Salgında yalnız bırakıldıklarını düşünen müzisyenler ‘Olta’ isimli albümde buluştu. İrfan Alış, çıkarılan dayanışma albümünü “Umut denizine atılmış bir olta” şeklinde tanımlıyor.

Bir dayanışma albümü: Umut denizine atılan ‘Olta’

IŞIL ÇALIŞKAN

Peyk grubundan İrfan Alış’ın fikrini ortaya attığı dayanışma albümü ‘Olta’nın ilki yayınlandı. Tüm geliri salgın sürecinde işleri kesintiye uğramış bağımsız müzisyen ve sahne emekçilerine verilmek üzere hazırlandı. 12 şarkıdan oluşan albümün ikincisinin 4 Eylül’de, üçüncüsünün ise 4 Kasım’da çıkması planlanıyor.

Albümde Peyk’in Metin Önderoğlu’yla yaptığı ‘O’, Barış Çapkın’dan ‘Son Sözüm’, Asfalt Dünya’dan ‘Sal’, Deniz Perhan’dan ‘Maria Puder’, Başıbozuk’tan ‘Kalan’, Eren Okur’dan ‘Karantina’da Rampada’, Alp Yenier’den ‘Burdayız Şimdi’, No Land ve İsimsiz Orkestra’dan Peyk şarkısı yorumu ‘Sulu Şaka’, Faruk Değirmenci’den ‘İki Yıldız’, Stephan Brumberg’ten ‘The Missing Piece’, Sinağrit Baba’dan ‘Tanzanya İptal’ ve Cihan Sevil’den ‘Âşık Olma Sakın’ var.

İrfan Alış ile dayanışma projesini konuştuk.


► Ne amaçlıyorsunuz ‘Olta’ ile?
Aslında amaçlamak yerine hayal kuruyoruz diyelim. Gelin birlikte hayal edelim. Onlarca albüm yayınlasak böyle imece sistemi ile ve bu yıllarca devam etse ve kendi fonumuzu yaratsak. Zor durumda olan ve hayatını sürdüremeyen insanlara yardım etsek…

Pandemiyse pandemi, o bitince mesela müzisyenlere stüdyo desteği, konser, kayıt olanakları, bunları sağlayacak bir kooperatife evrilsek diye hayal ediyoruz. Şu an yoğurt çalıyor gibi görünüyor olabiliriz ama bu işler belli olmaz. Çünkü şarkılar yağmur gibi geliyor. 40 şarkı oldu şu an ve insanlar bu bağımsızlık fikrini sevdi. Olta adı altında bin şarkı yayınlasak ve bunun gelirlerini sadece müzisyenlerin ve emekçilerinin, stüdyoda çalışanların, sesçilerin hatta müzik yazanların dertlerini çözmek için kullansak...

► Peyk’in buradaki rolü nedir?
Yıllardan beri bağımsız müzik oluşumu kurma peşindeyiz. Adaletsiz bir müzik sistemi var. “Kendimizi korumalıyız, dayanışma olmadan bunu başaramayız” dedim. İstersek binlerce şarkı üretebiliriz… Bu gücü neden kullanmayalım… Ağlayıp devletten yardım beklemenin âlemi yok. Yapmadılar, yapmayacaklar. Başımızın çaresine bakmak zorundayız. Grup arkadaşlarıma açtım konuyu sonra daldık işin içine.

ŞARKILARIMIZI DAYANIŞMAYA BAĞIŞLIYORUZ

► Peki dinleyici bu noktada nasıl katkı sağlayabilir?
Dinleyici dinlesin, paylaşsın, sevsin katılsın sadece bu. Biz bağış almıyoruz, şarkı yayınlıyoruz. Şarkılarımızı bu dayanışmaya bağışlıyoruz. Onlar da dinliyor, paylaşıyor. O kadar basit.

► ‘Olta’ demenizin ardında bir mânâ yatıyor mu?
Bir dinleyiciden geldi bu fikir. Sonra mottomuzu yazdık. Umut denizine atılmış bir olta şeklinde.

bir-dayanisma-albumu-umut-denizine-atilan-olta-772438-1.



