Salgının başında yurttaşa maske dağıtamayan iktidar, aşılamayı da eline yüzüne bulaştırdı. BioNTech kaosu, krizin boyutunu ortaya çıkardı.

Beş maske fiyaskosundan BioNTech aşısı skandalına

Berkay SAĞOL

CovId-19 nedeniyle her gün 350’ye yakın yurttaş yaşamını yitirirken iktidar salgın yönetiminde çuvallamaya devam ediyor. Bu süreçte maske dağıtamamaktan vaka sayılarının gizlenmesine, testlerin yetersizliğinden aşı bulunamamasına dek birçok skandala imza atıldı. Salgını değil, algıyı yönetme ısrarının faturasını yurttaş sağlığı ve canıyla ödedi. “Tam kapanma” kararını 1,5 buçuk yıl sonra alabilen iktidarın son skandalı ise BioNTech aşısına dair randevuların önce ertelenip, sonra bu kararın geri alınması oldu.


UZMANLARIN UYARILARINA KULAKLARINI TIKADILAR

Salgının ilk günlerinde halka beş maske bile dağıtamayan iktidarın test politikası her daim tartışıldı. Yaygın test politikasına hiç geçilmedi; testi pozitif çıkan kişilerle temaslı olan kişilere bile test yapılmadı. Uzmanların uyarılarına kulak tıkanmasıyla birlikte alınan “normalleşme” kararları salgının hızını artırdı, aşılama süreci bilmeceye dönüştü. Yurttaşın sağlığını değil, ekonomik kaygıları önceleyen politikalarla salgın süreci “yönetildi.” Son skandal ise yılan hikâyesine dönen aşılamada yaşandı.

BIONTECH AŞISINDAKİ KRİZ AÇIĞA ÇIKMIŞ OLDU

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, önceki günkü Bilim Kurulu toplantısının ardından BioNTech aşısında ikinci doz için 4 hafta olarak belirlenen bekleme süresinin 6-8 haftaya çıkarıldığını duyurdu. Bu açıklamanın ardından ilk doz aşısını yaptıranların ikinci doz için aldıkları randevular iptal edildi. Ancak bakanlık dün sabah yeni bir açıklama yaptı ve söz konusu karardan vazgeçildiğini duyurdu. İlk doz aşısını yaptırmış olanlar için karar iptal olurken yeni aşı olacaklarda ikinci doz randevularının daha sonraya verilmesi kararlaştırıldı. BioNTech aşısıyla ilgili bu yaşananlar, ülkedeki aşı krizinin ne boyutta olduğunu gözler önüne serdi.


bes-maske-fiyaskosundan-biontech-asisi-skandalina-870513-1.


AŞILAMA NASIL YILAN HİKÂYESİNE DÖNDÜ?

Aşılama sürecinde yaşanan kriz sadece BioNTech aşısıyla sınırlı değil. Çin’den alınan Sinovac aşılarının sırasıyla 11 Aralık, 14 Aralık, 23 Aralık, 25 Aralık ve 28 Aralık’ta Türkiye’ye getirileceği açıklanmıştı. Ancak ilk aşıyı, 13 Ocak’ta Sağlık Bakanı Fahrettin Koca oldu. Koca, 21 Ocak’ta açıklama yaparak, “Ocak ayında 20 milyon doz aşı gelecek, sorun yok” dedi; 17 Şubat’ta ise nisan ayının sonuna kadar 100 milyon aşının geleceğini duyurdu. 25 Şubat’ta da 52,5 milyon kişinin aşısının güvence altında olduğu iddia edildi. Bakan Koca’nın 26 Nisan’da yaptığı “Sinovac sözünde durmadı” şeklindeki açıklama ise daha önce verilen tüm vaatleri bir kez daha boşa çıkardı. Çelişkili açıklamalarla geçen süreçte aşılamadaki “hedef” hiç tutturulamadı.

Gelinen noktada ise Türkiye’de toplam 22 milyon 462 bin doz aşılama yapılabildi. Bu da ülkede iki doz aşı yaptırabilenlerin oranının yalnızca yüzde 10’da kaldığı anlamına geliyor. Uzmanlar aşılama hızının mutlaka artırılması gerektiğini vurguluyor; ancak aşı sırası gelen yurttaşlar, Sinovac aşısının ilk dozu için 3 Mayıs’tan önceye randevu alamıyor.

Sağlık Bakanı Koca, son olarak önümüzdeki altı ay içinde 50 milyon Sputnik V aşısının Türkiye’ye geleceğini, ilk sevkiyatın mayıs ayında gerçekleştirileceğini öne sürdü. CHP Ankara Milletvekili Murat Emir ise iktidarın Çin aşısında olduğu gibi Sputnik V aşısında da aracı kullanma çabası içine girdiğini ve bu nedenle Türkiye’ye 14 ay kaybettirildiğini söyledi. Rusların 8 ay önce ‘Sputnik V’i Türkiye’de üretelim’ teklifiyle geldiğini belirten Emir, şöyle dedi:

“8 ay önce teknoloji transferiyle bu aşı Türkiye’de üretilecekti. Ama Cumhurbaşkanı talimatıyla üretim yeterliliği olmayan AKP’li Öztürk Oran’ın firması seçildi. Sonuç olarak üretimle ilgili 8 aydır hiçbir adım atılmadı. Şimdi aşıyı ithal edecekler ve o firma ithalata aracılık yapacak. Aşı da ancak 6 ay içinde gelebilecek ama ne zaman, hangi planda belli değil. İktidar, rant hırsı yüzünden Türkiye’yi aşısız bıraktı.”