocuk Derneği’nin hazırladığı ‘’Türkiye’de Çocuğun Yaşam Hakkı 2014” raporuna göre,devlet eliyle ortaya çıkan yaşam hakkı ihlali sayısı 38,devlet önlem almadığı için ortaya çıkan yaşam hakkı ihlali 589.

Raporda kamu görevlilerinin ihmali nedeniyle 28 yaşam hakkı ihlali,iki yargısız infaz ve toplumsal olaylarda sekiz yaşam hakkı ihlali yer aldı.

Karşıt gruplar arasındaki silahlı çatışma sonucu dokuz,çocuk evlilikleri nedeniyle beş,ev içi şiddette 25,akran şiddetinde 10,çocuk cinayetlerinde 20 olmak üzere şiddet sebebiyle 55 çocuğun yaşam hakkı ihlal edildi.

***

TÜİK verileri gerçekleri gizleyemedi

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK),“İstatistiklerle Çocuk,2014” raporunu açıkladı. Rapora göre,2013 yılında cezaevine giren 161 bin 711 hükümlüden 6 bin 132’sini 12-17 yaş grubundaki çocuklar oluşturdu. Çocuk hükümlülerin oranı 2009 yılında yüzde 1,5 iken,2013 yılında bu oran yüzde 3,8’e yükseldi. Ölüm nedenlerine göre hastalıklar incelendiğinde,2013 ve 2014 yıllarında 1-17 yaş aralığındaki çocuklarda “Dışsal yaralanma nedenleri ve zehirlenmeler” nedeniyle ölümler ilk sırada yer aldı. Rapora göre Türkiye’de yaklaşık 16 milyon 706 bin yoksul fert bulunurken,çocukların yoksul fertler içindeki oranı yüzde 44,3 oldu. BM tanımına göre 0-17 yaş grubunu içeren çocuk nüfus,1935 yılında toplam nüfusun yüzde 45’ini oluştururken 2014 yılında toplam nüfusun yüzde 29,4’ünü oluşturdu. Çocuk nüfus oranı illere göre incelendiğinde,2014 yılında en yüksek çocuk nüfus oranına sahip olan iller yüzde 47,8 ile Şırnak ve Şanlıurfa oldu.