AUKUS ittifakı

Vijay PRASHAD

Avustralya, Birleşik Krallık (İngiltere) ve ABD hükümet başkanları 15 Eylül'de, bu üç ülke arasında "bir gelişmiş üçlü güvenlik ortaklığı" olan AUKUS'un kurulduğunu açıkladı.

AUKUS duyurusunda açıkça bahsedilmese de genel olarak yeni ortaklığın nedeninin Çin'e karşı koymak olduğu kabul ediliyor. Basın toplantısında Avustralya Başbakanı Morrison, "Hint-Pasifik'in geleceği tüm geleceğimizi etkileyecek" dedi. Çin Dışişleri Bakanlığı'ndan Zhao Lijian, AUKUS'un kurulmasını "geride kalmış Soğuk Savaş zihniyetiyle ve dar görüşlü jeopolitik algıyla" ilişkilendirdi. BBC, anlaşmayla ilgili haberinin manşetinde gerçeği ortaya koydu: “AUKUS: İngiltere, ABD ve Avustralya Çin'e karşı pakt oluşturdu.”


Zaten birkaç güvenlik platformu varken yeni bir ortaklığa ne gerek vardı? Başbakan Morrison basın toplantısında yaptığı konuşmada, dörtlü güvenlik ittifakı (Avustralya, Hindistan, Japonya ve ABD) ve Beş Göz grubunu (Avustralya, Kanada, Yeni Zelanda, İngiltere ve ABD) içeren "büyüyen ortaklıklar ağından" söz etti. AUKUS'a daha yakından bakıldığında, bu anlaşmanın askeri güvenlikten çok silah ticareti anlaşmalarıyla ilgisi olduğu anlaşılıyor.

NÜKLEER DENİZALTILAR

Başbakan Morrison, "AUKUS'un ilk büyük girişiminin Avustralya'ya nükleer takatli bir denizaltı filosu teslim etmek olacağını" duyurdu. Bu duyuru; Avustralya'nın Fransa'dan önceden var olan dizel motorlu denizaltı siparişine ne olacağı ve bu nükleer takatli denizaltı satışı Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşmasını (NPT) ihlal edip etmeyeceği sorusunu gündeme getirdi.

2016’da Avustralya hükümeti, ülkeye 12 dizel-elektrikli denizaltı tedarik etmek için Fransız Naval Group ile bir anlaşma yaptı. Dönemin Başbakanı Malcolm Turnbull ve savunma bakanı (şu anda dışişleri bakanı) Marise Payne yaptığı basın açıklamasında, gelecekteki denizaltı projesinin "Avustralya'nın şimdiye kadar gerçekleştirdiği en büyük ve en karmaşık savunma alımı olduğunu" belirtmiş, bu yüzyılın ortalarına kadar Savunma kabiliyetimizin hayati bir parçası olacak." diye eklemişti.

Avustralya'nın Collins sınıfı altı eski denizaltısının 2030'larda kullanımdan kaldırılması ve Fransa tarafından tedarik edilmesi gereken denizaltıların bunların yerini alması gerekiyordu. Avustralya, nükleer takatli denizaltıları elde etmek için Fransızlarla olan anlaşmasını iptal etti. AUKUS anlaşması, bunların nükleer denizaltılar olduğu göz önüne alındığında çok daha maliyetli olacak ve Avustralya'yı İngiltere ve ABD silah üreticilerine daha derinden güvenmeye çekecek.
Fransa anlaşmaya karşı sert çıktı. Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian anlaşmanın iptalini bir ihanet olarak değerlendirdi ve "sırtımızdan vurulduk" ifadelerini kullandı. "İhanet" gibi sözler Fransızların anlaşma hakkındaki tartışmalarında sıkça kullanıldı.

