CHP’nin 27 Mayıs 2012’de verdiği; idam edilen devrimciler Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’a, idamlarının kaldırılması yoluyla ‘iade-i itibar’ yapılması teklifini...

CHP’nin 27 Mayıs 2012’de verdiği; idam edilen devrimciler Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’a, idamlarının kaldırılması yoluyla ‘iade-i itibar’ yapılması teklifini 7 aydır Meclis gündemine almayan hükümet, 27 Mayıs darbesinde idam edilen Başbakan Adnan Menderes için kolları sıvadı.


MECLİS BAŞKANI HIZIYLA ŞAŞIRTTI
Menderes’in avukatı Burhan Asri Apaydın, TBMM Başkanlığı’na başvurarak müvekkiline “iade-i itibar” istedi. Avukat Burhan Apaydın, başvurusunda yargılama kararının hukuka uygun olmadığını savundu. Yassıada yargılamaları sırasında iki kez azledilen Apaydın, mahkeme kararında “Türk milleti adına” ifadesinin yer almadığını belirterek, idam kararının kaldırılması gerektiğini öne sürdü. ‘3 fidan’ için yapılan benzer bir teklifi 7 aydır tozlu raflarda tutan Meclis Başkanlığı da başvuruyu Dilekçe Komisyonu’na jet hızıyla havale etti.


BAŞBAKANLIK ARŞİVİNİ AÇTI
TBMM Dilekçe Komisyonu, Menderes’in avukatı Burhan Asri Apaydın’ın ricası üzerine dava dosyasını Başbakanlık Devlet Arşivleri’nden aldı. Meclis, binlerce sayfalık dosyayı ayrıntılı şekilde inceleyecek ve konuyla ilgili bir rapor hazırlayacak. Genel Kurul’dan iade-i itibara ilişkin bir karar çıkarılması planlanıyor.


BURHAN KUZU: İADE-İ İTİBAR ŞART
Konuya ilişkin AKP’den ilk açıklamaysa TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu’dan geldi. Menderes’in idamının ‘tam bir cinayet’ olduğunu söyleyen Kuzu, iade-i itibarın şart olduğunu söyledi. Kuzu, “Tamam orada belki 50, 60 döneminde güçlü Hükümet ve kimi yanlışları olabilir. Sonuçta bunun idamı gidecek bir tablo olduğunu hiçbir zaman kabul etmedim. Ama bunların araştırılması gerekir. Belki zamanaşımı gündeme gelmiş olabilir, ilgilileri bulmak zor olabilir. İadeiitibar bakımından Meclis bu görevi yapmalı” dedi.


DEVRİMCİLERİN İDAMI ‘FARKLI ŞEYLER’!
Kuzu, ''Başka idamlar da gündeme gelebilir mi- Deniz Gezmiş mesela...'' sorusu üzerine, ''Aynı şey değil bana sorarsanız. Onlar yanlış olmuştur, kabul ettik. O dönemde hukuk fakültesinde öğrenciydim. Benden bir önceki kuşaktır onlar. Dosyalara baktığınız zaman farklı şeyler de var orada. Suçlamalar, adam kaçırmalar, elçi kaçırmalar, belli yerleri yakmalar, banka soymalar...Bunlardan idam çıkar mı, çıkmamalıydı'' diye konuştu.

***
HABER ANALİZ: Menderes sevdası benzerlikten geliyor


ErdoĞan’ın hemen her fırsatta ‘demokrasi şehidi’ olarak adını andığı Menderes ile bağı sadece kişisel özdeşleştirmeyle açıklanamaz.
Gericiler ve libarellerin,- Tayyip Erdoğan’ın işaret etmesiyle beraber- son birkaç yıldır Adnan Menderes’i anma törenlerinde kendinden geçmeleri, geç kalınmış bir yastan çok, onda kendilerini bulmaya dayanıyor olsa gerek çünkü hem Demokrat Parti (DP) dönemi ile AKP dönemi, hem de Erdoğan ile Menderes’in politikaları ve söylemleri tek yumurta ikiziymişçesine benzerlikler gösteriyor. DP de tıpkı AKP gibi halkın çok büyük kesiminden oy almış ve nasıl olduysa birçok kesimde demokrasiyi sıçratacağı izlenimini uyandırmıştı ama zaten en başından beri sahip olduğu baskıcı ve ideolojik tekelci karakteri çok geçmeden ortaya çıktı. Tıpkı Irak’a asker yollayan ve olası bir Suriye müdahalesi için hazırkıta bekleyen AKP gibi, ABD’nin taşeronluğunu üstlenen DP döneminde, Türkiye’nin uluslararası hukuka aykırı olmasına rağmen, Soğuk Savaş’ta ABD'den kopmamak için, Kore Savaşı'na yüzlerce asker gönderildi. Ölen o kadar askerin diyeti olarak da hemen sonrasında Türkiye NATO’ya tam üye oldu. Ayrıca din sömürüsü konusunda da AKP ve DP’nin bir söylem kardeşliği var. Bugün Terörle Mücadele Kanunu olarak bilinen ve AKP döneminde başlatılan tüm siyasi davaların belkemiğini oluşturan Türk Ceza Kanunu'nun 141 ve 142'nci maddeleri de yine Menderes döneminin eseriydi. Şuanda birçok muhalifin, gazetecinin, sendikacının hapiste olması gibi, Menderes de muhalif olan her kesimi parmaklıklar ardında atmasıyla ünlenmişti. Menderes’in tüm bu özellikleriyse AKP döneminde hiç gündeme getirilmiyor.
Erdoğan ve Menderes arasındaki ilginç bir benzerlik de; emperyalist planların kritik dönemeçlerinde kullanılacak bazı ülke liderlerini kapağına taşımasıyla ünlenen TIME dergisine ikisinin de kapak olması..