Yeni doğan çocukların nüfus bildiriminin sözlü yapılmasını öngören yasanın ‘çocuk anneleri’ arttıracağı ifade edildi

AKP ‘çocuk anne’liğe yol açan yönetmelikte ısrarcı

NURCAN GÖKDEMİR

Medeni Kanunu ortadan kaldırdığı gerekçesiyle büyük tepkiye neden olan müftü nikâhını yasallaştıran AKP’nin “erken yaşta evlilik, çocuk tecavüzleri ve çocuk anneliğe” yol verecek “beyana dayalı doğum kaydı” ile ilgili yaptığı değişiklik göstermelik kaldı.

Yaptığı yasal düzenlemelerle “çocuk yaşta evlilik” ısrarını sürdüren AKP’nin, nüfus ve vatandaşlıkla ilgili önceki gün TBMM’de kabul edilen yasada yer alan “sağlık personelinin takibi dışında doğan çocukların nüfus bildirimi, nüfus müdürlüklerine sözlü beyan ile yapılır” hükmü çocuk yaşta evlilik, çocuk tecavüzleri ve çocuk anneliğe yol açacağı gerekçesiyle tepki çekti.

Kadın örgütlerinin evde yapılan doğumlarda beyan ile nüfus kaydının yapılmasının tecavüz, çocuk yaşta evlilik ve erkek çok eşliliği için var olan yasal freni ortadan kaldıracağı eleştirilerini TBMM Genel Kurulu’nda muhalefet milletvekilleri de sürdürdü. Bunun üzerine hazırlanan ve tüm siyasi parti temsilcilerinin imzaladığı önerge ile madde “Her sözlü beyanda mülki idare amirinin emri ile aile hekimlerince beyanların doğruluğunun araştırılması zorunludur” olarak değiştirildi. Ancak maddedeki “mülki idare amirinin emri” ibaresi “Mülki idare amiri talimat vermezse ne olacak?” sorularına yol açtı.

‘Sıkıntılı bir metin’
CHP Ankara Milletvekili Şenal Sarıhan, yönetmeliğin her evde doğumla ilgili beyanın mutlaka araştırılmasını sağlayacak şekilde düzenlenmesi gerektiğini kaydederek, “Yeni metin hukuki olarak biraz sıkıntılı, bu sıkıntının yönetmelikle giderilmesi gerekir. Aksi halde kontrol mülki idare amirinin isteğine kalabilir. Bu da beklenilen amaca ulaşılmasını engeller” diye konuştu.

‘Yaptırım olmalı’
HDP Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu da, önerge ile zorunluluğu getirmeye çalıştıklarını ancak uygulama yönetmeliğinin dikkatli hazırlanması gerektiğini söyledi. Yönetmelikte mülki idare amirinin kontrol talimatı vermesi ve vermemesi durumunda uğrayacağı yaptırımların açıkça yazılması gerektiğini belirten Kerestecioğlu, şöyle konuştu: “Sözlerin ne kadar tutulduğu, kararların arkasında ne kadar durulduğu, hukukun gerekli denetimleri ne kadar yaptığı ve mülki idare amirlerinin nasıl karar verdiği de biliniyor.”