Bakan Yılmaz, eğitim politikasını Hasan Ali Yücel'le savundu

Milli Eğitim Bakanı Yılmaz, katıldığı bir programda çağdışı, bilimdışı, antilaik, gerici eğitim uygulamalarını ve müfredatı CHP’li eski bakanlara sığınarak savundu.

İsmet Yılmaz, katıldığı programda Hasan Ali Yücel’in 1939 yılında 1. MEB Şurasında ve yine CHP’li eski bakan Tahsin Banguoğlu’nun 1949 yılında 4.eğitim şurasında yaptığı konuşmalardan örnekler vererek eğitimdeki ve müfredattaki değişikliklerini savundu.

İsmet Yılmaz’ın açıklamları şu şekilde:

“Eleştiriyle ilgili bir cümleyi söylemek isterim. Birinci Milli Eğitim Şurası var. Kaçta yapılıyor, 1939’da. Bakan Kim? Hasan Ali Yücel. Ne diyor Hasan Ali Yücel. Diyor ki; ortaokul öğretmenleri ilkokul öğretmenlerinden şikayetçi. Niçin? Bize gelen çocukları iyi yetiştirmedikleri için. Lise öğretmenleri ortaokuldan gelen öğrencileri iyi yetiştirmiyorlar, zayıf geliyor, diyorlar. Üniversite ve yüksek okul hocalarının da liseden gelen öğrencilerin iyi yetiştirilmediği konusunda şikayetleri var. Hayatta üniversite ve yüksek okul mezunu olanlardan şikayetçi diyor. Kim diyor? Hasan Ali Yücel Resmi konuşması var. Herkes arşivden bulabilir.”

“Birinci Milli Eğitim Şurası aynı bugün yapılmış gibi. Gündemi nedir Birinci Eğitim Şurası’nın? Müfredatı gözden geçirelim diyor. 10 yıl sonra, 1949’da, yine Cumhuriyet Halk Partisi’nin son hükümetleri. Çünkü; 1950’de iktidarı Menderes’e devredecek, Demokrat Parti’ye. 1949’da,yani Hasan Ali Yücel’den 10 yıl sonra, Bakan Hasan Ali Yücel müfredatı değiştirdi, 10 yıl sonra bir milli eğitim şurası daha yapıldı. 4. Milli Eğitim Şurası. Tahsin Banguoğlu diyor ki; okuttuğumuz maddelere gelince, bunlar da ihtiyaca uygun değildir. Hayatla ilgisi olmayan birçok maddeleri okutuyoruz. Memleketin realitesinde bulunmayan bir takım şeyler öğretiyoruz. Memleket mevzularına çocuğun muhitindeki mevzuları ders konusu yapıp; onları öğretemiyoruz, öğrettiğimiz konular hayati değildir. Bunu kim söylüyor? Cumhuriyet Halk Partisi’nin 1949’daki Milli Eğitim Bakanı. Aynen bunu yansıtıyor gibi değil mi!”