Cezayir, Türkiye ile imzalanan ve 23 yıldır bekleyen deniz anlaşmasını onayladı. Ankara da Filistin güvenlik anlaşmasını yürürlüğe soktu. Anlaşmalar Akdeniz’deki etkinlik mücadelesinde yeni bir sürecin işaretleri.

2 imza 1 denklem

Dış Haberler Servisi

Zengin enerji rezervlerinin keşfiyle birlikte uluslararası paylaşım mücadelesinin son yıllardaki en gerilimli bölgesine dönüşen Akdeniz’de karşılıklı hamleler peş peşe geliyor. Gözler 23 Haziran’da yapılacak Berlin’deki Libya Zirvesi’ne çevrilirken Trablus üzerinden denklemdeki yerini güçlendirmeye çalışan Ankara’nın Filistin ve Cezayir ile imzaladığı anlaşmaların yürürlüğe girmesi dikkat çekti.

Cezayir Türkiye ile 1998’de imzalanan deniz anlaşmasını önceki gün yürürlüğe soktu. Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun, Ankara ile imzalanan yolcu ve ticari mal taşımacılığı yapılmasını sağlayacak deniz seyrüsefer anlaşmasına perşembe günü onay verdi. Anlaşmaya göre, iki ülke arasında gemi inşası ve onarımının yanı sıra, liman yapımında da teknik işbirliği yapılacak.

23 YILLIK BEKLEYİŞ

İki ülke arasında yolcu akışını ve ticari hacmi artıracak anlaşma 25 Mayıs 1998’de yapılmasına rağmen bugüne kadar Cezayir yönetimi tarafından onaylanmamıştı. Fransa ile yakın bir işbirliği içerisindeki Cezayir’in anlaşmanın uzun yıllar boyunca aktifleştirmemesinin arkasında Paris’in etkisinin olduğu sanılıyor.

Anadolu Ajansı’nın haberine göre Tebbun, çarşamba günü Fransız dergisi Le Point’e verdiği röportajda, ülkesinin ‘karşılığında herhangi bir siyasi talep olmaksızın, yaklaşık 5 milyar dolar değerinde yatırım yapan Türklerle mükemmel ilişkilere sahip olduğunu’ belirtmişti.

FİLİSTİN İLE ANLAŞMA

Bir diğer çarpıcı gelişme de Türkiye ile Filistin arasında 2018 yılında imzalanan Güvenlik ve İşbirliği Anlaşması’nın yürürlüğe girmesi oldu. Anlaşma ile suç gelirlerinin aklanması, bilişim suçları, kültür ve tabiat varlıkları kaçakçılığı, uyuşturucu kaçakçılığı, insan ticareti, göçmen kaçakçılığı ve göç konusuna karşı işbirliği kararı alındı. İstihbarat ve operasyonel teknik paylaşımı da anlaşmanın dikkat çekici maddelerinden birisi oldu.

Anlaşma, Filistin’deki kolluk güçlerinin, kolluk amirlerinin Türkiye’deki polis akademisi, jandarma ve sahil güvenlik akademisinde eğitilmesinin önünü açtı. Ancak anlaşmanın en dikkat çekici maddeleri, denizcilik/sahil güvenlik konuları oldu. Anlaşmanın 7. maddesinde tarafların denizde kolluk görevi icra eden, denizde sınır aşan suçları takip eden teşkilatları arasında yakın işbirliği kurulması kararlaştırıldı. Bu maksatla karşılıklı ziyaretler, üst düzey görüşmeler, teknik toplantılar, gemilerde karargâhlarda personel mübadelesi, gemilerde karşılıklı liman ziyaretleri, ortak eğitim tatbikatları gibi faaliyet icra edebilmesi imza altına alındı. Tüm bu faaliyetlerin koordinasyonu sağlamak amacıyla da karşılıklı olarak müşavir ve irtibat görevlileri atanması kararlaştırıldı.

Uzmanlara göre anlaşma güvenlik işbirliğinden öte anlamlar taşıyor. Libya ile deniz yetki anlaşması imzalayan Türkiye’nin Filistin’le de benzer bir modeli hayata geçirmeye çalıştığı ileri sürüldü. Yandaşlar günlerdir bu yönde yayınlar yapıyorlardı.

AMBARGO UZATILDI

Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, geçen günlerde İsrail, Ürdün ve Filistin’e giderek temaslarda bulunmuştu. Yunan medyasına gore Dendias’ın ziyaretleri, Ankara’nın Libya ile imzalanan deniz yetki anlaşmasının benzerini Filistin ile de imzalaması endişesi yüzünden kararlaştırılmıştı.

Öte yandan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) Libya’ya uygulanan silah ambargosunu ihlal ettiğinden şüphelenilen gemilerin, üye ülkelerce denetlenebilmesi yetkisini bir yıl daha uzattı. 2016’dan bu yana Libya’ya yönelik silah ambargosu ihlallerinin açık denizlerde denetlenebilmesine imkan tanıyan karar özellikle Türkiye’yi yakından ilgilendiriyor.