AKP ve MHP’nin basına sansür ve hapis cezaları öngören kanun teklifinin Genel Kurul görüşmeleri protestolar eşliğinde başladı. Gazeteciler, AKP’nin seçim öncesi basını ahtapot gibi sarmak istediğini söyledi.

Basını 8 koldan sarmak istiyorlar
Teklif, milletvekilleri ve gazeteciler tarafından Genel Kurul basın locasında protesto edildi. (Fotoğraf: Depo Photos)

Hüseyin ŞİMŞEK

AKP ve MHP milletvekillerinin ortak imzasıyla TBMM Başkanlığı’na sunulan ve son yasama döneminde Adalet Komisyonu’nda kabul edilen tartışmalı Basın Kanunu düzenlemesinin TBMM Genel Kurulu’ndaki görüşmeleri dün genel değerlendirmelerle başladı. Kamuoyunda “sansür teklifi” olarak da bilinen Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ne karşı çıkan muhalefet ve basın meslek örgütleri, teklifin geri çekilmesini istedi.

Genel Kurul’da tartışmalar eşliğinde görüşmelerine başlanan kanun teklifi ile birlikte, “halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak amacıyla ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayma” bahanesiyle gazetecilerin üç yıla kadar cezaevinde kalmasının önü açılıyor. Soyut gerekçelerle hapis cezası öngören düzenleme ile Milli İstihbarat Teşkilatı’nın faaliyetleri ve personeline yönelik suç teşkil eden içerikler de katalog suçlar kapsamına alınıyor ve bu konuda haber yapanların kolay yoldan tutuklanmasına olarak sağlanıyor. Teklifle ayrıca, muhalif gazeteleri cezalandırma aracına dönüşen Basın İlan Kurumu’nun denetim ve yetki alanı genişliyor.

GAZETECİLERDEN EYLEM

Teklifin TBMM Genel Kurulu gündemine alınmasının ardından Basın Konseyi, Diplomasi Muhabirleri Derneği, Ekonomi Muhabirleri Derneği, Gazeteciler Cemiyeti, Haber-Sen, Çağdaş Gazeteciler Derneği, Parlamento Muhabirleri Derneği, Türkiye Foto Muhabirleri Derneği, Türkiye Gazeteciler Sendikası ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti, TBMM’de eylem yaptı. CHP ve HDP Milletvekillerinin de destek verdiği basın meslek örgütleri adına Parlamento Muhabirleri Derneği Başkanı Kemal Aktaş bir açıklama yaptı.

10 BAŞLIKTA İTİRAZ

Teklifle hem haber yapan gazetecilerin hem de mesleki mücadele içerisinde olanların tehdit altında olduğunu kaydeden Aktaş, düzenlemeye karşı 10 ayrı itirazlarının olduğunu söyledi. Aktaş, meslek örgütleri adına yaptığı açıklamada, itirazlarını şöyle sıraladı:

“Yasa teklifi ifade özgürlüğünün önünde tarihimizin en büyük engeli olarak dikilecek 29’uncu madde ile ‘Halkı yanıltıcıyı bilgiyi alenen yaymak’ gibi bir yeni suç tanımı oluşacak. Muğlak ve ucu açık ifadelerle hangi savcının hangi yanlış bilgiyi yayanlarla ilgili harekete geçeceği bilinemeyecek. Sosyal medyada eleştirel paylaşımlar, ‘dezenformasyon’ olarak suçlanabilecek.

Yerel gazetelerimizin resmi ilan gelirlerinin yüzde 75 oranında azalması söz konusu olacak. Yerel gazetelerde çalışan yaklaşık 8 bin meslektaşımız için işsiz kalma tehlikesi doğacak. İnternet siteleri Basın İlan Kurumu havuzuna dahil edilirken yeni kaynak yaratılmadığı için ilan pastasından alınan pay küçülecek.

Yerel yazılı basın kazanılmış hakları açısından, eşit maliyet, eşit işlev yönlerinden zarara uğrayacak. Yıllarca hizmet etmiş yerel gazeteler ile bir süre önce kurulmuş kurumların eşit statü kazanma tehlikesi doğacak.

İktidarlar tarafından tehlikeli görünen sosyal medya paylaşımları ağır cezaya maruz kalacak. Teklifin bir nebze olumlu sayılabilecek yanı, internet basınında çalışan meslektaşlarımıza gazeteci statüsü kazandırması ve bu yolla basın kartı alma yolunun açılması. Bu duruma karşın belli şartlarda internet basınına yönelik ağır yaptırımlar da öngörülmekte. Teslim ve muhafaza yükümlülüğünü yerine getirmeyen internet sitesine, 1 milyar liraya kadar ceza verilebilecek. Yazılı medyada dava açmak için tanınan ‘yayın tarihinden itibaren 4 aylık süre’, internet basınında yayın tarihinden itibaren değil ‘şikâyet tarihinden itibaren’ başlatılacak. Gazetecilerin basın kartı taşımasının hiçbir anlamı kalmayacak, dernek ve vakıf yöneticilerinin, pek çok kamu çalışanının basın kartı almasının önü açılacak. Resmi ilanların adil bir şekilde gazetelere dağıtılması amacıyla kurulan Basın İlan Kurumu gazetelere ve internet haber sitelerine hem para hem ceza veren bir kurum olarak büyük yetkilerle donatılacak. BTK sosyal medya ve WhatsApp gibi haberleşme programlarını çok sıkı denetim ve ceza tehdidi altına alacak. Kullanım bilgilerini vermek ya da suç işlediği öne sürülen hesaplarla ilgili işlem yapmak gibi ağır yükümlülükleri kabul etmeyen sosyal medya şirketlerine 30 milyon TL ceza ve kapatmayla eş anlamlı sayılabilecek düzeyde yüzde 95 bant daraltması cezaları söz konusu olacak.

SEÇİM ÖNCESİ SANSÜR

Yaklaşan seçimler öncesinde devlet kurumlarının, halkın tüm haber kaynaklarını bir ahtapot gibi sararak, isterse sıkıştırıp boğacağı isterse gevşetebileceği bir yasal düzenlemeye ‘hayır’ denilmelidir. Bu yasa bu haliyle uygulanırsa ülkemizde basın, ifade ve haberleşme özgürlüğü kalmayacak. Bu sansürü kabul etmeyeceğiz; okurlarımızla, sektörle, meslektaşlarımızla ve basın-ifade özgürlüğünden yana olan halkımızla bu mücadeleyi büyüteceğiz.”

***

SESSİZ KALMAYACAĞIZ

Basına sansür düzenlemesine TMMOB’den tepki geldi. İletişim, haber alma ve ifade özgürlüğü haklarının kararlılıkla savunulacağı vurgulayan TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, “TMMOB: 'Dezenformasyonla mücadele' altında 'sansür'e hayır!” dedi. Siyasi iktidarın önceliğinin yine toplumsal muhalefeti susturmak olduğuna dikkat çeken Koramaz, şunları söyledi: “Söz konusu yasa önerisi, her ne kadar ‘Basın Kanunu’nda değişiklik’ adı altında sunulsa da iktidarın, muhalefetin sesini kısmaya yönelik girişimlerinin devamı niteliğindedir. Basın-yayın kuruluşlarının, iktidar temsilcilerinin yaftalamalarıyla susturulmaya çalışılmasına sessiz kalmayacağız!” EMEP Genel Başkan Yardımcısı Sedat Başkavak, ise şu açıklamayı yaptı: “Tek adam iktidarı sadece muhalif-özgür basına değil düşünen, konuşan hem de kendi arasında konuşan herkesi denetim altına almak istemektedir.”