Aklınızı kendiniz programlayın

İLYAS TUNÇ

Zeytin yeşili hapishane tulumu içinde, saçları dağınık, dalgalı, top sakallı, sol omuzunda anarşizm simgesi bir dövme, üzerinde ‘özgürlük, eşitlik, anarşi’ yazılı… Sağ kolunda, ünlü matematikçi Horton Conway’in geliştirdiği Game of Life oyunundan alınmış, açık kaynak hareketini gösteren bir planör dövmesi, sol koluna ise Çince ordu ya da lider sözcüğü kazınmış…

Özgürlüğüne 2021’in Ocak ayında kavuşacak.

Suçu, bilgi edinme özgürlüğünü savunmak!

Adı: Jeremy Hammond.

İnternette aradığınızda ağzı Amerika Birleşik Devletleri’nin bayrağı ile kapatılmış bu politik mahkûmun fotoğrafını göreceksiniz; diğer ülkelere demokrasi, insan hakları, özgürlükler ihraç eden Amerika Birleşik Devletleri’nin…

İktidarlar, gerçekleri gizlerler. Gizlenen gerçekler, küresel emperyalizmin savaş kışkırtıcılığından politik suikastlara, ilaç sektöründeki lobicilik faaliyetlerinden usulsüz ihalelere uzanan bir dizi adaletsizliklerle uzayıp gider…

“Karşı çıktığım haksızlıklar reformla değil, sivil itaatsizlikle, doğrudan eylemlerle giderilir” diyor Jeremy Hammond.
İyi ki dijital ortamın bu haylaz çocukları var!

Haylaz çocuk Hammond, henüz sekiz yaşında QBasic temelli video oyunları programlamış, on üç yaşında ise veri tabanları oluşturmuştu. On altı yaşında, savaş karşıtı eylemlere katıldı. Yerel bir Apple mağazasının bilgisayarlarına sızdı; amacı, onlara daha iyi bir korumanın nasıl yapılacağını göstermekti. On sekiz yaşında, iki yıl içinde otuz dört gönüllü çalışanıyla birlikte 110 bin üyeye ulaşan HackThisSite’ı kurdu. On dokuz yaşında, dünyanın en büyük hacker kongresi olan DEF CON’da elektronik sivil itaatsizlik konusunda bir konuşma yaptı. Cumhuriyetçi Parti Kongresi’ni protesto ettiği gerekçesiyle New York’ta tutuklandı. Yirmi yaşında, Illinois Üniversitesi öğrencilerinin düzenlediği bir yürüyüş sırasında yine tutuklandı; bu kez trafiği engellediği gerekçesiyle! Ulusal Sosyalist Hareket’in gösterisinde Neo-Nazi gruplarla arbede yaşadı…

Kod adı: anarchaos.
Şifresi: chewy123

Hammond, hapse girdiği 2012 yılına kadar defalarca tutuklanacaktı. 2006’da Irak savaşını destekleyen aşırı sağcı Protest Warrior adlı organizasyonun web sitesini çökertmiş, suçunu itiraf edince iki yıl hüküm giymişti. On sekiz ay sonra Greenville’deki Federal Hapishane’den şartlı tahliye edildi. Çıkınca daha öfkeli, daha radikal bir tutum sergilemeye başladı.

Hammond büyüdükçe siyasal sistemle, iktidarla olan sorunları da büyüyordu. FBI’ın kara listesine çoktan girmişti. Salıverilme koşullarından biri HackThisSite’daki arkadaşlarıyla üç yıl boyunca görüşmemekti. Bu nedenle popüler eylemlere yöneldi. Şikago’daki iki kömür madeninin kapatılması için uğraşan Rainforest Action Network’e katıldı. Eğitim teorisyeni, Vietnam savaşı karşıtı Bill Ayers’la tanıştı; son derece hayranlık duyduğu Bill Ayers’la…

