1930 belediye seçimleri gölgesinde İzmir’de kadınlar

DR. ERKAN SERÇE

20 Mart 1930’da yeni belediye kanunu TBMM’nde görüşülmeye başlandı. Kanunun eskisine göre en önemli farkı, kadınlara da seçme ve seçilme hakkının tanınmasıydı. Konu gazetelerde bir dizi tartışma yaratmışsa da tamamı erkeklerden oluşan TBMM’nde ilgili madde hiçbir muhalefete uğramadan geçti. Belediye Kanunu’nun 4 Nisan’da kabul edilmesi üzerine, Yunus Nadi gazetedeki köşesinde “Türk kadınının da artık yüzü açık ve alnı yüksek pek mümtaz bir mahlûk” olduğunun altını çiziyordu. Atatürk'ün kanunu onaylaması sonrasında Manisa’da Yardımcı Kadınlar Birliği üyesi hanımlar, vali vekilini, CHF’nı ziyaret ettiler ve Atatürk'e teşekkür telgrafı çektiler; ilgili haberin altında Muammer ismi okunuyordu.

Türk kadınına belediye seçimlerinde seçme ve seçilme hakkının tanındığının ertesi günü, İzmir’de Hilal istasyonu karşısında 34 numaralı hanede mukim Hüseyin kızı Behiye hanım, biraderi İbrahim tarafından bıçakla arka küreğinden ve kolundan ağır surette yaralandı. İbrahim, 25 yaşındaki Behiye’yi sokakta yabancı bir erkekle konuşurken görmüştü. İbrahim’in geldiğini gören yabancı erkek hemen kaçmış, İbrahim “kardeşinin bu fena hareketi karşısında müteessir olarak” ‘sen o..... oluyorsun’ demiş ve bıçağını çıkararak Behiye’ye saplamıştı.

TBMM Belediye Kanunu’nu görüşürken CHF, kadınların da partiye üye olarak alınmaya başlayacağını açıklıyordu. Kanunun kabulünü izleyen günlerde Afet (İnan) Hanım CHF’nın ilk kadın üyesi olarak kaydını yaptırdı. İstanbul’da partinin ilk kadın üyesi Resmiye Hakkı Şinasi Hanım olurken, İzmir’de de üyelik için ilk başvuranın Benal Nevzat Hanım olduğu açıklanıyordu.

Benal Nevzat’ın başvurusunu yaptığını haber veren gazetenin bir başka sütununda “Sürtükler toplanıyor” başlığı dikkati çekiyordu. Habere göre, "Şehir dâhilindeki sürtüklerin toplanması için polis yeniden önlemler almış ve iki günde 100 sürtüğü toplayarak muayeneye sevk etmişti. Sürtüklerin pek çoğu hastalıklı çıkmıştı. Polis müdüriyeti yeni önlemlerle, sürtüklerin serbestiyetlerine mani olunacağını ve sıkı muayeneye tabi tutulacaklarını duyurmuştu. Sürtüklerin yabancı vatandaşı olanlar, sınır dışına çıkarılırken, Türk vatandaşı olanlar umumhanelere gönderilecekti. Ertesi gün ilgili büronun şefi İhsan Bey, sivil memurlarla gazinoları ve umumhaneleri teftiş etmiş, umumhanelerde fahiş fiyatlar uygulandığını, bazılarında fiyat listelerinin olmadığını tespitle gerekli tembihatta bulunmuştu."

İki partinin, CHF ve Serbest Fırka’nın yarıştığı belediye seçimleri Eylül 1930’da başladı. İzmir’de 36 üyenin seçileceği belediye meclisine CHF Benal Nevzat, Piraye Sükuti ve Hasene Nalan hanımları, SF ise Cevriye İsmail, Hasene Nalan ve Rebia Arif hanımları aday olarak gösterdi. Hasene Nalan iki fırkadan da aday gösterilmesinden gurur duysa da sonunda CHF’nı tercih etti. CHF seçimlerde kadınlara özel seçim beyannamesi yayınlamaktan geri kalmamıştı. Özetle şöyle diyordu: “İzmir hanımları! Reylerinizi CHF’na veriniz. Size bu medeni ve mukaddes hakkı bahşeden CHF’dır. Türk kadınının en yüksek meziyeti nimet-şinaslığıdır.”

