Altılı Masa seçimlere kısa bir süre kala cumhurbaşkanı adayını hâlâ belirleyebilmiş değil. Üstelik bunun yanında ittifak içindeki partiler arasındaki polemik de devam ediyor. Mutabakat metninin kıymetli olduğuna değinen siyaset bilimciler adayın belirlenmemesinin güvensizlik yarattığına ve bu konuda bir an önce adım atılması gerektiğine dikkat çekti.

Aday bir an önce açıklanmalı
Fotoğraf: altilimasa.biz

Mustafa KÖMÜŞ

Seçimlere yaklaşık 3 aylık bir zaman kaldı. Ancak muhalefet hâlâ cumhurbaşkanı adayını belirleyebilmiş değil. Altılı Masa’nın 13 Şubat’taki zirvede adayın belirleneceği dile getirilse de henüz bu yönde net bir açıklama gelmedi. Bununla birlikte Altılı Masa içindeki siyasi partilerin söylemleri de birbirini eleştirir nitelikte. Bu eleştirilerin dozu giderek artarken açıklamalar da güvensizliği besliyor. Son örnek CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu ile İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Ümit Özlale arasındaki polemik oldu. Kuşoğlu’nun, “Kemal Bey aday gösterilmezse Altılı Masa dağılır” sözlerine tepki göstererek “Gerçekten CHP masayı Sayın Kuşoğlu’nun dediği gibi, Kemal Bey’in cumhurbaşkanlığını onaylatmak için kurduysa, biz de onay makamı değiliz” dedi. Özlale’nin ardından İYİ Parti Teknolojik Dönüşümden Sorumlu Başkan Yardımcısı Yiğit Karakış da sosyal medya hesabından “Kemal Bey’in adaylığına Ak Parti ve MHP’nin destek vermesi, İmamoğlu’na yargı engeli getirilmesi, Saray medyasının 4 senedir yerden yere vurduğu Kemal Bey’i övmeye başlaması, saray anketçilerinin Kemal Bey’in farklı kazandığı anketler paylaşması... Sizce sebebi ne olabilir?” diye yazdı.

Siyaset bilimcilerle adayın henüz açıklanmamasının dezavantajlarını ve muhalefetin dışarıya yansıyan tartışmaları ile bundan sonra ne yapmaları gerektiğini konuştuk.

TARTIŞMALAR ENERJİ KAYBETTİRDİ

Işık Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Seda Demiralp tartışmalarla Millet İttifakı’nın enerji kaybettiğini söyledi. Demiralp şu ifadeleri kullandı: “Millet İttifakı’nın seçimi kazanma ihtimalinin sekiz ay önceye göre bugün daha düşük seyretmesinin ana sebebi, kimin cumhurbaşkanı adayı olacağı ve olası bir seçim zaferi sonrası altı parti arasında nasıl bir güç bölüşümü olacağı konularında fazla enerji kaybedilmiş olması. Oysa seçimlere dört aydan az bir zaman kala bu konuların artık çoktan geride kalmış olması ve seçmenin artık güçlü bir adayın liderlik ettiği dinamik bir seçim kampanyasını izliyor olması gerekirdi. Muhalefet çok ağır bir tempoda ilerliyor ve seçmen huzursuzluktan öfkeye dönen duygular içinde bu tabloyu izliyor. Muhalefetin seçimi kazanmak için bu tabloyu hızla değiştirecek bir müdahale yapması gerekiyor.”

Doç. Dr. Seda Demiralp, Işık Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Seda Demiralp, Işık Üniversitesi Öğretim Üyesi

RENKLİ BİR KAMPANYA GİDİŞATI DEĞİŞTİRİR

Ortak Mutabakat Metni’ne de değinen Demiralp şöyle devam etti: “Kıymetli ve kampanyada kullanılabilecek önemli tespitler ve hedefler içeriyor. Fakat kampanya hala aktif olarak başlamadığı için şu noktada yüzlerce sayfa ve binlerce maddeden oluşan bu çalışma bir gün kampanyada kullanılmak yahut seçim kazanıldığı takdirde devreye girmek üzere masada bekliyor. Bu noktada muhalefetin kazanmak için öncelikle olabilecek en hızlı şekilde, en güçlü adayını tespit edip açıklaması gerekli. Bundan sonra o adayın Ortak Mutabakat Metni’ndeki en can alıcı, seçmenin günlük hayatına en doğrudan dokunan, en somut ve tercihen kısa vadede etkisi görülecek 9-10 maddeyi kampanyasına taşıması, bu maddeleri düşünebileceğimiz her biçimde yayması, seçmene duyurması gerekli. Renkli, coşkulu, olumlu bir kampanya ve sevilen, heyecan ve umut yaratan bir lider hâlâ gidişatı yukarı yönlü çevirebilir ve Millet İttifakı’na seçim kazandırabilir. Öte yandan bu süreçte ağır ve hareketsiz geçen her gün iktidarın yeniden seçilme şansını artıracaktır.”

