Açlık grevindeki ÇHD'li avukatlara destek için İstanbul Barosu'nda açıklama yapıldı. Açıklamada, "Türkiye’de ceza yargılamaları talimatla yürütülüyor" ifadeleri kullanıldı

Açlık grevindeki ÇHD’li avukatlara destek: Türkiye’de ceza yargılamaları talimatla yürütülüyor

BARIŞ KOP

“Adil yargılanma, adalet ve yargı oyunlarının son bulması” talebiyle açlık grevine başladıklarını duyuran ÇHD’li 8 avukat için açıklama yapan meslektaşları, “Ceza yargılamaları doğrudan talimatla yürütülmekte, on binlerce insan adil yargılanma hakkından yoksun bırakılmakta, savunma hakları da kısıtlanarak tutsak edilmektedir” dedi.

Çağdaş Hukukçular Derneği Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı’nın da aralarında olduğu dernek üyesi avukatlar Aycan Çiçek, Aytaç Ünsal, Barkın Timtik, Ebru Timtik, Engin Gökoğlu, Ayşegül Çağatay ile Oya Aslan 3 Şubat 2020 tarihi itibariyle açlık grevine başladı.

ÇHD‘li 8 avukatın başlatmış oldukları açlık grevine dair hukuk kurumları, hak savunucuları ve siyasi parti temsilcilerinin de katılımıyla İstanbul Barosu’nda bir basın açıklaması düzenlendi.

Toplantıda ilk olarak söz alan ÇHD Genel Başkan Yardımcısı Avukat Ümit Büyükdağ, tutuklu meslektaşlarının toplamda 159 yıl hapis cezası almalarına değinerek, “Gizli tanıklar ve itirafçılarla yangından mal kaçırırcasına kurulan hüküm, istinaf makamınca derhal onanmış şimdi de Yargıtay süreci aynı hızla devam etmektedir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, yine görülmemiş bir hızla onlarca klasör, yüzlerce sayfa iddianame ve yargılama boyunca yaşanan tüm usulsüzlükleri görmezden gelerek, avukat arkadaşlarımızın açlık grevine başladığı gün cezaların onanması talebi ile tebliğnamesini hazırladı” diye konuştu.

“CEZA YARGILAMALARI DOĞRUDAN TALİMATLA YÜRÜTÜLMEKTE”

Tutsak avukatların yargılama süreçleriyle ilgili olarak, “Türkiye’de yargı olmadığının en yalın örneklerinden biri” değerlendirmesinde bulunan Büyükdağ; şunları söyledi:

“Bizler biliyoruz ki; Türkiye’de yargı yoktur. Ceza yargılamaları doğrudan talimatla yürütülmekte, on binlerce insan adil yargılanma hakkından yoksun bırakılmakta, savunma hakları da kısıtlanarak tutsak edilmektedir. Adalet saraylarının adalet sağlamaktan yoksun kaldığı bu dönemde ezilenlerin, baskı altında tutulanların, haksızlığa uğrayanların adalet mücadelesinde saf tutmak, hepimizin tarihsel görevi ve sorumluluğudur.

Derneğimiz başkanı ve üyeleri iki yılı aşkın bir süredir birbirinden farklı hapishanelerde tutsaktır. Dostlarımız, bu coğrafyada hala vicdanı ve insanlığını yitirmemiş her bir bireyin ortaklaşacağı talepleri dile getirmekte; ezilen ve sömürülenlerin, doğanın ve yaşamın avukatlığından vazgeçmeyeceklerini ilan etmektedir.

ÇHD olarak tutsak arkadaşlarımızın yanında, taleplerinin arkasında olduğumuzu duyuruyor ve direnişlerinin kazanımla sonuçlanması için tüm gücümüzle mücadele edeceğimizi kamuoyuna bildiriyoruz.”

“ADİL YARGILAMA VE ADALET İSTİYORUZ"

ÇHD Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Didem Baydar Ünsal ise tutuklu bulunan 8 meslektaşının, “adil yargılanma”, “adalet” ve “yargı oyunlarının son bulması” talebiyle açlık grevine başladığını söyledi. Ünsal ayrıca bir kısım avukatın greve süresiz olarak devam edeceğini de belirtti.

Tutsak avukatlar tarafından gönderilen metni de paylaşan Ünsal, “Bugüne kadar mesleğimizin bütün imkanlarını kullanmaya ve hak bilincini yüceltmeye çalıştık. Tehdit edildik; durmadık. Sansüre uğradık, tecrit edildik; umutsuzlaşmadık. İtilip kakıldık, işkencelerde kolumuz, kafamız kırıldı, vazgeçmedik. Duruşma salonlarından atıldık, dilekçelerimiz takipsiz, taleplerimiz yanıtsız bırakıldı. Yeniden, yeniden denedik.

Hakkımızda kara propagandalar yapıldı, tutuklandık. Mahkemeler eliyle yalan makineleri işledi, mücadele etmeye devam ettik. Özel savcılara davalar açtırıp, bize özel kararlar çıkarttılar. Yetmedi, arkadaşlarımızın adını “terör listelerine” yazdılar” ifadelerini kullandı.

