Diyarbakır Sur Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş, Avrupa Sosyal Forumu'na sunduğu belediyecilik konulu makale nedeniyle 4.5 yıla kadar hapsi cezası istemiyle yargılanıyor. Demirbaş, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede...

İNCİ HEKIMOĞLU / Diyarbakır Sur Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş, Avrupa Sosyal Forumu'na sunduğu belediyecilik konulu makale nedeniyle 4.5 yıla kadar hapsi cezası istemiyle yargılanıyor.

Demirbaş, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede "Çok Dillilik Işığında Belediyecilik ve Yerel Yönetimler" başlıklı makalede, "Basın yoluyla terör örgütünün veya amacının propagandasını yapmak"la suçlanıyor. İddianameyi ve makaleyi değerlendiren avukat Erdal Doğan ise, Demirbaş'm savunduğu düşüncelerin Anayasal bir hak olduğu gibi uluslararası sözleşmelere göre de "düşünce ve ifade özgürlüğü" kapsamında olduğunu söylüyor.

5237 sayılı TCK'nın 220/8. maddesinin 1. ve 2. fıkraları ile aynı kanunun 53 ve CMK'nın 325. maddeleri uyarınca ceza istemiyle hazırlanan iddianamenin, PKK'nin, 1976-1977'den başlayarak kuruluşunun anlatıldığı yaklaşık 4 sayfalık giriş bölümünden sonra "bu bağlamda" denilerek, Belediye Başkanı Demirbaş'm makalesine geçiliyor. 3,5 sayfalık bir bölümde de "şüpheli"nin sunduğu bilimsel makalede "söz konusu örgütün propagandasını yaptığı" iddia edilen ifadelere yer verildikten sonra özellikle altı çizilen ve "suç oluşturan" ifadeler sıralanıyon'Türkiye yıllardan beri bu sınırlar içerisinde yaşayan herkesi tektipleştiren 'herkes Türk'tür' bir politika benimsemiştir.... Tek ulus, tek dil yaklaşımı terk edilerek çoğulcu ve katılımcı bir süreç oluşturulması gerekmektedir. ... Belediyelerde kabul edilmesi elzem olan çok dilli uygulamalara örnek niteliğinde olma amacı ile öneriler şöyle sıralanabilir: a-'Türkiyelilik' kimliğinin Anayasa'da bir çatı olarak belirlenmesi ve Anayasal normların bu eksende dikkate alınması sağlanmalıdır... c- Her dil grubu kendi halk meclisini kurmalıdır... Santral memurları Türkçe'ye İngilizce kadar Kürtçe, Süryanice ve benzeri dil ve yerel lehçeleri konuşabilmelidir...e-Cadde ve sokak-park isimleri, kullanılan yerel diller çerçevesinde tabelandı-rılmalıdır...g- Belediyeye alınacak personelde yerel dil bilme işe girme koşullarından olmalı, resmi evraklar, imar planı ve projeler resmi dilin yanında diğer dillerle de yapılabilmelidir."

ŞİDDET İÇERMİYOR AMA...
İddianamenin sonraki bölümünde ise "Şüphelinin ileri sürdüğü bu görüş ve önerilerin yukarda PKK terör örgütünün tarihçesinin anlatıldığı bölümde de açıklandığı üzere, örgütün özellikle son zamanlarda ileri sürdüğü görüşler ile bire bir örtüştüğü ve ana dilde eğitim, ulus devlet ve tek devlet-tek millet-tek dil anlayışlarının terk edilmesi v.b görüş ile kampanyalarını destekler mahiyette olduğu ortadadır" denilerek, Öcalan'ın kitabından örneklerle de de-lillendiriliyor. İddianamede ayrıca makaledeki görüşler "her ne kadar şiddet ve şiddete çağrı içermese de" ibaresinden sonra "örgütün ve liderinin düşüncelerini, görüşlerini yaymak-benimse-mek niteliğini taşıdığından şok ve rahatsız edici ifade açıklaması olarak değerlendirilip ifade özgürlüğü kapsamında kabul edilemez" bulunduğunun altı çiziliyor.

