AKP hükümeti ve yandaş kalemleri tarafından hedef gösterilen ve önceki gün katledilen Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’yi on binler son yolculuğuna uğurladı

Barış ‘Elçi’sini on binler uğurladı: Kıtaları, denizleri artık gezebilirsin

Diyarbakır’da, daha önceki çatışmalarda hasar gören kentin simgelerinden Dört Ayaklı Minare'de bir grup avukatla basın açıklaması düzenlediği sırada silahlı saldırı sonucu katledilen Baro Başkanı Tahir Elçi dün son yolculuğuna uğurlandı. Cenazeye katılımı engellemek adına yapılan tüm engellemelere karşın on binlerce kişi Elçi’ye eşlik etti.

‘Babam, babam...’
Elçi'nin cenazesine katılan 50 binden fazla kişi hep bir ağızdan ‘Elçi barışın, saray savaşın elçisidir’, ‘Şehid namırın’, ‘Katil Erdoğan’, ‘Katil devlet hesap verecek’ ve ‘Kürdistan faşizme mezar olacak’ sloganı attı. Canezeye Elçi'nin kızının "Babam, babam..." ağıdı damga vurdu. Kepenklerin kapandığı Diyarbakır'da halk cenazeye akın etti. Tören için Türkiye'nin dört bir yanından avukatlar, milletvekilleri, STK temsilcileri kente geldi.

Sabah saatlerinde hastaneden alınan ve avukatların omzunda taşınan tabutun üzerine Diyarbakır Barosu’nun ambleminin yer aldığı bir örtü serildi. Cenaze töreninin düzenleneceği Koşuyolu Parkı’na doğru yürüyüşe geçen kortejin önünde Türkçe ve Kürtçe olarak ‘Seni unutmayacağız’ yazan ve Elçi’nin fotoğrafının bulunduğu pankart taşındı. Aralarında milletvekillerinin de bulunduğu kortejdeki birçok kişinin avukat cübbesi giydiği görüldü. Kortejin geçişi sırasında birçok yurttaş, evlerinin penceresinden Elçi’yi karanfillerle uğurladı. Yürüyüş boyunca ellerde karanfiller ve barışın simgesi beyaz güvercinler taşındı.

Jammer’lı önlem
Elçi'nin cenazesinin hastaneden tören alanına getirilmesi sırasında frekans karıştırıcı Jammer'lerin devreye sokulduğu görüldü. Cenaze konvoyunun geçiş yapacağı güzergâh üzerinde de güvenlik güçlerinin zırhlı araçlarla önlem aldığı görüldü. Tören alanında yoğunluk nedeniyle zaman zaman izdiham yaşanırken, park alanının dolması nedeniyle kalabalığın büyük bölünü de dışarıda kaldı.

Koşuyolu Parkı’ndaki İnsan Hakları Anıtı önündeki törene HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, DBP Eş Genel Başkanı Emine Ayna, CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanları Fırat Anlı, Gültan Kışanak, HDP'li milletvekilleri, parti yöneticileri ve Tahir Elçi'nin eşi ve çocukları katıldı. Burada yapılan konuşmalar sırasında Tahir Elçi anısına bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu.
Buradaki törenin ardından Elçi’nin cenazesi, yine on binlerce kişinin oluşturduğu kortejle Yeniköy Mezarlığı’na defnedildi.

Kaplan ve Keskin: Sistemli suikast!

Tahir Elçi ile birlikte yıllarca hukuk ve insan hakları mücadelesi veren bu hukukçulardan Hasip Kaplan ve Eren Keskin, meslektaşlarına yapılan ‘planlı ve sistemli suikast’la toplumun hak taleplerini susturmanın hedeflendiğini söyledi. Cizre’den çocukluk arkadaşı olan Tahir Elçi’yi kaybetmenin acısını en derinden hisseden Kaplan, her fırsata barışı savunan Elçi’nin katledilmesinin savaşa devam konsepti olarak okunması gerektiğini ifade etti. Kaplan, Elçi’ye yapılan suikastın alçak, planlı ve sistemli olduğunu altını çizerken, Keskin, Tahir Elçi’nin infazının bundan önce Kürdistan’da olan tüm kontrgerilla cinayetlerinden biri olduğunu kaydetti. Eren Keskin ise, Tahir Elçi’nin infazını bundan önce Kürdistan’da olan tüm kontrgerilla cinayetlerinden biri olarak nitelendirdi. Elçi’ye yapılan saldırının Kürt halklarına yapılmış bir saldırı olduğunu altını çizen Keskin, “Cumhurbaşkanıyla, başbakanıyla, Özel Harp Dairesiyle, JİTEM’iyle devlet var karşımızda ve bu cinayetin sorumlusu sadece devlettir” dedi.Zeynep Kuray


