Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Mahmut Gürcan, Türkiye'de ekonomik kriz yaşanmadığını iddia ederek "Türkiye'de bir fiyatlanma oldu ama kriz olmadı" ifadelerini kullandı. Gürcan, "Şu ortamda bile işsizlik oranımız her geçen gün düşüyor" ifadeleriyle ise Türkiye ekonomisinde bir kriz yaşandığını kabul etmiş oldu.

Bakan yardımcısı Gürcan: Şu ortamda bile işsizlik oranımız her geçen gün düşüyor
Fotoğraf: AA

Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Mahmut Gürcan, "Ekonomi Buluşmaları" toplantısında açıklamalarda bulundu.

Çok sayıda AKP'linin katıldığı toplantıda konuşan Gürcan, Türkiye'de bir ekonomik kriz yaşanmadığını iddia ederek 'fiyat hareketliliği' olduğunu öne sürdü.

Gürcan, "Tamam, bir fiyat dalgalanması, fiyat hareketlenmesi oldu geçtiğimiz yıldan şimdiye kadar... Pandemi ve tedarik zincirindeki sıkıntıdan dolayı tüm dünyada bir fiyatlanma oldu. Emtialar, tüm dünyada dolar bazında da fiyatlandı, plastik, pamuk, demir gibi emtialar da çok ciddi fiyatlanma aldı. Enerji, Rusya-Ukrayna savaşından sonra fiyatlanma aldı. Türkiye'de de aynı şekilde bir fiyat hareketliliği var ama bir kriz ortamı yok" ifadelerini kullandı.

Konuşmasının devamında "Şu ortamda bile bizim işsizlik oranımız her geçen gün düşüyor" diyen Gürcan, Türkiye ekonomisinde kriz yaşandığını kabul etmiş oldu. Gürcan, "O yüzden kriz dediğinizde, kapanan fabrikalar, kapanan iş yerleri ve kapanan firmalar akla gelir. Çok şükür, Türkiye sanayisinde kapanma yok. Herkes yatırımını artırarak ihracatını artırmaya çalışıyor. O yüzden ben bu bakış açısıyla değerlendirmenin daha doğru olacağına inanıyorum. Türkiye'de bir fiyatlanma oldu ama kriz olmadı" şeklinde konuştu.

DÜŞÜK FAİZİ SAVUNDU

Düşük faiz politikasıyla iş dünyasının önünü açmaya çalıştıklarını ve faizlerin düşük tutulması gerektiğini öne süren Gürcan, "Bugün binlerce iş yeri yeni yatırımlar yapmak için yeni gayretlerde bulunuyor. İnşallah, yatırım potansiyelimizi yükselterek dünya ihracatında söz sahibi olan bir ülke haline geleceğiz" dedi.

"Eğer faiz artışı olsaydı şirketlerin artan finansman giderlerini, karlılığın ve öz sermayenin erimesini, şirket kapanmalarını ve diğer şirketlere ve bankalara borçlarını ödeyememelerini, iflaslarla işten çıkmalarını çok rahatlıkla, bundan önceki gördüğümüz krizlerde olduğu gibi, burada da görebilirdik. Yine aynı şekilde bankaların kaynak maliyetlerindeki artışı, şirket kapamalarından dolayı kredilerini geri alamamalarını, sorunlu kredilerdeki artışı, kredi verme iştahındaki azalmayı da görecektik. Birey ve toplumda istihdam olanaklarının azalmasını, işsizliğin arttığını görecektik. Finansman borçlarını ödeyememe, iş yerlerinin kapanmasından dolayı işsizliğin artışını ve gelir dağılımındaki bozulmayı, toplumsal huzurun da bozulduğunu görebilirdik"