Hammond, 2009’da televizyon kameraları önünde 2016 Yaz Olimpiyatları’nın pankartını yırttı. Bir yıl sonra 25 Mart 2010’da, Soykırım inkârcısı David Irwing’in kitaplarını yaktı. Beş arkadaşıyla birlikte Norridge’deki Edelweises lokantasını basarak Irwing’in konuklarını dışarı attı. 29 Kasım 2010’da, on sekiz ay göz hapsinde tutulmaya mahkûm edildi. 2011 Temmuz’unda polis ve FBI ajanları tarafından evi basıldı. Kendisini ve oda arkadaşlarını sorguladılar. Cook County hapishanesinde uyuşturucu testi için üç hafta tutuklu kaldı. Aynı yılın sonbaharında ise komünist, eroin ve seks bağımlısı gibi sözlerle medya kuruluşlarınca karalanmaya çalışılan Occupy Wall Street eylemlerine katılacaktı.

FBI ajanları Mart 2012’de Hammond’ı tutukladı; Stratfor (Strategic Forecasting Inc) adlı özel bir ajanlık şirketinin sitesine girerek ABD’nin ve diğer ülkelerin diplomatik bilgilerini Wikileaks’e verdiği gerekçesiyle… Stratfor’un müşterileri arasında Pentagon’dan Deniz Teşkilatı’na, Dow Chemical’dan Raythoen’a uzanan çok sayıda önemli kurum ve şirketler vardı.

Wikileaks’te yayımlanan bu belgeler Türkiye’yi de karıştırmış ancak AKP hükümeti olayı yalanlamıştı. ABD ise şirket ajanlığı ile hükümet ajanlığının iç içe geçtiğini gösteren belgelerin varlığını kabullenecek, sadece üzüntülerini dile getirmekle yetinecekti. Öte yandan, iktidarlarla kurulan her türlü ilişkinin kirliliğinin farkında olan Redhack grubu ise, AKP karşıtı eylemleriyle durumu protesto etmekte gecikmemişti.

Hammond’a Anonymous’a bağlı bir başka hacker grubu Lutzsec lideri Hector Xavier Monsegur; takma adıyla Sabu ele vermişti. Sabu, FBI tarafından yakalandıktan sonra onlar adına ihbarcılık yaptı. Anonymous’la çalışmaya başladığında hapse girebileceğini tahmin eden Hammond, Sabu hakkında şunları söyleyecekti:

“… Kendimi ihanete uğramış hissediyorum; bütün bunların olacağını bilmeme rağmen… Beni şaşırtan şey, Sabu’nun bu kadar çok ve bu kadar önemli stratejik hedeflerle ilgilenmiş olmasıdır. Bilgilerini ele geçirdiğimiz hedeflere beni yönlendiren odur...”

Hammond’la birlikte dört arkadaşı daha hapis cezası aldı; İngiltere’de yaşayan Ryan Ackroyd, Jake Davis, İrlanda’da yaşayan Darren Martyn ve Donncha O’Cearrbhall. Kendi ülkelerinde yargılanan bu kişiler on altışar ay hüküm giyecekler, ama hapis cezaları paraya çevrilecekti.

-Jeremy, ya korkusuz ya da aptaldır! Bu, sizin ona bakışınıza bağlı.

Böyle diyor kız arkadaşı.

Sokak eylemiyle sanal eylemi bütünleştiren Jeremy’nin belki de en büyük özelliği dürüstlüğüdür; yani hacker etiğine bağlı bir eylemci oluşudur. Hedeflediği kitleler arasında ırkçı siteler, adaletsiz kararlar veren hukuk kurumları, askeri donanım imalatçıları, hükümetlerin, şirketlerin çıkarlarını bireylerinkinden üstün tutan bilgi güvenliği firmaları yer almıştır… Edindiği belgeleri sadece halkının, halkların bilgisine sunmuştur.

