Beyoğlu esnafı: 1 Mayıs Taksim'de kutlansın

ONUR EREM @onurerem

İşçi sınıfının 1 Mayıs’ı kutlamak için büyük mücadeleler verdiği Taksim Meydanı, İstanbul Valiliği’nin açıklamalarına göre bu yıl da yasalara aykırı bir şekilde polis ablukası altında kalacak. Bu karar yalnızca 1 Mayıs’ta Taksim’e ulaşmaya çalışırken polis şiddetine maruz kalacak kitleleri değil, Beyoğlu’nda yaşayan ve çalışan insanları da yakından ilgilendiriyor. Biz de Beyoğlu Eğlence Yerleri Derneği üyelerine nasıl bir 1 Mayıs arzuladıklarını sorduk.

BEYDER Başkanı Can Denizci 1 Mayıs’ın resmi tatil yapılmasına rağmen böyle bir yasak kararına anlam veremediğini, Valilik’in yasaklamasında tepeden gelen bir emrin rol oynadığını düşündüğünü söylüyor.

“Ortada kesinlikle yalan söylemeyen rakamlar var. Taksim’in kapatılmadığı yıllarda 1 Mayıs, Beyoğlu esnafının en çok iş yaptığı günlerden biri oluyordu” diyor Denizci, “Taksim’in polis ablukası altına alındığı senelerde ise esnaf işyerine ulaşamıyor, kepenk açılamıyor. Üstelik polis ablukası yalnızca 1 Mayıs’tan önceki ve sonraki günle birlikte 3 gün iş yapamamamıza neden oluyor. Bu kararı alanlar Beyoğlu esnafının zararını karşılayacak mı?”


'TAKSİM'E ALINMAYAN İŞÇİLERİN VERGİLERİ MAAŞLARINI ÖDÜYOR'
38 yıldır Taksim’i yasaklamakta gösterilen ısrarın onda birinin 1 Mayıs 1977 katliamını aydınlatmakta yeterli olacağını ifade eden Denizci, işçi sınıfının onyıllardır 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlamak istediğine dikkat çekerken “Bırakın o günün sahipleri istediği yerde kutlasın” diyor.
Devletin Taksim’i yasaklayarak burayı fethedilmesi gereken bir mevzi gibi algıladığını belirten Denizci, “Burayı vermeyeceğiz diyen idare, Taksim’e girmesine izin vermediği işçilerin vergisiyle maaş alıyor” derken devletin resmi tatil ilan ettiği 1 Mayıs’ı hiç özümseyememiş olduğunu söylüyor.

BEYDER üyesi Nursel Aydemir ise “Bir çocuk annesi olarak bir şeyler söylemek istiyorum” diye başlıyor sözlerine. “Taksim’de 1 Mayıs’ın yasaklanmadığı zamanlarda legal örgütler de illegal örgütler de daha barışçıl oluyor, bir gevşeme yaşanıyor. Ben o yıllarda çocuğumu alıp 1 Mayıs kutlamasına gidebiliyordum” diyen Aydemir, şimdi polis ablukasından ötürü Cihangir’deki evinde çocuğunu sokağa çıkaramadığını söylüyor. Aydemir “1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanması, 2013’te Gezi’ye herkesin çocuklarıyla birlikte geldiği barışçıl, güzel, eğlenceli ortamı tekrar yaratacaktır” diyor.

Bir başka BEYDER üyesi, Süleyman Atıl da her yıl yapılan “Provakasyon ihbarı aldık, engelleyemeyeceğimiz için yasaklıyoruz” açıklamalarının yarattığı tezata dikkat çekiyor: “Bu ülke bir mitingin bile güvenliğini sağlayamıyorsa Olimpiyatlar ve futbol turnuvaları gibi organizasyonlara nasıl aday oluyor?”


YASAK OLMAYINCA KARNAVAL VAR
Taksim Meydanı’nın yasaklanmadığı zamanlarda 1 Mayıs’ın karnaval gibi ve problemsiz geçtiğini hatırlatan Atıl, “Beyoğlu’nda bir günlük sokağa çıkma yasağı uygulanıyor. İşçilerin 1 Mayıs’ta Taksim’de buluşmasından doğal ne var? 1 Mayıs’ı Kazlıçeşme’de, Yenikapı’da kutlayın demek, Çanakkale Savaşı anmasını Çanakkale yerine Yenikapı’da yapmak gibidir” diyor.

Atıl, yalnızca 1 Mayıs’ta değil diğer günlerde insanların Taksim Meydanı’nda eylem yapmak istemesinin normal olduğunu, bütün dünyadan basının olduğu Beyoğlu’nda yapılan bir protestonun Samsun’da yapılan bir protesto kadar basında yer bulamayacağını herkesin bildiğini söylüyor: “Beyoğlu’nda barışçıl ve şiddet içermeyen eylemler yapıldığı zaman esnafın da bu eylemleri desteklediğini daha önce de gördük.”


BEYOĞLU'NDA YENİ TÜRKİYE PROJESİ
BEYDER Başkanı Can Denizci Beyoğlu’ndaki dönüşümün iktidar tarafından bilinçli bir şekildi yapıldığını anlatıyor:


“Beyoğlu’nda kentsel dönüşüm Emek Sineması’nn yerine AVM yapmak mı olmalı? Bir kentsel dönüşüm olacaksa bu, tarihi ve kültürel kamu varlıklarını yağmalamakla değil, insanları yerlerinden etmeden yoksul mahallelerdeki evlerin durumlarını düzeltmekle, mahallelerin sağlıklı ve insana yakışır bir hale gelmesi için çalışmakla gerçekleşmeli. Ücretsiz kreşler, spor alanları, sosyal tesisler yapılmalı. AVM’lere değil, bunlara ihtiyacımız var.
AKM’nin yıkılma projesi ve Gezi’nin yerine Topçu Kışlası projesi ile iktidar bütün tarihi dokuyu ayaklar altına almak istiyor, bilinçli bir şekilde. Nasıl ki devlette Kemalist motiflerin yerine İslami motifleri getiriyorlarsa bu da benzer bir uygulama. Kendi iktidarlarını ve güçlerini tüm dünyaya en etkili şekilde sergileyebilecekleri yer Taksim Meydanı. Beyoğlu ve Beyoğlu’ndaki mekanlar Türkiye’deki muhalif düşüncelerin küçük karargahları gibidir. Buralara giden insanlar her şeyi tartışırlar, birbirlerini inkar etmeden tartışırlar. Buradaki bu tartışmaların bütün Türkiye’ye etkisi oluyor. Bunu en etkili şekilde Gezi döneminde gördük, neredeyse tüm kentlere yayıldı. Beyoğlu’nun tarihi mirası böyle bir şey. Şimdi bu mirası yok edip kendi “Yeni Türkiye”lerine uyan bir Beyoğlu yaratmak istiyorlar. Eğer hükümet bu seçimlerden güçlü bir şekilde çıkarsa Beyoğlu’na yönelik çalışmalarının hızlanacağını düşünüyorum.”