BELİRSİZLİK YARATIYOR

Galatasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şule Özsoy Boyunsuz ise adayın açıklanmamasının belirsizlik yarattığına dikkat çekti. Boyunsuz şu ifadeleri kullandı: “Dışarıya yansıyan durum halkta güveni zedeleyici nitelikte. Elbette bazı farklılıklar olabilir ama bunun içeride çözülmesi gerekir. İletişim kanallarının mutlaka doğru işletilmesi önemli. Adayın henüz açıklanmaması ve bu sürenin gittikçe uzaması da tabii belirsizlik yaratıyor. Altılı Masa’nın henüz treni kaçırmadığını düşünüyorum. Ancak öncelikle yapılacak işler bir an önce belirlenmeli ve harekete geçilmeli. İktidar da söylemleriyle muhalefet arasında bir sıkıntı olduğu algısı yaratıyor. Dolayısıyla tartışmaları bir kenara bırakıp, belirsizlikler ortadan kaldırılmalı.”

Prof. Dr. Şule Özsoy Boyunsuz, Galatasaray Üniversitesi Öğretim ÜyesiProf. Dr. Şule Özsoy Boyunsuz, Galatasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi

***

‘BEN KEMAL GELİYORUM’ RAHATSIZLIK YARATTI

Altılı Masa’da adayın yüksek sesle konuşulacağı 13 Şubat zirvesine partiler gergin bir şekilde hazırlanıyor. Milletvekili seçim listelerinin belirleneceği komisyon önceki gün bir araya gelerek liste konusuna giriş yaptı ancak somut bir adım atılmadı. Masada çok sayıda seçenek bulunuyor. 2 parti halinde seçimlere katılma, 3 parti halinde katılma, 6 parti halinde katılma seçenekleri yüksek sesle tartışılıyor fakat somut adımların 13 Şubat’tan sonra atılacağı bildirildi.

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Grup Toplantısı’nda “Ben Kemal, geliyorum” vurgusu, başta İYİ Parti olmak üzere masanın önemli bir bölümünü rahatsız etti. İçeriden gelen çatlak seslere rağmen Kılıçdaroğlu’nun yanında durduğunu bildiren İYİ Parti yönetiminin, buna rağmen kendilerine bu tür açıklamalarla aday dayatıldığı görüşünde. Bu konuda ev sahibi sıfatıyla davet ziyaretleri gerçekleştiren Saadet Partisi Lideri Karamollaoğlu’nun, arayı bulmaya çalıştığı ifade ediliyor. Masa üyelerinin, sadece Kılıçdaroğlu değil, CHP milletvekilleri ve partililerin “aday belliymiş gibi” propaganda yapmasından da rahatsız olduğu öne sürüldü. Fakat Kılıçdaroğlu’na yakın isimler, son açıklamaların AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “sataşmalarına” yanıt niteliğinde demeçler olduğunu, masa açısından “ön alma” amacı taşımadığını bildiriyor. Tüm bu tartışmaların adayın kamuoyuna açıklanma tarihini bir süre erteletebileceği fakat aday konusunda herhangi bir sürprizle karşılaşılmasının beklenmediği kaydedildi.

***

ANAHTAR ‘GENİŞ MUHALEFET İTTİFAKI’

Gazeteci Murat Yetkin, muhalefet kulislerinde, araştırma şirketi KONDA’nın, “CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a karşı aday olması durumunda yüzde 58 ile kazanacağı” araştırmasının konuşulduğunu aktardı. Yetkin’in aktardığına göre, KONDA yöneticisi Bekir Ağırdır, söz konusu anketle ilgili, “Düzenli anket yapıyor, bütün eğilimleri izliyoruz” dedi. Ağırdır’ın, “Ama şunu görüyoruz ki geniş muhalefet ittifakı olmaksızın birinci turda kazanmak henüz mümkün görünmüyor” dediğini de aktaran Yetkin, şu değerlendirmede bulundu: “Anlamı şu: Evet, KONDA anketi kendi bilgisi dışında Meclis koridorlarında yayılıyor ama yayıldığı kadarında dahi Kılıçdaroğlu’nun sadece Altılı Masa adayı olarak Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan karşısında yüzde 58 oy alacağına dair bir bilgi yok. Burada anahtar ifade, ‘geniş muhalefet ittifakı’. Yüzde 10-12 aralığında olduğu varsayılan HDP’nin desteği olmadan diğer iki ittifak da ilk turda yüzde 50+1’i tutturup seçilemiyor.”