Ülkede tarihi seçimde ikinci tura giderken Redd, “Şehrime Baharlar Gelecek” şarkısıyla umut oldu. Grubun vokalisti Doğan Duru, “Umudumuzu kaybetmemek için tek çare mücadele etmek. Muhalefetin de yapması gereken şey bu” dedi.

Baharlar umut ile mümkün
Redd’in vokalisti Doğan Duru BirGün’ün sorularını yanıtladı. (Fotoğraf: BirGün)

Işıl ÇALIŞKAN

“Hayat yeniden başlasın/Gökyüzünü yırtıp üstümden atıcam karanlığı/Yeniden sevip getiricem şehrime geri baharları/Her yanımız zebaniler canavarlar kötüler direniyoruz aşkla durma yansın ateşler…” Bu sözler muhalif duruşuyla tanınan Redd grubunun yeni şarkısı “Şehrime Baharlar Gelecek”e ait. Şarkı, tarihi Cumhurbaşkanlığı seçiminde 28 Mayıs’ta gerçekleştirilecek olan ikinci tur hazırlığındayken umudu diri tutmayı vadediyor. Grubun vokalisti Doğan Duru ile bir araya geldik ve seçim sürecini konuştuk.

Instagram paylaşımında seçim telaşı nedeniyle “Şehrime Baharlar Gelecek” şarkısına istinaden böyle zamanlarda şarkıların “gümbürtüye gittiğini” ifade ettin. Üreten insanlar olarak böylesi dönemlerdeki hiselerinizi paylaşır mısın?

Biz seçim sürecine girdiğimiz için zaten “Hortlaklar” ve “Buda Buuu” single’larının gümbürtüye gideceğini biraz biliyorduk. Çünkü ülkede yaşayan insanların konsantrasyonu bambaşka. Buna rağmen bu şarkıları dinleyiciyle buluşturmak istedik. Hortlaklar eleştirel bir şarkıydı. “Buda Buuu” biraz albümün rengini gösteren ve ruh halimizi anlatan enerjik bir şarkıydı. Seçime tam 2 gün kala ise “Şehrime Baharlar Gelecek” çıktı. Bu şarkı aslında 1 buçuk yıldan fazladır üzerinde çalıştığım bir şarkıydı ve bitmişti. Biraz bu seçim zamanlarını düşünerek, güzel hissettirmek için yazmıştım. Sonrasında baktık ki CHP’nin seçim şarkısı da “Sana söz baharlar gelecek” sözleriyle Tuana oldu.

Bu bahar göndermesi ortaklığı tesadüf müydü?

Tamamen tesadüf oldu. Keşke birinci turda kazansaydık. O zaman daha da güzel bir enerji olurdu.

Süreç devam ediyor ve aslında umuda en çok ihtiyacımız olan zamanlar, bu şarkı da umut aşılıyor.

Evet, umuda ihtiyaç olduğu doğru. Birinci turun hemen sonrasında moral düşüklüğü söz konusu oldu. O yüzden müzik dinleme trendleri de düştü. İnsanlar sürekli sosyal medyada ve gelişmeleri takip etmek zorunda kalıyor. Kimisi de konuyu tamamen kapattı. Ama umarım insanlar bu süreci çabuk atlatır ya da atlatmıştır ve şehrimize baharlar gelir.

Sen umutsuz hissettiğinde nasıl bir yola başvurursun?

Ben çok umutsuz hissetmem. Bizim aslında üretim ve hayatta kalış pozisyonumuz muhalif insanların yaşam tarzına benziyor. Çünkü bizim de hak ettiğimiz başarıyı çok uzun yıllardır bu piyasada olmamıza rağmen çeşitli nedenlerden ötürü elde edemediğimizi düşünüyorum. Muhalif olunca zaten işin zor. Bizim etik kurallarımız var ve sanatsal olarak onları uyguluyoruz. Sadece müzikal olarak bir şeyler yaparak bununla başarı sağlamak oldukça zor. Dolayısıyla umudu kaybetmemek için de sürekli üretmek, çabalamak ve mücadele etmek gerekiyor. O mücadeleyi göstermesek bu piyasa bizi silip süpürmüştü ve yok olmuştuk. Muhalefetin de yapması gereken şey bu.

Redd grubu olarak sanatın etkileme gücünü devreye sokuyorsunuz. Tüm sanatçılar tavrını ortaya koysa belki ortaya böyle bir sonuç çıkmaz.

Biz yaptığımızda bunu takdir etmeleri bile bir güç olur. Başkaları da takdiri görüp bu yoldan gidebilir. Biz pandemide müzik yasakları varken Maçka Parkı’nda çıkıp konser verdik. O bile yeterince takdir görmedi. Siyasi partiler de, muhalefetin kanatları da belediyeler de görmedi bizi. Adalet yürüyüşünde Kemal Bey ile yürüdük. Adımız yazıldı. Belki festivallere alınmadık ama sonrasında gördük ki belediye el değiştirdikten sonra bugüne kadar hiç suya sabuna dokunmamış insanlara ödüllendirilmişçesine bizden çok sahne verildi. Ses çıkartan insanı toplum ve muhalefet sahiplense o zaman daha güçlü olacağız.

