2002 yılında iktidara gelen AKP ile birlikte insan haklarına ağır darbe vuruldu. Gazeteciler, öğrenciler, siyasiler ve akademisyenler cezaevine girerken, Türkiye basın özgürlüğü sıralamasında git gide geriledi. Yaşanan katliamlarda yüzlerce yurttaş da yaşamını yitirdi.

AKP, hak ihlali demek
Ankara Garı’nda IŞİD’in gerçekleştirdiği katliam, cumhuriyet tarihinin en büyük katliamlarından oldu. (Foto: Depo)

Kayhan AYHAN

AKP'nin 21 yıllık iktidarı döneminde demokrasi ve insan hakları geriye gitti. Özgürlükçü bir toplum ve sivil bir Anayasa vaadiyle 3 Kasım 2002 tarihinde iktidara gelen AKP, iktidardaki 22'nci yılına girerken, bu vaatlerin tam tersi bir pratik sergiledi. İlk yıllarda “demokrat” bir görüntü çizmeye çalışan ve Avrupa Birliği (AB) hedefi ile hareket eden iktidar, gücü ele geçirdiği 2007 yılı sonrasında ise gerçek yüzünü ortaya çıkardı. Yargının siyasallaşması ile baskıyı doruğa çıkaran AKP, son yıllarda ise temel insan hakları başta olmak üzere birçok hakkın kullanılmaz hale gelmesine neden oldu.

AKP'nin 21 yıllık karnesinde yaşanan bazı ihlaller şöyle:

KATLİAMLAR

AKP döneminde ülkede yüzlerce kişi, gerçekleştirilen saldırılarda katledildi. Şırnak’ta 28 Aralık 2011 yılında Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bombardımanı sonucu 19’u çocuk 34 kişi yaşamını yitirdi. 10 Ekim 2015’te Ankara’da gerçekleştirilmesi planlanan miting öncesinde IŞİD’ın düzenlediği canlı bomba saldırısında 103 yurttaş katledildi. 20 Temmuz 2015'te Urfa'nın Suruç ilçesinde, Kobani’ye yardım götürmek üzere toplanan Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) üyelerinin basın açıklaması yaptığı sırada düzenlenen saldırıda ise 34 kişi yaşamını yitirdi. Hatay’ın Reyhanlı İlçesi’nde 11 Mayıs 2013’te bomba yüklü araçlarla bombalı saldırı düzenlendi. Meydana gelen çifte patlamada 5’i çocuk 52 kişi yaşamını yitirdi. 20 Kasım 2003'te bombaların hedefi İstanbul’daki İngiliz Konsolosluğu ve HSBC Bankası’nın Genel Merkezi oldu. Saldırıda 30 kişi yaşamını yitirdi, 450’den fazla kişi yaralandı. 18 Nisan 2007'de İncil basımı yapan Zirve Yayınevi’nde çalışan Alman uyruklu Tilman Ekkehart Geske ile Necati Aydın ve Uğur Yüksel boğazları kesilerek öldürüldü. 27 Temmuz 2008'de İstanbul’un Güngören ilçesinde ardı ardına iki bombanın patlatılması sonucu, 5’i çocuk olmak üzere 18 kişinin ölmesi ve 154 kişinin yaralanması ile sonuçlanmıştı.

YARGI SOPASI

Gezi Parkı, Osman Kavala, Selahattin Demirtaş, Cumhuriyet Gazetesi, Sözcü, ÇHD, Hrant Dink, Metin Lokumcu, Musa Anter, deprem ve sellerde yaşanan katliamlarda alınan kararlar ve pek çok dava, Türkiye'de yargının AKP'nin siyasal stratejilerinin parçası haline geldiği eleştirilerine yol açtı.

Gezi Direnişi sonrasında tutuklama avı başlatıldı. (Fotoğraf: Depo Photos)

GEZİ TUTSAK EDİLDİ

Taksim’deki Gezi Parkı’na Topçu Kışlası yapılmasına karşı başlatılan girişim Türkiye çapında büyük bir direnişe dönüştü. Türkiye’nin hemen hemen her ilinde halk sokaklara çıktı, Cumhuriyet tarihinin gördüğü en kitlesel, en yaratıcı ve en kolektif eylemler gerçekleşti. Eylemlerin ardından ise tam bir cadı avı gerçekleştirildi. Son olarak Gezi davası kapsamında Taksim Dayanışması üyeleri tutsak edildi. Haklarında 18'er yıl hapis cezası verilen Tayfun Kahraman, Hakan Altınay, Can Atalay, Mücella Yapıcı, Mine Özerden ve Çiğdem Mater 1 yıldır cezaevinde, Osman Kavala ise 2 bin günü aşkın süredir tutuklu.

ADALETE ZAMANAŞIMI

AKP'li yıllarda birçok davada ise adalet sağlanamadı. Yazar Musa Anter'in 1992 yılında Diyarbakır'da öldürülmesiyle ilgili dava zamanaşımı nedeniyle düşürüldü. 1993 yılında 35 kişinin yakılarak öldürüldüğü "Sivas katliamı davası" mahkemenin zamanaşımı nedeniyle davayı düşürmesiyle kapandı.

AİHM'YE REKOR BAŞVURU

Yurttaşlara ilk kez 2012 yılında tanınan Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkı, 10’uncu yılında rekor başvuruya ulaştı. Türkiye’de giderek artan hak ihlalleri ve hukuk dışı uygulamalara ayna tutan verilere göre, yalnızca 2022 yılında AYM’de 109 bin 779 bireysel başvuru dosyası açıldı. 2022 yılında yapılan bireysel başvuruların sayısı, darbe girişiminin yaşandığı 2016 yılında yapılan 80 bin başvuruyu geride bırakırken 2022’de 35 bin 407 hak ihlali kararı alındı.