Avustralya NPT'yi 1973'te onayladı ve aynı zamanda Rarotonga Antlaşması (1985) diğer adıyla Güney Pasifik Nükleersiz Bölge Antlaşması'nın imzacısı. Nükleer silahı yok ve Güney Pasifik'te nükleer materyale sahip olmayacağına söz verdi. Avustralya, Kazakistan'dan sonra en büyük ikinci uranyum üreticisidir. Söz konusu nükleer maddenin çoğu İngiltere ve ABD'ye satılmakta. Avustralya, ABD ve İngiltere'nin üç başkanı, nükleer takatli denizaltıların transferinin nükleer silahların transferi ile aynı olmadığını açıkça belirtti, ancak bu yeni denizaltılar nükleer saldırı başlatabilecek kapasitede olacak. Bu nedenle, sadece Çin değil, Kuzey Kore de AUKUS denizaltı anlaşmasından sonra bölgede yeni bir silahlanma yarışı konusunda uyarıda bulundu.

MALİYET

Morrison, 16 Eylül'de düzenlediği basın toplantısında ülkesinin iptal edilen Fransız denizaltı anlaşmasına 2,4 milyar dolar harcadığını itiraf etti. Ardından gelen İngiltere-ABD nükleer takatli denizaltılar için nihai fiyat etiketinin ne olacağına ilişkin soruyu yanıtlamadı. Savunma Bakanı Greg Moriarty de fiyat etiketiyle ilgili konuya değinmedi. Basın toplantısında Avustralyalı vergi mükelleflerine maliyeti ile ilgili olarak sorulan sorulardan biri, Astute (İngiltere) sınıfı denizaltıları mı yoksa Virginia (ABD) sınıfını mı satın alınacağıydı, çünkü bu kararın maliyet üzerinde bir etkisi var. Virginia sınıfı denizaltı, yakın tarihli bir ABD Kongre Araştırma Servisi çalışmasına göre, gemi başına 3,45 milyar dolara mal oluyor. Buna Avustralya'daki deniz üslerinin yükseltilmesinin maliyeti, denizaltıların çalıştırılması ve bakımının maliyeti eklenmelidir. Sonuç olarak ABD ve İngiltere firmaları bu anlaşmadan önemli ölçüde kar elde edecek.

Fransa Dışişleri Bakanı Le Drian, 25 Haziran tarihinde Paris’te ABD’li mevkidaşı Antony Blinken ile anlaşmayla ilgili sorunların gölgesinde bir görüşme yaptı. Le Drian, Fransızca konuşan Blinken’a, Lockheed Martin firmasının da anlaşmaya taraf olmasından ötürü, denizaltı sözleşmesinin sadece Fransız sözleşmesi değil, aynı zamanda Fransa-ABD ortaklığı olduğunu belirtti. Biden yönetimi AUKUS anlaşmasına dair İngiltere ve Avustralya ile zaten kendi başına görüşmeleri sürdürdüğü için, Fransa’nın ABD’nin hisseleri satın alma girişimini anlaşmaya bağlama çabaları sonuçsuz kaldı.

16 Eylül'de Avustralya ve ABD hükümetleri, Güney Çin Denizi, Sincan, Hong Kong ve Tayvan'a atıfta bulunarak Çin'e doğrudan saldırı içeren ortak bir bildiri yayımladı. İki gün sonra, Avustralya'nın önde gelen gazetesi The Australian'da, Avustralya'nın Savunma İstihbarat Örgütü'nde Çin Masası'nın başkanı olan Paul Monk'un bir makalesin yayımlandı ve hükümetinin "Çin Komünist Partisi içinde bir darbeyi kolaylaştırması" gerektiğini belirtti. Bu, Avustralya'nın Çin'deki rejim değişikliği için doğrudan bir çağrıdır.

Avustralya'dan gelen bu agresif dil hafife alınmamalıdır. Çin, Avustralya'nın en büyük ticaret ortağı olmasına rağmen, bu yeni askeri anlaşmaların yaratılması bölgedeki güvenliği tehdit ediyor. Eğer bu sadece askeri bir anlaşmanın arkasına gizlenmiş bir silah ticareti anlaşmasıysa, o zaman savaş söyleminin iş amaçlı alaycı bir kullanımıdır. Bu alaycılık sonunda büyük bir acıya yol açabilir.

Peoples Dispatch’ten çeviren Umut Deniz AYDIN