DAHA GÜÇLÜ HAYKIRMALIYIZ

Sanatçıların son dönemde rengini daha çok belli ettiği görüşüne katılır mısın?

Evet ama şu anki konuma bakmak lazım. Belki kazanacaklarına çok emin oldukları için bir pozisyon alma gereği duydular. Ki kazanacağımız ihtimali çok yüksekti, belki de kazandık ama birtakım katakulliler yapıldı. Çünkü bugün TBMM hiç olmadığı kadar muhafazakâr ve yobaz bir kalabalığa sahip. Bunun etkilerinin ne olacağını düşünemiyorlar. “Aşı olursanız kuyruğunuz çıkar” diyen bir partinin lideri bugün mecliste. Türkiye’de kadın olmanın ne kadar büyük bir sorun olduğu ortadayken ve kadına bakışları korkunçken bugün gerçekten sesi çıkmayanların çıldırasıya ses çıkarması gerekiyor.

Peki ikinci tura dair öngörülerin neler? Karanlıklar biraz olsun aydınlığa kavuşacak mı sence?

Bence gençler çok sandığa gitmedi. Belki de durumun vahametini anlamaları için, onların bilgilendirilmesi gerekiyor. Belki çoğu Hizbullah nedir bilmiyor. Meclis’in aritmetiğini belki çok bilmiyorlar. Belki daha önce de bu koşullarda yaşıyordum bir problem yaşamadım, yine yaşamam diye düşünüyor. Özellikle erkekler için geçerli olabilir. Kadınlar ya da LGBTI+ bireyler daha zorlu süreçler yaşadı ama erkekler neredeyse hiçbir problem yaşamadı ülkede. Çok da politik değiller. Bir yerde bir şey yazarsa başlarına bir şey geleceği bir durum da yok. Herkes üzerine alınmasın lütfen, örgütlü olmayanlardan bahsediyorum. Dolayısıyla bu 8 buçuk milyon oy kullanmayanın içinde büyük bir kısmının gençler olduğunu düşünüyorum. Küskünler vardır 2,3 milyon ama AKP çok motive olduğu için kendi küskünlerini sandığa çekmiştir. O gençleri motive etmek için birtakım etkinlikler yapılabilir. Durumun ciddiyeti anlatılıp sandığa gitmeleri sağlanmalı. Bu 2,3 milyon çok ciddi bir galibiyet kazandırır.

BU BİR REDD SENFONİ

Redd bir senfoni konserine hazırlanıyor. Dinleyiciyi nasıl bir konser bekliyor?

Ben uzun zaman klasik müzik okuduğum için senfonik konserlerin sadece eşlik eden büyük kalabalıklar olduğunu gördüm. Ama biz öyle bir şey yapmak istemedik. Üstüne bir yama yapmak gibi değil, şarkılar yeniden düzenleniyor ve gerçek bir Redd senfoni. Birlikte çalıyoruz evet ama bizim hali hazırda çaldığımız partisyonların arkasında çalan bir orkestra değil işin içinde bir orkestra olacak. Orada Redd bir bütün olacak. Dolayısıyla bu bir senfonik konserden çok Redd senfoni. Bizde sahnede seslendirmediğimiz ama senfonik yapısı olan bazı şarkılar vardı. Onları çalacak olmak çok büyük heyecan veriyor bana. Ben operacı olduğum için küçük şeyler yapmayı planlıyorum. Sadece senfoni yok, dans da var içinde. Bugüne kadar herhangi bir projeden teklif almadık maalesef. O da tuhaf geliyor. Bu devamlılığı da sürecek bir proje. O yüzden çok heyecanlıyım.

Ufukta yeni albüm projesi var mı?

Aslında 10 şarkılık bir albüm var. “Hortlaklar” ve “Buda Buuu” ve “Şehrime Baharlar Gelecek” ile bu şarkıların üçünü yayınlamış olduk. Türkiye’de kalpler, zihinler, vicdanlar yerine oturduğu zaman ekim gibi de bir albüm çıkartmayı planlıyoruz. İkinci albümün de şarkıları hazır olduğu için bir sonraki Ekim’de de diğer albümü yayımlamayı planlıyoruz. İkinci albüm gibi olacak. Senfoni’yi de çıkartmayı planlıyoruz. 19 Mayıs’ta Aylin Aslım ile bir düet çıkartmayı planlıyoruz. Ben de üçlü bir çıkış yapmayı planlıyorum. Bir de solo live bir albüm olacak, daha karanlık bir albüm olacak.