Ali Kemal Pasiner’in çok yönlü sanatçı Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun yaşamına ışık tutan belgesel filmi “Toprağın Sırrına Erenler”, Dirimart’ta açılan “Sonsuz Yankı” sergisine paralel olarak Minoa Pera’da gösterimde.

Bedri Rahmi belgeselde yaşıyor

Deniz Burak BAYRAK

“Yıldızlardan haber geliyor/bahar yoldadır, yoldadır./Toprağa çırılçıplak girenler,/toprağın sırrına erenler,/cennetten müjde verenler/bahar yoldadır, yoldadır.” Bu dizeler şair ve ressam Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun Bahar-ı Teranedar şiirinden. Bunları hatırlatansa şiirdeki bir dizeden adını alan Ali Kemal Pasiner’in “Toprağın Sırrına Erenler” adlı belgesel filmi.

Dirimart, Bedri Rahmi’nin kişisel sergisi “Sonsuz Yankı”ya paralel olarak Minoa Pera’da bu belgeselin gösterimini gerçekleştirdi önceki gün. Sergi çok etkileyici olduğundan belgeseli de görmek istedik.

Belgesel film, Bedri Rahmi Eyüboğlu’nu tüm yönleriyle anlatan çok başarılı bir arşiv çalışması. Eyüboğlu’nu çoğunlukla öğrencilerinin tanıklıkları, onlarda bıraktığı izlenimler, hayatlarına yaptığı dokunuşlarla tanırken ailenin gelini Hughette ve Torun Rahmi de aile içi ilişkiler noktasında çalışmayı zenginleştiriyorlar. Sanat tarihimizin emsalsiz isminin öğrencileri, yakın dostları arasında kimler yok ki: Cengiz Bektaş, Devrim Erbil, Gülseren-Teoman Südor, Hanefi Yeter, Mustafa Pilevneli, Ara Güler.

EĞİTİM ONDA COŞKU İŞİYDİ

Cengiz Bektaş söze “Benim için bir yarı Tanrı’ydı” diye başlarken Devrim Erbil “Coşku insanıydı; sesi, mimikleri, davranışları çok farklıydı diğer hocalardan” diye başlıyor röportaja. Bedri Rahmi her şeyin başında çok iyi bir eğitmen; Gülseren Südor “Eğitim onun için bir çoşku işiydi” diyerek özetliyor.

Sanatçı, her öğrencisinin “kendisi” olmasına çabalamış. Akademi’de öğrenciler hocaları seçerler; bu gelenek hâlâ devam ediyor.

Bedri Rahmi atölyesi en kalabalık atölye olarak bilinir. Çünkü Anadolu’dan içindeki sanat ışığıyla gelen gençlerin tercihi hep Bedri Rahmi olmuş.

Akademi yaşamıyla beraber bu çok yönlü sanatçının üretimlerini gerçekleştirdiği Kalamış’taki evine değinmemek olmaz. Bu ev Turgut Cansever’e Bedri Rahmi tarafından 1958’de Brüksel Fuarı’nın duvarına yaptığı mozaik işin karşılığında aldığı parayla yaptırılıyor. Akademideki öğrenciler için bu ev de müthiş bir okul oluyor. Ayrıca başka bir hoca daha var evde: Eren Eyüboğlu. Gençleri hep destekleyen Eren Hanım onları iyi gözlemleyip Bedri Bey’e yetenekli öğrenciler hakkında telkinlerde bulunuyor.

ÇİÇEK AÇ ERİK AĞACI…

Tabii birçok anekdot anlatılıyor filmde. Mustafa Pilevneli’nin anısı çok etkileyici; Pilevneli de gözleri dolarak anlatıyor: “Evlerinin bahçesinde bir erik ağacı var ve tamamen evin camına doğru büyümüş. O esnada ziyarete gelen Pilevneli, ressamı cama yapışmış vaziyette görüyor, kısa bir süre bekliyor Pilevneli ancak hoca camdan ayrılmıyor. Eve gidince şu sözler dökülüyor ressamın ağzından: Sen bana bakma erik ağacı, çiçek açmaya devam et.”

Aile mevzusu çok mühim. Bazı aileler vardır ve bunlar önemli işler yapmalarıyla anılırlar. Eyüboğlu ailesi de her zaman anılacak, değerler yetiştiren bir aile olarak hatırlarda kalacak. Burada ağabey Sabahattin Eyüboğlu ve diğer kardeşlerden söz açılıyor. Gerçek bir ağabey-kardeş ilişkisine tanık olmak isterseniz bu kısmı mutlaka dikkatlice izleyin; ayrıntı vermeyeceğiz. Ancak iki kardeşin mektuplaşmalarının “Kardeş Mektupları” adıyla kitaplaştığını ve edebiyatımızda mektup türündeki benzerlerinden çok nahif bir yerde konumlandığını belirtelim.

Diğer aile üyeleri, Mavi Yolculuk anıları, yazmacılığın başlaması, Âşık Veysel gibi başlıklar da başarılı bir sinematografiyle kurgulanmış. Yer yer güldüren yer yer duygulandıran belgesel filmin en önemli unsurlarından biri müzik; Sedat Anar’ı da kutlamak gerek.

∗∗∗

YENİ GÖSTERİMLER

Toprağın Sırrına Erenler’in Minoa Pera’daki bir sonraki gösterim takvimi şöyle:

• 11 Ocak Perşembe, saat 18.00

• 20 Ocak Cumartesi, saat 16.00

Kontenjan sınırlı, rezervasyon için info@dirimart.com adresine e-posta gönderebilirsiniz.