Aynı günlerde Seferihisar’ın Ürkmez köyünde Deli Bayram adında bir genç, bir hafta önce gördüğü Fatma Nazike’yi beğendi, yolunu keserek sevgisini itiraf etti. Nazike Hanım cevap vermeyerek koşarak evine girdi. Fırsat bekleyen Bayram, nihayet Fatma Nazike’yi yalnız yakalayarak kaçırmaya çalıştı. Direnince de kızı öldürdü. İzmir’de Kahramanlar sokağında oturan Naile Hanım da kocasının zulmüne dayanamayarak Bostanlı’da annesinin evine kaçtı. Kocası müteessir olarak Bostanlı’ya gitti ve karısını bıçaklamaya başladı, araya giren Nazike’nin annesini de öldürmekten geri durmadı. Ertesi gün İzmir’in diğer ucunda, Eşrefpaşa’da Mustafa oğlu Recep, karısı Mukaddes ve kayınvalidesi Süheyla hanımları dörder yerinden bıçaklıyordu. En iç acıtıcı haber ise, 2 aylık hamile Leman hanımın kocası tarafından öldürülmesiydi. Leman Hanım, eve gelen kocası tarafından bilmediği bir nedenden dolayı evin bodrumuna indirilmiş, boğazına bıçak dayanmıştı. Zar zor kurtulan Leman Hanım karakola sığınmış, kocasından şikâyetçi olmuş, ancak sonuç alamamıştı. Çaresiz evine dönmek zorunda kalan kadın, daha evin girişinde bıçaklanarak öldürülmüştü.1930-belediye-secimleri-golgesinde-izmir-de-kadinlar-696397-1.

Belediye seçimlerinin devam ettiği günlerde, 18 Eylül 1930’da bir gazete haberinde İzmir Ağır Ceza Mahkemesi üyeliği yardımcılığına Meriha Hanım tayin edilmişti. 1929 yılında Hukuk Fakültesi’nden mezun olan Meriha Hanım İzmir mahkemelerinin ilk kadın üyesiydi.

Türkiye’de kadın haklarının ve kadınların toplumsal konumları ile kadınlara birey olarak yüklenen anlam ne yazık ki paralel bir gelişme göstermedi. Cumhuriyet’in kuruluş aşamasında iktidarda ve onun çevresinde bulunan bir avuç insanla, yine dar ve iktidar tarafından yönlendirilen zayıf bir kadın hareketinin işbirliğiyle ortaya çıkan kadın hakları, günümüzde bile toplumun tamamına yayılmış değil. Kadınlar için bölgesel farklılıklar bir yana, aynı şehirde, farklı semtlerde farklı yaşamlar mevcut. 1930’larda gazetelerin üçüncü sayfalarında rastlanan, yukarıda örneklerini verdiğimiz türden haberler günümüz için de geçerli. Tek farkla; günümüzde benzer bazı olaylar birinci sayfadan da izlenebiliyor. Bunların tamamen ortadan kalkması için her halde daha epey bir zaman geçmesi gerekiyor. Bu ise ancak iktidar aygıtının, başta eğitim olmak üzere resmi ve sivil toplum kuruluşlarının, bilinçli erkek-kadın bireylerin geliştirecekleri evrensel, ortak bilince dayalı tavırlarından geçiyor.

Belediye seçiminin sonucu ne mi oldu? İzmir’de tüm belediye meclisi üyeliklerini CHF kazandı. Benal Nevzat, Piraye Sükuti ve Hasene Nalan hanımlar İzmir Belediye Meclisi’nin ilk kadın üyeleri olarak en çok oyu alarak ilk sıradan seçildiler. 5 Aralık 1934’te çıkarılan kanunla kadınların milletvekili seçme seçilme hakkı tanındı. 1935’te yapılan genel seçimlerde ise Benal Nevzat (Arıtman) İzmir’den seçilen ilk kadın milletvekili olarak TBMM’ne girdi.