Aşka ve barışa davet ediyorum

Gizem Ertürk

Dünyaca ünlü Babylon Berlin dizisinin setinde çektiği ilk video klibi Father State ile yankı uyandıran Berlin çıkışlı Türk müzisyen Ferhat; “İstanbul” single’ının ardından bu kez “Let Me Be” ile dinleyici karşısında. Müzisyen şarkısının hikâyesini “Şahsi özgürlüklerden bahsetmenin nasıl da yürek gerektirdiğini ama bir o kadar da eğlenceli olabileceğini ispatlıyor” sözleriyle anlatıyor. Ferhat ile yeni single çalışmasını ve müzik serüvenini konuştuk.

Müziğinizi nasıl tanımlarsınız?
Dünyanın politik ve inançsal aşırılıklarla çalkalandığı şu günlerde kişisel bir yorumdan daha çok genel bir ağıt olarak tanımlayabilirim.

Parçalarınızda nelerden söz ediyorsunuz?
Sadece aşk ve inanç gibi konuları değil aynı zamanda korku ve önyargıların gitgide çoğaldığı şu zamanlarda toplumsal uyanışı ve şahsi özgürlükleri de dile getirmeye çalışıyorum.

DANS ETTİREN ŞARKI

Son single çalışmanız “Let Me Be”nin hissiyatı hakkkında ne söylersiniz?
Gerçek anlamda dans ettiren bir şarkı… Şahsi özgürlüklerden bahsetmenin nasıl da yürek gerektirdiğini ama bir o kadar da eğlenceli olabileceğini ispatlıyor.

İlk single çalışmanız Father State’te “neden bu kadar öfkelisiniz?” diye kimlere sormuştunuz?
Biz güçlerin etkileşimini anlatan bir parça yapmak istedik. Örneğin, büyükler çocukların kurallarını belirler, devlet ise toplumun... Daima üst otorite alttakilerin kurallarını çizer. Diğer yandan Father State benim de babamla olan şahsi hesaplaşmamı anlatıyor. Aslında en temelde tüm otoritelere şu soruyu soruyoruz: “Why are you so angry?” (Neden bu kadar kızgınsın?)

Müziğinizle vermek istediğiniz mesaj ne?
Ben sevdiğim her şey olamaz mıyım? Herkesi aşka ve barışa davet ediyorum çünkü hepimiz sadece insansız.

Çok kültürlü olmaya dair neler söylersiniz?
Hem güzel hem de zor bir şey çünkü insanın kimliği baya karışıyor. Alman mıyım, Türk müyüm İsviçreli miyim bazen ben bile bilemiyorum.