‘Tahir’i öldüren devlet değil, devletsizlik’
Tahir Elçi'nin cenaze töreninde konuşan ve geçen günlerde kendi aracına yönelik bir saldırı yaşayan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Tahir’i öldüren devlet değil, devletsizliktir” dedi.
Sözlerine, “Allah hepimize böyle onurlu bir hayat ve ölüm nasip etsin” diyerek başlayan Demirtaş, Elçi'nin son saniyesine kadar barışı ağzından eksik etmediğini söyledi.

‘Hepimizin devleti olmadı’
Ahmed Arif’in ‘Katlimize ferman budur' sözlerini hatırlatan Demirtaş, "Hakikati gizleyerek hiçbir yere ulaşamayacağımızı bilenlerdendi Elçi. O, rüzgârın estiği yöne doğru değil, ilkeleri doğrultusunda dimdik durarak bedel ödeyeceğini, yatağında, kafası yastıkta ölmeyeceğini bilenlerdendi. Hepimiz böyle çıkmadık mı yola? Bizi yıldıramazlar böyle" diye konuştu.
“Bu siyasi cinayetin tam olarak aydınlanacağından şüphemiz var. Geçmişten çok örnek olduğu için içimiz rahat uğurlayamıyoruz” diyen Demirtaş, sözlerine şöyle devam etti; "Bu devlet, hiçbir zaman hepimizin devleti olamadı. Devleti ele geçiren herkes kendi malı, mülkü gibi kullandı. Hepimizin olsun diye çok uğraştık, uğraşıyoruz da. Kürt halkı çok iyi biliyor; Tahir’i öldüren devlet değil, devletsizlik. Bugün barış elçisi başkanımızın ardından ‘oh olsun’ diyen milyonlarca insan var. Ankara’da, bu acıyı hissetmeyen bir kalabalık var. Acıda bile ortaklaşamayan devlete, nasıl bizim de devletimiz diyebiliriz.”

‘Mirası taşıyacağız’
Elçi'nin mirasını taşıyacaklarını belirten Demirtaş, "Biz bu özgürlük kervanını varması gereken yere ulaştırana kadar herkesle ortak mücadeleyi büyüterek yürüteceğiz. Gözün arkada kalmasın" dedi. Demirtaş'ın konuşması esansında söylediği, "Senin tabutun önünde konuşma yapmak bana nasip olmasaydı" sözlerinin ardından gözlerinin dolduğu görüldü.

‘Onu, binlerce faili meçhul karşılayacak’
Cenaze töreninde sık sık çocukları Arin ve Nazelin'e sarılarak gözyaşları döken Tahir Elçi'nin eşi Türkan Elçi, "Şimdi Tahir Elçi’yi orada binlerce faili meçhul karşılayacak, onu bağrına basacak. O da diyecek ki artık özgürüm" ifadelerini kullandı.
Eşinin dilinden bir mektup yazan Türkan Elçi, şu ifadeleri kullandı; "Kendini her zamanki gibi nezaketle tanıtmaya çalışırken onlar da ‘seni bütün faili meçhuller bütün alem tanır. Biz seni buradan izledik, bizim gibi faili meçhullere bir ömür adadın’ diyecekler. Ona soracaklar ‘sen geldin kaldı mı senin gibi kınalı güvercinler.’ Tahir Elçi’nin o zaman gülümseyen yüzüne bir akşam inecek ‘geldiğim yerde hepi topu bir avuç güvercin vardı. Kartallar, şahinler leş kargalara kol geziyordu’ diyecek. Diyecekler ‘sen bizi savundun ya seni kim savunacak.’ ‘Arkamda eşim var, benim gibi düşünen arkadaşlarım var’ bir de diyecek ki bugün dilekçe verdim yurt dışına çıkış yasağım kalktı artık özgürüm."

