Yazar Ayşen Şahin'in yeni kitabı 'Olay Şöyle Oldu' okurla buluştu

Ayşen Şahin'in yeni kitabı 'Olay Şöyle Oldu' raflardaki yerini aldı

Ayşen Şahin'in 'Olay Şöyle Oldu' kitabı raflardaki yerini aldı.

Kitapta "İyi geçmese de çocukluğuna özlem duyanların, bir bıçak keskinliğinde yaşanan hayatların, işlek caddelerde para kazanıp arka sokaklarda yaşayanların, sol yumruğunu gevşetemeyenlerin, dişlerini sıkanların, uykusu kaçanların hikâyeleri..." anlatılıyor.

Karakarga Yayınları'ndan çıkan öykü kitabı 'Olay Şöyle Oldu' için gazeteci Çiğdem Toker, Elif Ilgaz, yazar Ece Temelkuran ve şair Sinem Sal da birer tanıtım yazısı kaleme aldı.

Çiğdem Toker:

Yazıya yakın duranlar bilir: Başlayınca duraksamadan, sanki tek mısraymış gibi okunabilen metinler hüner ister. Ayşen Şahin bu zor işin üstesinden gelmiş yazılarla buluşturuyor bizi. Bir çocuğun yüzündeki o hiç kırılmaması gereken heves, birbirine omuz veren kadınlar, bir eşyadan yahut bir insandan kimi usulca, kimi gürültülü vazgeçişler, yitirilmiş hakikiliklerin hüznü, dayanışmanın gücü o tek mısranın içinde akar durur.

Kitabı okurken, hiç tanık olmadığınız kiraz mevsimine imrenip, erkek şiddetine öfkenizi bileyebilir, sokak müzisyeniyle sohbete dalıp çocukluğunuzdaki kızartma kokusunu özleyebilirsiniz. Kitaptaki cümlelerden kulağınıza dolan şehrin sesleri ise caddelerdeki, mekanlardaki ve içerinizdeki değişimi haber veriyor.

Ece Temelkuran:

Gazeteler, olağandışının gündelikliği üzerine kurulur. Garip bir inanç üzerine kurulurlar; “Her gün hepinizin bilmek isteyeceğiniz bir şey olacak!” Oysa biz insanlar, itiraf etmesek bile, her gün bilmek istemeyiz. Hem bilmek hayatla kurulan ilişkilerden bir tanesidir sadece. İşte bu yüzden gazetelerde kimilerimize adacıklar verilir, ya da kimilerimiz o gündelik gürültünün içinde küçük bahçeler kurarlar. Ayşen Şahin o bahçelerden birinin papatya bakıcısı, gül dökücüsü, gelincik hayreti.

Kötülüğün ve bayağılığın hükümdar olmuş gibi göründüğü bu ilginç zamanlarda insana ve insanın iyiliğine inanmak için neşeden, hüzünden ve güzellik yaratma inadından söz açıyor. Böyle zamanlarda insanda iyi ve güzel olanın peşini bırakmamak insana olan inancın temelidir. Aramızdan biri kalp işlerine bakar, duygu işlerinin sorumlusu olur. Ayşen, bu çıldırtıcı gürültüde ve tam da bu gürültünün ortasında kalbimizin mümessili.

Bu yazıları okuyun da sizin de kalbiniz başı boş kalmasın.

Elif Ilgaz:

Bazıları doğuştan iyi anlatıcıdır. Aynı olayı siz, iki cümlede, kuru kuru anlatırsınız, onlar anlattığında o bir hikaye olur, değerlenir, ‘vay be ne yaşamışım” dersiniz. Ayşen Şahin işte o iyi anlatıcılardandır. Anlattıkları hiç bitmesin istersiniz. İnsana ve hayata dairdir yazdıkları. Bizi anlatır. Bu toprakların ortak değerlerini... Bizi birleştiren, çoğaltan ne varsa onu anlatır. ‘Rağmen’leriyle sevdirir yaşadıklarınızı...

Kadınları anlatır bir de... Ayakta durabilmeyi, güçlü olmayı, mücadele etmeyi, düşüp düşüp yeniden kalkabilmeyi...

Yazılarında sevgi de vardır, öfke, isyan, hayal kırıklığı da. Ama sonunda illa ki umut vardır. O umut da, öyle içi boş bir umut değil, ayakları yere sağlam basan, çoğu zaman içinde çözümü de olan, düşeni kaldıran, cesaret veren, paylaştıkça çoğalan bir umuttur. Hani bugünlerde hepimizin ihtiyacı olan...

Sinem Sal:

Bu kitapta, acıya gözlerini dikebilen, onu çift görene kadar bakmaya devam eden, sonra bu çifte acıya yaklaşan, ikisini birden on ikiden vurabilen insanlar var. Üstelik bunu sade gülerek yapıyorlar.