Denizli’nin Sarayköy ilçesinde AKP’li Halil Pekdemir’in şirketine ait jeotermal sondaj kuyusunun patlaması sonucu başlayan gaz sızıntısı 11 gündür devam ediyor. Yurttaşlar, “Bir ilçe göz göre göre yok oluyor” diye tepki gösterdi.

AKP’li başkan adayı ilçeyi yok ediyor
Fotoğraf: BirGün

Aycan KARADAĞ

Denizli’nin Sarayköy ilçesinde AKP’nin Pamukkale Belediye Başkan adayı olan Halil Pekdemir’in şirketine ait jeotermal sondaj kuyusunun patlaması sonucu 29 Nisan’da başlayan gaz sızıntısı devam ediyor. Emirler Enerji Elektrik Üretim adlı şirkete ait JES kuyusundan havaya ve doğaya karışan gazlar doğayı ve halk sağlığını tehdit ediyor. Bölgede yaşayan yurttaşlar ise tedirgin.

11 gündür kentin zehirlendiğine dikkat çeken 20 meslek ve demokratik kitle örgütü basın açıklaması düzenledi.

Kurumlar adına basın açıklamasını okuyan Büyük Menderes İnisiyatifi’nden Mustafa Çallıca ise, “Kuyunun patlaması ile başlayan tehlikeli süreç kuyunun kapanmasıyla asla bitmeyecektir. Hava, su ve toprağa karışan kimyasalların yaşam alanlarına etkisi aylarca hatta yıllarca devam edecektir ve geriye dönülemeyecek zararlar oluşacaktır. Bu nedenle bölge uzun süre bilimsel ve teknolojik çalışmalarla ilgili yasalar çerçevesinde takip edilmeli ve kamuoyu düzenli olarak bilgilendirilmeli, yurttaşın kısa süreli zararı başta olmak üzere orta ve uzun vadede zararlarının tazmin edilmesi yönünde gerekli adımlar atılmalıdır. Ayrıca bu jeotermal enerji santralının (JES) kurulum aşamasından bu yana ihmalleri olan işveren ve kamu yetkilileri hakkında soruşturma açılmalı gerekli cezai yaptırımlar uygulanmalıdır” dedi. İlçede yaşayan Mahir Yavuzyılmaz, “Patlama hala devam ediyor. Bölge çok ciddi etkileniyor. Havamız çok kötü durumda. Çocuklar başta olmak üzere hastalar artmaya başladı. Nefes almakta çok zorlanıyoruz. Birçok kişi mide bulantısı, baş ağrısı ile hastaneye gidiyor. Tarım arazileri kısa sürede zarar görmeye başladı. Hiçbir şey yapılmıyor. Bir ilçe göz göre göre yok oluyor. Patlamanın doğal yollarla söneceği söyleniyor. Hiçbir şey yapmıyor. Doğal yollara 1 yılda kapanmasa ne olacak? Bir yıl boyunca buna maruz mu kalacağız. Yetkililerin bir an önce çözüm üretmesini istiyoruz” diye konuştu.

GERÇEK RİSK TAHMİNİ YAPILMALIDIR

Denizli Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Fazıl Necdet Ardıç ise, “Çıkan gaz ve suyun niteliğini açıklayan resmi bir belge yok. Resmi bir açıklama olmadığı için bunu söyleyemiyoruz. Resmi olarak kuyudan çıkanın içeriğinde ne olduğunu bilmediğimiz için riskleri saptayamıyoruz. Net bir açıklama yapılırsa bizde onun üzerinden risk hesaplaması yapacağız. Tek sağlık bakış açısı ile halk sağlığının, hayvan sağlığının, bitki sağlığının ve her birinin yaşamını sürdürdüğü yapılı çevrelerin sağlığının korunması, önleme, erken uyarı ve erken tanı esas olmalıdır. Çevreye yayılan tehlike unsuru tespit edilmelidir” ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Ardınç şunları dile getirdi: “Tehlikenin yaratacağı etki ölçülmeli ve gelecekte oluşturabileceği etkiler açısından tahminler, projeksiyonlar yapılmalıdır. Bölgede tehlikeye maruz kalan nüfus belirlenmelidir. Gerçek risk tahmini yapılmalıdır. Jeotermal sektörü ve sağlık sektörü birlikte ortak araştırma veya çalışmaya başlamalıdır. Tesis yakınında ve kontrol bölgelerinde seçilen örnek nüfuslar izlenmeye başlanmalı, periyodik jeotermal sağlık ilişkisi raporlanmalıdır. Bölge, şehir ve mahalle düzeyinde sağlığın jeotermal enerji belirleyicileri başlığıyla parametreler belirlenip, insan, hayvan, bitki ve yaşam alanları izlemeye alınmalıdır. Denizli Umumi Hıfzıssıhha Kurulu’nun gündeminde bu konu tartışılmalı ve halka yönelik resmi bilgilendirmeler, gerekiyorsa uyarılar yapılmalıdır.”