‘Dudak bükenler hoşça kalın’
Eşini hedef gösteren kesimleri de hatırlatan Türkan Elçi, "Tarih anlayacak beni. Kirli medya, beni tehdit eden televizyonlar, beni hedef gösteren gazeteler hoşça kalın.
Beni anlamayanlar, anlamak istemeyenler dudak bükenler hoşça kalın. Geçtiğim işkence tezgâhları hoşça kalın" dedi.


Silahın fırlatıldığı an görüntülerde
Tahir Elçi’nin öldürülmesine dair daha önce kameralara yansıyan ve sol elinde bir tabancayı namlusundan tutarak polislerin yanında koşarak kaçan şahsın bulunmasına yönelik çalışmalar devam ederken, yeni görüntüler ortaya çıktı. DİHA’nın görüntülerinde, sokak başında polisle çatışan eli silahlı iki kişinin, Elçi'nin bulunduğu Dört Ayaklı Minare'ye doğru koştuğu görülüyor. Önden gelen kişinin daha önce de kameralara yansıyan şahıs olduğu görülürken, diğerinin ise silahını ateş edemeden Elçi'nin bulunduğu yöne doğru fırlattığı gözüküyor. Minarenin yanına park etmiş aracın yanında bulunan üç polis ise şahısların üzerine ateş açıyor. İki saldırganın da kendilerine ateş açan birçok polisin bulunduğu sokaktan koşarak kaçtığı görülüyor.

‘Silah PKK’nın’
Başbakan Ahmet Davutoğlu ise, 'Glock' marka silahın PKK’ye ait olduğunu öne sürdü. Davutoğlu, "Elçi'nin cenazesinin yanında bulunan tabancada yapılan balistik incelemede, bu tabancanın olayı ondan önce ilk polisimizi şehit eden teröristin elindeki tabanca olduğu tespit edilmiştir" dedi. Tabancadaki parmak izleri ve silahın daha önce hangi eylemlerde kullanıldığının tespit edilebilmesi amacıyla detaylı kriminal inceleme yapıldığı ifade edildi.

‘Devlet dersi’ devam ediyor:

Tahir Elçi’nin katledilmesinin ardından ‘terörle mücadelede kararlılık’ mesajı vererek tepki çeken Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ardından bu kez de Başbakan Ahmet Davutoğlu ‘bedel ödetme’ konusunda gözdağı verdi.
Belçika’ya hareketinden önce Esenboğa Havalimanı’nda konuşan Davutoğlu, yurttaşları barışla tehdit ederek “Ortada hiçbir delil yokken devlete hükümete bu işi mal etmeye kalkarsanız, bu hem ülkeye barış getirmez hem de siyasal anlamda bedeli olan bir tutumdur” dedi.

Her olayda ‘devlet’
“Eğer teröristlerin polislerimize yönelik saldırıları olmasaydı muhtemelen bu acı olayların hiçbiri olmayacaktı” diye konuşan Davutoğlu, Elçi’nin katledilmesinden PKK’yi sorumlu tuttu.

Olayın suikast olduğu yönünde bir ifadesi olmadığını da belirten Davutoğlu, şu ifadeleri kullandı; “Olay olduğu anda hemen devleti suçlayan, dün Meclis kürsüsünde de hükümete ve devlete dönük ‘katliam’ vesaire gibi ifadeler kullanan siyasilere de dönük olarak da söylüyorum. Her olayda Ankara Garı’nda DEAŞ terör yapar, döner devlete ‘katil’ demeye kalkarsınız, Sayın Tahir Elçi hayatını kaybeder, ortada hiçbir delil yokken devlete hükümete bu işi mal etmeye kalkarsanız ve olayın hemen öncesinde şehit edilen iki polisimizin canını yok sayarsanız, onlara dönük hiçbir şey söylemeden sanki Sayın Tahir Elçi’ye dönük devletin bir provokasyonu varmış gibi bir tutum takınırsanız, bu hem ülkeye barış getirmez hem de siyasal anlamda bedeli olan bir tutumdur.”
Davutoğlu, Erdoğan gibi ‘ ‘terörle mücadele sürecek’ mesajı vermeyi ihmal etmedi.