Hammond’ın 15 Kasım 2013’te mahkûmiyetine karar verilen duruşmadaki konuşması da dürüstlüğünü onaylar nitelikteydi. Eşinin avukatlık şirketi de Stratfor müşterisi olan federal bölge mahkemesi hâkimi Loretta Preska’ya şöyle sesleniyordu Hammond:

“… Düzinelerce ünlü şirketlerin, hükümet kurumlarının sitelerine sızdım, yaptığımın kanuna karşı gelmek olduğunu, bu eylemlerin beni hapse götüreceğini bilerek. Ama, adaletsizliklere karşı koymak, gerçekleri gün ışığına çıkarmak için yeteneklerimi kullanmamın bir zorunluluk olduğunu duyumsadım… Politikaya ilgim, George W. Bush’un 2000’de başkan seçildikten sonra Afganistan ve Irak’a karşı nedensiz bir savaş açmak için 11 Eylül olayıyla yükselen ırkçılık ve milliyetçilik dalgalarından yararlanmasıyla başladı. Sesimizin Washington’da duyulacağını, savaşı durdurabileceğimizi düşünerek sokaklarda safça protestolara katıldım.  Karşılığında, vatan haini olarak etiketlendik, dövüldük ve tutuklandık…”

Mahkeme salonundan çıkarılırken annesi ve arkadaşları gözyaşlarını tutamıyordu. Hammond ise gülümseyerek seslenecekti:

-Yaşasın anarşi!

Irak savaşı sırasında lise öğrencisiydi Hammond. O zamanlar kurduğu bir yeraltı gazetesinin ilk sayısında ‘uyanın! aklınız programlanabilir- siz kendi aklınızı programlamıyorsanız, sizin yerinize onu bir başkası programlayacak, diye yazmıştı.

Dudakları beynine yetişemeyecek kadar hızlı konuşan, zekâ katsayısı 168 olan Hammond’ın aklını programlamak elbette zordu! Dehaları hapse atmak ise ancak, aptalların işi olmalıydı!

Jeremy Hammond, 8 Ocak 1985’te Chicago’nun Glendale Heights kasabasında doğdu. Glenbard East Lisesi’ni bitirdikten sonra Illinois Üniversitesi’ne devam etti. İkiz kardeşi Jason gibi müzikle ilgilendi; 1950’lerde Jamaika’da ortaya çıkan ska tarzı müzikle… Bir süre Rome & Company adlı bir şirkette çalıştı. Patronuna göre ‘samimi, saygılı, kibardı, kurumsal konumu nedeniyle verilen işi küçümseme gibi bir yaklaşımda değildi.’ Mahkûmlara kitaplar armağan eden, moral destekler sağlayan Food Not Bomb adlı organizasyonla da çalışmıştı. Hapse girmeden önce sık sık Şikago mezarlığındaki işçilerin mezarlarını ziyaret ederdi; 1 Mayıs 1886 Haymarket İşçi Ayaklanması’nda hayatlarını kaybeden işçilerin...

Hammond; 30’uncu yaşını hapishanede kutladı. Pardon, kutlayamadı! Ancak, Anonymous’daki arkadaşları onu unutmadılar. İfade özgürlüğü, toplantı hakkı, sivil itaatsizlik gibi kavramlar konusunda bilgiler veren, dayanışma ve yardımlaşma duygularını pekiştiren bir çocuk kitabı yayımlamışlardı. Davullarla Yürümek (The Parade with the Drums) adlı bu öykü kitabından otuz tanesini Jeremy’e, 18729-424 numaralı mahkûma armağan ettiler. Otuz kitap, Jeremy’nin otuz yaşının her bir yılını simgeliyordu. Jeremy, bu otuz kitabı otuz farklı coğrafyadaki otuz çocuğa gönderdi; Anonymous da diğer ülkelerdeki kütüphanelere…

Bir doğum günü sürprizi daha vardı Jeremy için; Anonymous Dayanışma Ağı sayfası onun adına iliştirilmiş küçük bir kutlama kartı:

Barış çelengiyle kuşatılmış demir parmaklıklar arkasında bir adam; ‘adı Jeremy Hammond, onu unutmuyoruz’ yazıyor… Sağ taraftaki yazı ise kırmızı bir kalple süslenmiş; ‘30. doğum gününde Jeremy Hammond’dan sevgilerle’ ...

Arkadaşlarının ellerindeki pankartlarda yazılanlara gelince:

Yozlaşmışlar korkun bizden!
Dürüstler destekleyin bizi!
Kahramanlar bize katılın!