CHP heyetinin Adıyaman'daki incelemeleri sonucu hazırladığı IŞİD raporunda birbirinden çarpıcı iddialara yer veriliyor

'Birbirlerine destek olurlar'

SEBAHAT KARAKOYUN - senyaprak@gmail.com

CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba başkanlığındaki heyetin Adıyaman'daki incelemeleri sonucu hazırladığı rapora göre, IŞİD kentte kahve ve camilerde örgütlenirken, emniyet yapılan ihbarları dikkate almıyor. IŞİD'e katılmak isteyenler 20 TL karşılığı, ambulanslarla kolaylıkla sınırdan çıkış yapıyorlar.

Ağbaba başkanlığında, Milletvekilleri Necati Yılmaz, Şenal Sarıhan, Ali Şeker, Eren Erdem, Mehmet Gökdağ ile Avukat Abdurrahman Tutdere’den oluşan heyet, IŞİD örgütlenmesiyle ilgili Adıyaman'da yaptıkları incelemelere ilişkin çarpıcı bir rapor hazırladı.

Heyet, Diyarbakır ve Suruç patlaması faillerinin Adıyamanlı oluşuyla dikkatlerin yöneldiği kentte, resmi temasların yanı sıra sivil toplum örgütleri, yurttaşlar ve çocukları IŞİD'e katılan ailelerle görüştü. CHP'liler HDP'nin Diyarbakır mitingine yönelik bombalı saldırının faili Orhan G. ile cezaevinde konuştu.

'DEVLET GÖNDERDİ'

Raporda, kentte bazı kahvehane ve camilerin IŞİD'in “eleman devşirdiği mekânlar” haline getirildiği belirtilerek, Suruç bombacısı Abdurrahman Alagöz'ün ağabeyinin işlettiği İslam Cafe ile Maraşlılar ve Fatih Camileri örnek gösterildi. Özellikle Maraşlılar Camii’nde ve Fatih Camii’nde dışardan gelen ve camilerde sohbetler ile cihat yanlısı çağrıda bulunan kişiler bulunduğu belirtilen cami hocalarının da duruma göz yumduğu kaydedildi. Bir hocanın şikâyette bulunan bir aileye, “Sen bu işe karışma. Dışarıdan geldiler, devlet gönderdi. Yakında giderler” dediğine dikkat çekildi.

Rapora göre, çocukları IŞİD'e katılan aileler ders çalışma bahanesiyle evden uzaklaşan çocuklarının zamanla ruh hali ve kılık kıyafetinin değiştiğini anlatıyor. Gençlerin bir kısmı IŞİD'e katılmak üzere evden ayrılırken 5-10 bin liraya varan miktarda para da götürmüş.

İHBARLAR SONUÇSUZ

Rapora göre çocukları IŞİD'e katılarak Suriye'ye gidip gelen ailelerin ihbarlarını emniyet dikkate almamış. Aileler devlete yönelik tepkilerini, “Kömür veriyor ama çocuklarımızı alıyor” sözleriyle dile getiriyor.

Örgüte katılan gençlerden birinin yakınının BİMER aracılığıyla Başbakan ve Cumhurbaşkanı’na Eylül 2013’te yaptığı şikâyetler de uzun süre görmezden gelinmiş, ancak kısa süre önce soruşturmaya konu edilmiş.

KÖYLERDE GECE NÖBETİ

Sivil Toplum Örgütleri, Alevi kanaat önderleri ve cemevi yöneticilerinin anlatımına göre, yaşanan tedirginlik nedeniyle cemlere katılım azalırken, bazı köylerde gece nöbeti tutuluyor. Adıyaman Valisi Mahmut Demirtaş'ın anlatımıyla Alevi yurttaşların evleri 6 farklı zamanda işaretlenmiş ve 5 olayın failleri bulunamamış.

GEÇİŞ İÇİN AMBULANS

Sınır güvenliği yetersiz olduğu için IŞİD'in örgütlediği gençleri Suriye ve diğer bölgelere kolaylıkla götürdüğüne dikkatin çekildiği rapordaki tespitler özetle şöyle:

>>Sınır geçişlerinde devletin ihmal dışında etkisinin olduğuna yönelik iddialar da mevcut. Özellikle ambulanslarla karşı taraftan yaralı getirildiği ve giderken buradan gençlerin götürüldüğü iddiası ve gençlerin sınırdan 20 TL’ye geçtikleri yaygın şekilde dillendirilmekte.

EMNİYET TEŞVİK EDİCİ

>>Emniyet'in IŞİD’e katılımları engelleyici çalışmasının olmadığı, bu tutumun katılımları teşvik ettiği, Adıyaman’a geri dönenlerin özgürce dolaştığı, döndükten sonra ifadesi alınarak bırakılan bir gencin tekrar Suriye’ye giderek örgüt adına organizasyonlar yaptığı görülmüştür.

>>Her türlü muhalif kesime, sol düşünceye tahammülsüzce yaklaşan, fişleyen, tutuklayan ve yargı eliyle cezalandırmaya çalışan hükümetin ve devletin, konu IŞİD olunca en hafif tabirle göz yumduğu görülmektedir. Emniyet IŞİD’e yönelik bir karşı çalışma içerisinde değildir.