“ÇARESİZ DEĞİLİZ, AÇLIK GREVİNE BAŞLIYORUZ"

Gönderdikleri mektupta “Direnen, teslim olmayan çaresiz kalmaz. Çaresiz değiliz; açlık grevine başlıyoruz” diyen avukatlar, açlık grevine başlama nedenlerini ise şöyle sıraladı:

“Avukatlık mesleğine onur ve saygınlık kazandıran halk ve hak savunuculuğu, mesleğin özüdür. Bu özün çürütülüp; mesleğin alelade bir para kazanma aracına dönüştürülmesine izin vermeyeceğiz. Avukatlık faaliyeti yargılama konusu edilemez. Bizleri “sözde” yargılayarak, tutuklayıp 159 yıl ceza vererek tüm avukatlık mesleğine gözdağı verilmektedir.

Adalet özlemimiz, müvekkillerimiz yüzlerce günlük açlığıyla kamçılanıyor. Mustafa Koçak, devrimci müzik grubu Yorum üyeleri İbrahim Gökçek, Helin Bölek; adalet, adil yargılanma, kazanılmış hakları savunma amacıyla ölüm orucundalar. “Müvekkillerimizin haklı taleplerinin savunucusu olduğumuz talepleri talepleri taleplerimizdir, kabul edilsin” demek için açlık grevindeyiz.

Yargı mekanizması, halkı adaletsizliğe mahkum etmenin, siyasi muhalifleri ve devrimcileri tasfiye etmenin aracı haline getirilmiştir.

TALANA KARŞI AÇLIK GREVİNDEYİZ

Vatanımızın her metrekaresinde doğal, tarihi, kültürel güzellikler dizginsiz bir yağmaya açılmış durumundadır. Her şeyi kâr ve tüccar mantığıyla alınır satılır hale getiren, piyasalaştıran iktidar politikalarının halkımızın, çocuklarımızın geleceğini çalmaması için açlık grevindeyiz.

Maden sahası, nükleer tesis, taş ocağı, boru hattı, turizm, “kentsel dönüşüm” vb. gerekçelerle Munzur Vadisi’nin, Ayder Yaylası’nın, Salda Gölü’nün, Hasankeyf’in, Kaz Dağları’nın, Mersin’in, Sinop’un, Kuzey Anadolu Ormanları’nın, İstanbul’un, yüzlerce yıllık zeytinliklerin, Trakya topraklarının talanına, yok edilmesine karşı bu memleketin her santimine duyduğumuz sorumlulukla açlık grevindeyiz.

Asla çaresiz kalmayacağımızı, hakkımız olanı istemekten, onurumuzu her şeyin üstünde tutmaktan vazgeçmeyeceğimizi göstermek için açlık grevindeyiz ve biz kazanacağız.”

  • Av. Acinikli: Saldırı bütün avukatlara yöneliktir

Özgürlükçü Hukukçular Derneği’nden Avukat Ayşe Acinikli, tutuklu bulunan avukatların haklı ve meşru taleplerde bulunduğunu ifade ederken, “Meslektaşlarımıza yapılan saldırı, bir avukatlık biçimine, devrimci avukatlığa yönelik bir saldırıdır ve aslında bütün avukatlara yapılmıştır” dedi.

  • HDP Milletvekili Piroğlu: Yargı bir baskı ve zor aygıtı olarak kullanılıyor

HDP İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu ise “Ülke hukuksuzluk sürecine iteklenmiş durumdadır. İktidar çok uzunca bir süredir mahkemeleri ve adliye sistemini bir baskı ve zor aygıtı olarak kullanıyor. Aslında arkadaşların talepleri sadece avukatların değil, tüm halkların talebi olarak ele alınması gerekiyor. Sadece hukukun uygulanması için insanlar bu ülkede bedenlerini açlığa yatırmak durumunda kalıyor” ifadelerini kullandı.

  • Yazar Temel Demirer: Onur duyuyorum

“Her ne yaptılarsa iyi yaptılar. Onlarla onur duyuyorum. Hukuksuzluğa isyan ediyoruz. Yok hükmündeki kararları tanımıyoruz. Bu işin altındanda kalkacaklarından eminim” dedi.

  • Yıldız İmrek: Yapılan yargılama değil, infaz ve tasfiye pratiğidir


Demokrasi İçin Hukukçular Derneği’nden Avukat Yıldız İmrek, meslektaşlarının hukuksuzluk sonucunda açlık grevine başvurmak zorunda kaldığını vurgularken; şöyle konuştu: “Bu yargılamalara baktığımızda aslında bir muhalif ve avukat kırımının gerçekleştirildiğini görüyoruz. Hepimizin gözü önünde cereyan eden şey bir yargılama değil bir infaz ve muhaliflerin tasfiye pratiği. Buna karşı durmak herkesin görevi. Bu gidişata karşı sessiz kalamayız. Başka seçeneğimiz yok.”

  • Ümit Biçer: Talepleri herkesin sahiplenmesi gerekiyor

TİHV yöneticisi Ümit Biçer ise “Avukatların son çare olarak başvurdukları açlık grevleri karşısında gerçekten endişe duyuyoruz. İnsanların yaşamından ve bedenlerinden başka mücadele edecek araçları kalmaması ve çok temel adil yargılanma hakkı için mücadele edecek durumda olmaları bizleri endişeye sürüklüyor. Herkesin bu süreçte talepleri sahiplenmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.