Beyin göçünü durdurabilmek için atılması gereken adımların büyük çoğunluğu ekonomik gelişmişliğe bağlı ve ne yazık ki bu konuda pek iç açıcı durumda değiliz bildiğiniz gibi.

Bilişim dünyası, sendika ve ChatGPT

Tolga Mırmırık - @mirmirik

Uzun süredir en gözde mesleklerden birisi olan bilişim sektörü, Türkiye’de özellikle son 4 yılda büyük bir yıkıma uğradı. Teknolojinin ilerlemesi ile evden çalışma modelinin standart hale gelmesi şirketler açısından bazı kolaylıklar getirse de çalışma koşulları, yaşadığımız ekonomik çöküntü sebepli dengesiz maaş politikaları, yurtdışında çalışabilme veya serbest çalışabilme olanaklarının artması ve kolaylaştırılması Türkiye bilişim sektörünün en büyük çalışan kaybına ve beyin göçüne sebep oldu.

Beyin göçünü durdurabilmek için atılması gereken adımların büyük çoğunluğu ekonomik gelişmişliğe bağlı ve ne yazık ki bu konuda pek iç açıcı durumda değiliz bildiğiniz gibi. Genelde hiçbir zaman mükemmel olmayan demokratik özgürlükler ve kişilik hakları da içinde bulunduğumuz dönemde iyice rafa kaldırıldı ve karnemiz oldukça kötü. Tüm bunlar birleşince de Türkiye’de mutlu bir bilişim çalışanı görebilmek oldukça zor. Dışarıdan asosyal, içine kapalı, “geek”, ne dedikleri anlaşılmayan, kendi dünyalarında, ukala insanlar olarak görülse bile ne yazık ki bilişim sektörümüz mutsuz ve gelecek kaygısı oldukça yüksek gençlerden oluşuyor. Verilmeyen mesai ücretleri, yurtdışına göre düşük maaş ve uzun çalışma saatleri sektördeki hemen herkesin sağlığını tehlikeye atıyor. 

En son özel bir bankanın bilişim çalışanı arkadaşımız Efe Demir, iş yerinde uzun çalışma saatleri ve yoğun mobbinge uğradığını iddia eden bir mektup bırakarak hayatına son verdi. Bilişim çalışanları için bir sendika olmamasından dolayı bundan faydalanan işverenler herhangi bir şekilde mesaiye kalacaklara bir ek mesai ücreti ödemiyor, diğer sektörlerde olduğu gibi “gidersen git” tavrını sürdürüyor ve çalışanları genelde hafta sonları dahil iş yetiştirmek için bütün günlerini harcıyorlar. Özellikle devlet kurumlarındaki bilişim çalışanları piyasanın çok daha altındaki ücretlerle çalışmakta. Bu sebeple Türkiye’de kamuda çok güçlü olması gereken bilişim sektörü çok değerli insanları ciddi miktåarda kaybediyor. Daha önceden birkaç defa sendikalaşma çalışmasına giren bilişim çalışanları şu ana kadar bir başarı elde edebilmiş değil. Bunun kanunlar çerçevesindeki hukuksal yanının ciddi şekilde desteklenmesi gerekiyor. Bilişim çalışanı Efe Demir'in vefatından sonra bir araya gelen yaklaşık 205 duyarlı kişi, 11 kişilik bir komite yönetiminde, bu uzun sürecek olan sendikalaşma çalışmasını başlattı. Bilişim Dayanışma Ağı (Twitter: @BilisimDA) ismindeki yapı, “Artık Kral Çıplak Diyebilme Zamanıdır” sloganı ile çalışmalarını sürdürüyor.

Emekli olmadan önce bir danışman ve yönetici olarak görev yaptığım yerlerde gördüğüm diğer bilişim sektörü problemi de ekonominin beceriksizlikler yüzünden geldiği durum yüzünden müşteri firmaların da bilişim ihtiyaçlarına yeterli finansmanı eskisi gibi ayıramadığı. Bu da bir zincir oluşturup bilişim işçisine yeteri hakkını vermek isteyen (bir avuç da olsa) firmaları çok zor durumda bıraktı ve o beyin göçü seli ortaya çıktı ne yazık ki. Benim de birebir tanıdığım onlarca çok zeki, yaratıcı ve analitik düşünce tarafı güçlü kişi Avrupa, A.B.D. veya İngiltere’ye gitti.

Özellikle son 40 yılda zar zor oluşturulmuş kaliteli bilişim sektörümüz de bir yıkıntının altında kalmak üzere. Anlatılan masallara rağmen yine yıllardır beceriksizce ve bilerek “sadece idare edilen” eğitim sistemimizden gelecek yeni bilişim iş gücünün kalitesi de sektörde sıkça sorulan ve açıkçası cevabından da korkulan bir konu. Son 3 yılda kendi yaptığım yaklaşık 400 iş görüşmesinde gördüğüm ise gerçekten oldukça kötü durumda olduğumuz. Bu tamamen deneyime dayalı bir görüş, bunu da özellikle belirtmek isterim.

Patronlar için mükemmel çalışan

Son aylarda yoğun ilgi gören hatta TV’lerdeki sabah programlarına bile konu olan ChatGPT uygulamasını hem günlük işlerimde hem de akademik araştırmalarımda oldukça yoğun kullanıyorum. Deneyimlerimden gördüğüm ve bizi bu bilişim işçileri sendikasına bağlayan konu da tam olarak çalışma şekli. Çok söz dinleyen, tartışmaya girmeyen, sizden zaman, elektrik ve internet bağlantısı olan bir elektronik cihaz dışında bir talebi olmayan mükemmel bir işçi kendisi. 24 saat esasına bağlı olarak da kullanabilirsiniz hem. Özellikle hırslı patronlara öneriyorum. Bunu iyi kullanmayı öğrenirlerse kazançları çok artacaktır.

Bu hafta hep yaptığım gibi bilimdeki değişik bir olay ya da ilginç bir konu yerine 28 yıl hizmet verdiğim sektörün Türkiye’deki son acı halini içeriden birisi olarak aktarmaya çalıştım. Bilim köşesinde farklı arayışta olan dostlardan bu hafta için özür dilerim. Bu hafta BirGün gazetemizin 19. doğum günü. Umarım 29, 39. Yıllarını da göreceğiz. İyi haftalar.