SANSÜR YOK, TARZ AYRIMI YOK

► Albümde yer alan sanatçılar ve şarkılar neye göre belirleniyor?
Teknik olarak kalitesi yüksek olması ve biraz kayıt ve mix’e dikkat edilmiş olması gerekiyor. Bir tek gitar çalınmış ev kaydını kenarda bırakmak zorunda kaldık. Müzikte kalite olmalı ama sansür yok, tarz ayrımı yok. Ben beğendim o beğenmedi yok, yayınlıyoruz yani. Arkadaşlarımıza çoğu fikrimizi söylüyoruz. Kimisine yardım ediyoruz daha güzeli olsun diye ama bir seçme kurulu yok. Biz bu işin patronu değiliz onlarca insanız mailleşiyoruz. Zaten beklentisi yok ki insanların, canının istediği müziği yapıyor.

► Özellikle şu günler dayanışmanın önemini bir kez daha hatırlattı. Dayanışmanın önemini sizden dinleyelim…
Dayanışma o kadar çok önem kazandı ki şu dönemde. Yalnızız, eğer dayanışmadan yaşarsak çaresiziz. Bir şeyler yapmak için sadece birbirimizle iletişime geçmeli ve olumlu düşünmeliyiz. Hayat olumsuz ve sıkıcı. Bunu aşmak için kendimizi çaresizlikten uzak tutmalı ve üretime dönmeliyiz. Özellikle müzik insanlarının buna ihtiyacı çok büyük. Eğer dayanışmayı bırakırsak bunu atlatmak mümkün değil. Kendimizi düşünerek bir yere varamadık yıllarca. Bunu toparlayacağız. Her şeyi tekrardan örgütleyeceğiz. Meslek birliklerini, diğer insanlara şunu diyeceğiz. Biz az değiliz, yalnız değiliz, kendi işimizi kendimiz görürüz. Hakkımızı koruruz, arkadaşımızı muhannete muhtaç etmeyiz.

EGOMUZA MAĞLUP OLURSAK GELECEK KARANLIK

► Salgın, güvencesiz olan müzik dünyasında birçok gerçeği ortaya koydu. Siz nasıl görüyorsunuz?
Salgın müzisyenlerin hayatlarını rezil etti. Müzik insanları artık mahvoldular ve insanlar sokaklara düşmek üzere. Evinden atılanlar, annesinin evine taşınanlar, alet edevatını satanlar… Korkunç bir durumdalar. Devlet ortada yok, konserler yasak. Ama 350 bin kişinin toplanması serbest. Okullar açılıyor, düğünler halaylar gırla. Konserler yasaklı ama AVM’ler açık. Herkes işinde gücünde. Kimse bir önlem almıyor. Neden? Çünkü devlet biz yok sayıyor, bizden hoşlanmıyor. Onların sanatçıları var. Biz onlar için yokuz. Gelecek içinde ümit yok.

Bir şekilde ayakta kalmayı deniyoruz, uğraşıyoruz ama çok fakirleştik. Toparlanacağız elbet ama kolay olmayacak. Bu yaptığımız şey aslında bunun başlangıcı. Binlerce şarkı yapabilir bu ülkenin bağımsız sanatçıları. Düşünsene veriyorsun bir tek şarkı, onu bağışlıyorsun. Bunu on bin kişi yapsa kendi sorunlarımızı çözecek paramız olur. Böyle sadaka gibi para verilmez insanlara sadece. Pandemi için yiyecek verdik tamam. Fatura ödedik ama işlerini kaybeden insanlara iş alanı açmalıyız. Mesela çalışmayan kapanan stüdyoları destekleriz ya da kapanan barları ama ilk önce bu albüm zincirini arttırarak devam etmeliyiz. Anlamamız lazım bize bizden başka kimse yardım edemez. Gelirler denetlemek için insanlara bir program vasıtası ile ulaşacakları bir sistem öngörüyoruz. Her şey açık olmalı.

Gelecek bize bağlı. Organize şekilde çalışırsak birbirimize yardım edersek çıkarız bu işten ama egomuza mağlup olursak gelecek karanlık.