ÇOCUKLARA BASKILAR

AKP döneminde onlarca çocuk da kolluk kuvvetlerinin müdahelesi sonucu yaşamını yitirdi. Uğur Kaymaz 2004 yılında babası Ahmet Kaymaz ile birlikte Mardin'in Kızıltepe ilçesindeki evlerinin kapısı önünde henüz 12 yaşındayken 13 kurşunla katledildi. Ceylan Önkol 28 Eylül 2009 gününde henüz 12 yaşındayken Diyarbakır’ın Lice ilçesi Şenlik kırsalında hayvan otlattığı sırada, çevredeki bir karakoldan atılan havan mermisiyle katledildi. Berkin Elvan da Gezi Direnişi sırasında polisin attığı gaz fişeği sonucu yaşamını yitirdi. AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte yurttaşları mahkûm edecek bir suç daha bulundu: “Cumhurbaşkanına hakaret. ”Bu kapsamda sadece 2022 yılında tam bin 75 çocuğa dava açıldı. Adalet Bakanlığı’nın istatistiklerine göre, dava açılan çocukların 53’ü 12-14 yaş arasında, bin 22’si ise 15-17 yaş arasında. Ayrıca 2021 yılında da 305 çocuğa Cumhurbaşkanı’na hakaret davası açıldı. Millî Eğitim Bakanlığı'nın açıkladığı 2021-2022 örgün eğitim istatistiklerine göre 866 bin kız öğrenci eğitimden uzak bırakıldı.

Ceylan Önkol 12 yaşında katledildi.

ADALET ARANIYOR

Ülkede yaşanan adaletsizliklere her gün bir yenisi eklenirken, hukuksuz kararlara karşı mücadele de sürüyor. Hasta tutuklu ailelerinden Gezi ailelerine kadar herkes adaleti tuttukları 'Adalet Nöbeti'nde arıyor. Avukatlar, TMMOB üyeleri, Şenyaşar ailesi bunlardan sadece bazıları.

CUMARTESİ ANNELERİ

Cumartesi Anneleri, 27 Mayıs 1995'ten bu yana her cumartesi günü Galatasaray Meydanı'nda oturma eylemleri düzenleyerek gözaltında kaybolan yakınlarını ve faili meçhul siyasi cinayetlere kurban giden yakınlarının faillerini arıyor. AKP döneminde annelere yönelik müdahaleler ve gözaltılar hiç son bulmadı. Son olarak Galatasaray Meydanı annelere yasaklandı. Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) "toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiği" yönündeki kararına rağmen annelere meydan kapalı.

Cumartesi Anneleri’nin 700. hafta eyleminde Emine Ocak gözaltına alındı. (Fotoğraf: Hayri Tunç)

CEZAEVLERİ İHLAL DOLU

AKP dönemi yine en çok hak ihlali cezaevlerinde yaşandı. AKP, iktidara geldiği dönemde 55 bin civarında olan tutuklu sayısı ise 22 yılın sonunda 300 bini aşmış durumda. AKP döneminde cezaevlerinde işkence rutin hale getirilirken, tutukluların temel hakları ise bir bir gasp edildi. İçerisinde hasta tutukluların da bulunduğu yüzlerce tutuklu tüm itirazlara rağmen tahliye edilmedi. 2022 yılında tahliye edilmeyen yalnızca en az 78 hasta tutuklu cezaevinde yaşamını yitirirken, 22 yılda onlarca tutuklu tedavi edilemediği için hayatını kaybetti. Yasalarda yapılan değişikliklerle oluşturulan cezaevi kurulları, kendisini mahkeme yerine koyarak, yüzlerce tutuklunun tahliyesini engelledi.

GAZETECİ BOYUN EĞMEDİ

Basına yönelik baskı, gözaltı ve tutuklamalar artarak devam etti. Birçok habere erişim engeli getirilen Türkiye'de Türkiye Gazeteciler Sendikası raporlarına göre şu an 47 gazeteci tutuklu buluyor. Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütünün hazırladığı 2023 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde Türkiye, geçen yıla göre 16 sıra gerileyerek 180 ülke içerisinde 165'inci sırada yer aldı.

BİNLERCE KHK İHRACI

15 Temmuz darbe girişiminden 5 gün sonra ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) uygulaması ile muhaliflere yönelik ihraç dalgası başladı. FETÖ bahanesiyle binlerce kamu emekçisi görevlerinden ihraç edildi.

5 YILDA 140 KARARNAME

CHP İstanbul Milletvekili İbrahim Kaboğlu, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin 5 yılında yürütülen Meclis çalışmalarını mercek altına aldı. Sistemin yürürlükte olduğu 5 yılda Cumhurbaşkanı kararnameleri ve kararları aracılığıyla yasama yetkisinin yürütme tarafından gasp edildiğini savunan Kaboğlu’nun raporuna göre 27’nci yasama döneminde 2 bin 880 ayrı düzenleme yapan 140 Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi yürürlüğe girerken Meclis’te -uluslararası antlaşmalar hariç- 139 kanun kabul edildi. Yani Cumhurbaşkanı kararnamelerinin sayısı Meclis’in çıkardığı kanunların sayısını geçti. Kaboğlu’na göre sistem değişikliği ile cumhurbaşkanına ‘paralel yasa yapma yetkisi’ verildi.