Sandıktan zaferle çıkan muhalefetin bu başarıyı 2028 genel seçimlerine taşıyabilmesi için önünde kritik bir zaman var. Siyaset Bilimci Tanju Tosun, muhalefetin sosyal politikalara yönelmesi gerektiğine dikkat çekerek, “Denetleme mekanizmaları doğru işletilmeli” diyor.

2028’in yolunu halkçı politika açar
Muhalefetin zaferiyle sonuçlanan seçim büyük sevinçlere sahne oldu. (Fotoğraf: CHP)

POLİTİKA SERVİSİ 

31 Mart yerel seçimlerinin üzerinden 1 haftadan fazla zaman geçti. İtiraz ve tartışmalar sürerken gözler, sandıktan güçlenerek çıkan muhalefetin bundan sonra ne yapacağına çevrildi.

İstanbul, Ankara, İzmir’i yeniden kazanan muhalefet Bursa, Balıkesir, Denizli gibi büyükşehirleri de kazanmayı başardı. AKP’nin oy deposu görülen yerleri de kendi bünyesine kattı. Muhalefet bir yol kazası yapmazsa, toplumcu belediyecilik politikaları geliştirirse, denetim mekanizmalarını işletip katılımcı ve şeffaf bir anlayışla belediyeleri yönetirse 2028 genel seçimlerine giderken büyük avantaj sahibi olacak.

Ancak 1989 yerel seçimlerinden büyük başarı elde eden SHP, arkasına aldığı rüzgarı 1991 genel seçimlerine taşıyamamıştı. 31 Mart’tan zaferle çıkan muhalefetin benzer hataları tekrar etmemesi gerekiyor.

CHP SÜRECİ ÇOK İYİ ANALİZ ETMELİ

Konuya ilişkin BirGün’e değerlendirmelerde bulunan Siyaset Bilimci Prof. Dr. Tanju Tosun, “1991 seçimlerinde Türkiye’de merkez solun parçalanmasına da bir miktar etkisi var. SHP’nin belediye yönetimiyle ilgili yapmış olduğu hatalar özellikle 1991 sonrası artıyor. DSP de alternatif bir parti olarak da etki ediyor. Bunu parantez içinde belirtelim. Bugünkü koşullarda merkez solda yeni bir parti yok. Memleket Partisi bir girişimde bulundu, olmadı. DSP zaten yok. Dolayısıyla siyasi kulvarda tek aktör olarak sosyal demokrat partinin, 1989 yerel seçimlerinde yakaladığı ivmeyi bugün CHP yakaladı” ifadelerini kullandı.

“Önümüzdeki süreçte CHP’nin bunu çok iyi analiz etmesi gerekiyor” diyen Tosun, “Seçmen CHP’ye ciddi anlamda bir kredi açtı. Bunu iyi değerlendirmesi ve bir hataya sapmaması gerekiyor. Bunu genel seçimlere taşıyacak ölçüde bir belediyecilik yapılması gerekiyor. Ne olması gerekiyor? Her şeyden önce İstanbul ve Ankara’nın 2019’dan itibaren uyguladığı politikaların benzerini uygulaması gerekiyor. Yani bütün belediye başkanları yüzünü Ekrem Bey ve Mansur Bey’in icraatlarına dönmeli.

Prof. Dr. Tanju Tosun
Siyaset Bilimci

SOSYAL POLİTİKALAR ÖNÜNÜ AÇACAKTIR

Örneğin bir pandemi süreci yaşandı. Sosyal belediyecilik uygulamaları öne çıktı. Daha halkçı, özellikle yerel kaynakları doğru kullanan, kamucu, kaynakları müşterek ihtiyaçların sunumuna harcayan bir belediyecilik anlayışı gerekli. Asla ve asla AKP’nin hatalarına düşülmemeli. AKP’liler sadece kendi taraftarlarına yönelik, şatafatlı belediyecilik anlayışla hareket ettiler. Çünkü ciddi anlamda bir ekonomik kriz var. Bu ekonomik krizde minimum harcamalarla maksimum yurttaş memnuniyeti yaratacak politikalar icra edilmeli. Yani burada da sosyal politikalar öne çıkıyor” şeklinde konuştu. 

Tosun, değerlendirmesini şöyle sürdürdü: “Temizlik, ulaşım, çevre gibi politikalar zaten olmazsa olmaz. Onun üzerine bu kriz koşullarında merkezi iktidarın yürüttüğü o politikalara yerelde alternatifler sunulmalı, toplumun daha adil bir yaşama kavuşması için neler yapılabilir? Bunları dikkate alması gerekiyor. Diğer yandan Yılmaz Büyükerşen’in CHP’de belediyeleri denetleyecek birimin başına getirileceği söyleniyor. Bu son derece önemli bir gelişme. Bunların yanı sıra önemli ölçüde katılımcı, yurttaş taleplerini dikkate alacak bir belediyecilik anlayışı yapılmalı. AKP’nin en büyük hatalarından biri yurttaşı genel karar alma süreçlerinin tamamen dışında tutması, liyakatten uzak, yandaş ya da taraftar kayırmaya dayalı bir belediyecilik anlayışıydı. Bize oy veren, oy vermeyen şeklinde bir ayrıma gitmeden, bütün hemşehrilere temel belediyecilik hizmet sunumu olmazsa olmaz.”

∗∗∗

BAŞARI GENEL SEÇİME TAŞINAMAMIŞTI 

1989 seçimlerinde SHP başta İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere 39 ilin belediye başkanlıklarını kazandı. Yüzde 35 oy aldı. 1991 Genel seçimlerine taşıyamadı. Bu seçimde DYP yüzde 27 ile birinci, ANAP yüzde 24 ile ikinci, SHP ise yüzde 20 ile üçüncü olabildi. DSP ile yüzde 10 oy almıştı.

1994 yerel seçimlerinde ANAP yüzde 23 ile birinci Refah Partisi ikinci, SHP ise dördüncü parti oldu. Yüzde 16 ile dördüncü olan Refah Partisi 1994 seçimlerinde ikinci sıradayken İstanbul’u yüzde 25’le almayı başardı. 1995 genel seçimlerinde ise refah partisi yüzde 21 oy oranıyla seçimin galibi oldu.