>>Heyetin Adıyaman’da bulunduğu sıralarda, IŞİD üyesi bir şahıs Adıyaman’a dönmüştür. Heyetin şahısla ilgili emniyete aktardığı bilgi, işlem görmemiştir. Şahsın yeni katılımları örgütlemesi ya da bir terör eylemi gerçekleştirmesi riskine rağmen, emniyetin tavrı heyeti dehşete düşürmüştür.

SAYILARLA ÇELİŞKİ

IŞİD’e katılımla ilgili net sayı yok. Yetkililer sayıyı 10-15 kişi olarak göstermeye çalışsa da 300-500 kişiden söz edilmektedir.

'SEYAHAT ÖZGÜRLÜĞÜ'

Raporda, görüşülen Emniyet Müdür Yardımcısı’nın şaşırtıcı açıklamalarına da yer verildi. Emniyet binasının yanı başındaki evde Suriye’den çatışmadan geldiği bilinen şahısla ilgili teknik takip yapılıp yapılmadığı sorusuna karşılık Müdür Yardımcısı “Bu tür bir takip ve inceleme yapma yetkimiz yok. Seyahat özgürlüğü var” yanıtını verdi.

***

İyi ki beraber gitmişler...

Diyarbakır’da HDP mitingine yapılan saldırının faili Orhan G.’nin ailesinin çarpıcı iddiaları da rapora yansıdı. Alevi olduklarını belirten aile oğullarının Maraşlılar Camisi’ne gittikten sonra kılık kıyafetinin değiştiğini belirtti. Oğullarının 13 Ekim 2014 tarihinde evi terk etmesinden sonra yaşanan süreci anlatan ailenin iddiasına göre Aralık 2014’teki AKP İl Kongresi’nde görüştükleri Başbakan Davutoğlu, “Senin oğlun için MİT’e talimat verdim” dedi. Aileye göre, giden çocuklardan birinin ailesi oğlunun eşiyle gittiğini söyleyince Başbakan, “İyi ki beraber gitmişler, birbirlerine destek olurlar” diye karşılık verdi.

***

Diyarbakır bombacısı Organ G. ile görüşme

Heyet, genel seçimler öncesinde HDP’nin Diyarbakır mitingine bombalı saldırıda bulunduğu iddiasıyla tutuklanan Orhan G. ile de cezaevinde görüştü. Ailesinin yanından ailevi nedenlerden ötürü ayrıldığını iddia eden Orhan G.’nin anlatımlarından dikkat çeken bazı bölümleri şöyle:
“Antep’te pansiyonda kalıyorken 2. günde baskın yaptılar. Kafama ayaklarıyla bastılar. ‘Kayıp ilanından dolayı aranıyorsun’ dediler. Avukat istemediğime dair kağıt imzalattılar. Arabaya bindirdiler ve hiç durmadan direk Diyarbakır’a götürdüler. Diyarbakır’da küçük çuval ve poşet geçirdiler kafama. Dayak attılar. Beni çok tehdit ettiler. Pişmanlık yasasından faydalan, en fazla iki yıl yatarsın dediler. Kabul etmezsen Diyarbakır Cezaevinde yatarsın kabul edersen yardımcı oluruz dediler. ‘Cezaevinde sana kötü şeyler yaparlar’ dediler.”

“Diyarbakır’a mitingden bir hafta önce geldim. Mitinge Kürt olduğum için destek amaçlı gittim. Alandan herkesi boşalttılar. ‘Bölgeyi arayacağız’ dediler. Tekrar girdim, bir parkta oturdum. O çevredeydim. Konuşmalar vardı. 3 su aldım. Üzerime döktüm, çok sıcaktı. Mitingin sonu beklemeden ayrıldım, berbere gittim. Patlamayı yarım saat sonra öğrendim.”

“Bir insan öldürmek bütün insanlığı öldürmektir. Ben devletime sadığım. Suruç’a da üzüldüm. Suruç’taki bombacıyı tanımıyorum.”

***

Devletin kontrolünde gidiyordu

Raporda çocukları IŞİD’e katılan ailelerin anlatımlarına da yer verildi. 18 yaşında evi terk eden oğlunun bu süreçte zaman zaman gidip geldiğini ve durumu emniyete bildirdiğini anlatan bir annenin, “Bu işin içinde devlet yoksa oğlum nasıl gitsin. Cezaevine atın dedim. Olmaz, suç işlememiş dediler. Ben ‘O zaman Abdurrahman (Suruç bombacısı) gibi mi yapsın’ dedim. Polisler oğlum burada yokken haftada bir gelip onu soruyorlardı. Ama geldiğinde evde inceleme yapmadılar. Devletin kontrolünde gidip geliyordu” ifadesi dikkati çekti.

Oğlu IŞİD’e katılan bir baba da gidip gelişlerinde nerede olduğu sorusuna, “Allah’ın olduğu yerdeydim” diye yanıt aldıklarını anlattı.

Bir başka baba da oğlunun arkadaşı olan Diyarbakır bombacısı Orhan G.’den etkilendiğini belirterek, “İslam Çay Ocağı’nda oturuyorlardı. Ne olduysa orada oldu... Bu devletin suçu. Kömür veriyor ama çocuklarımızı alıyor. Diyarbakır olayından sonra polis bizi aradı. Oğlumla görüştüğüm numarayı polise verdim. ‘O telefon Akçakale’den’ dedi. En son arife akşamı gizli numaradan aradı. Konuşurken adam akıllı konuşuyordu. Sanki tehdit altında gibi” dedi.