AVUKAT ERDAL DOĞAN: 'TRT'ye de dava açılabilir'
DAVA
konusu olan makaleyi ve iddianameyi değerlendiren Hukukçu Erdal Doğan şunları söyledi: " İddianame eğer belirtildiği gibiyse, demokratik, katılımcı ve çoğulculuğu amaçlayan anlayış ve bakışın cezai yönden yeniden bir sürece sokulduğunun göstergesi.

BİRÇOK YAYINDA VAR
'Ulus devlet' anlayışının temelinde, homojenleştirip tek tipleştirme olduğu, Ja-koben, baskıcı, totaliter bir yönetim anlayışının esas alındığına dair yüzlerce makale, kitap, panel ve bilimsel bildiri devlet üniversitelerinde ve yayınlarında mevcuttur.

Açılan dava ve iddianame ile görülmektedir ki, 7.5.2004 tarihli 5170/7. maddesinde yapılan değişiklikle, savcılık Anaya-sa'nın 90/5. maddesindeki açık amir hükmü uygulamayı görev bilmiştir. Bu madde, kamuoyunun malu-munca uluslararası sözleşmeler doğrultusunda yürürlüğe konulan temel hak ve özgürlüğe ilişkin kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle, çıkabilecek uyuşmazlıklarda uluslararası anlaşma hükümlerini esas alır. Aksi taktirde, Kürtçe ve Zaza'ca programlar yaptığı için TRT'ye, çok dilli yerel yönetimler anlayışını benimseyen AB üyesi Fransa ve İsviçre hükümetlerinin buradaki temsilciliklerine, bu konuda görüş belirten bütün hukukçulara, akademisyen ve öğretim üyelerine, hukuk fakültesi dekanlarına, rektörlerine, "Kürt realitesi" diyen başbakanlara, siyasetçilere de "PKK propagandası yapmak"tan dava açılması gerekir. Eğer bu nedenle dava açılmışsa mahkemelerin, CMK 174'e göre bu tür iddianameleri iade etmesi gerekir.

KAMU ÖZERKLEŞMELİ
Kaldı ki, söz konusu olan seçilmiş bir kamu idarecisidir. Bu birimler de idare hukuku açısından özerkleşmeyi esas alırlar. Özerkleşmeyi savunmak suç değil, hem Anayasal hem de Kopenhag Kriterleri'ne göre kanuni bir amaçtır. AİHS'nin 10. maddesi ve AİHM içtihatlarına göre 'şok edici ve rahatsız edici' ifadeler, düşünce ve ifade özgürlüğü bağlamında değerlendirilmektedir. "

Başkandan destek çağrısı
SUR
Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş, dava ile ilgili, kamuoyuna bir çağrı yaparak destek istedi:

"Yaşadığımız bu çağda, Ülkemizde Demokrasi ile bağdaşmayan bu uygulamalara karşı demokrasiyi benimsemiş olan bütün kamuoyunun, görsel ve yazılı medyanın, Sivil Toplum Örgütlerinin, başta Barolar olmak üzere tüm Meslek Odalarının ve İnsan Hakları alanında çalışan tüm Dernek ve Kuruluşların duyarlı olmaları konusunda hassasiyetimi vurgular; Ülkemizde Demokrasinin bütün ilkeleri ile işletilmesi, Demokrasiye sahip çıkılması konusunda desteğinizi rica ederim."

Kaymaz heykeli için de 3 yıl istendi
SUR Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş hakkındaki bir diğer dava ise, Mardin'in Kızıltepe ilçesi'nde babası ile birlikte öldürülen Uğur Kay-maz'ın anıtını yaptığı için TCK'nın 5237 sayılı 257/1 maddesi uyarınca 3 yıla kadar hapis cezası istemiyle açıldı. Bu davada "sanık Demirbaş'ın Mardin'in Kızıltepe İlçesi'nde güvenlik güçleriyle girdiği silahlı çatışma sonucu babasıyla birlikte ölü olarak ele geçirilen 12 yaşındaki Uğur Kaymaz anısına, yaşı ve vücudundaki mermi sayısını sembolize eder nitelikte bir heykel yaptırmak suretiyle belediyeyi 2 bin 292 YTL zarara uğrattığı" iddia ediliyor. Demirbaş hakkında, aralarında "Kürtçe nikah"a ilişkin soruşturmanın da olduğu 5 ayrı soruşturma ise sürüyor.