Erdoğan’ın, Bahçeli ve Kurtulmuş ile önceki gün yaptığı görüşme dikkat çekti. Erdoğan’ın, Kurtulmuş’a Yargıtay kararını Meclis’te oku dediği iddia edildi. Atalay’ın avukatı Özen, “Krizi ötelemekten başka sonuç çıkmaz” dedi.

Bu haliyle krizi çözemezler
Fotoğraf: AA

Haber Merkezi

Gezi tutuklusu ve TİP Hatay Milletvekili Can Atalay’ın tahliye edilmemesi üzerine ortaya çıkan yargı krizi sürüyor. AYM’nin ikinci kez verdiği hak ihlali kararına uymayan Yargıtay rejim içerisindeki krizi açığa çıkartırken kriz hâlâ çözülemedi.

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın önceki gün ilk olarak MHP Lideri Devlet Bahçeli, ardından TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ile görüşmesi de krize ilişkin yeni iddiaları ortaya çıkardı.

Yaklaşan yerel seçimler de göz önüne alındığında yaşanan krizi erteleyecek formüllerin konuşulduğu öne sürülürken Numan Kurtulmuş ile konuşan Erdoğan’ın Yargıtay’ın kararını "Meclis’te oku" dediği iddia edildi.

KRİZ ERTELENİR AMA BÖYLE ÇÖZÜLMEZ

İddiaya göre Atalay’ın kararı Meclis’te okunarak milletvekilliği önce düşürülecek, ardından ise tıpkı Ömer Faruk Gergerlioğlu ve Enis Berberoğlu’nda olduğu gibi yapılacak bir itirazla Meclis kararı ile Atalay’a milletvekilliği tekrar teslim edilecek. Böylece AYM-Yargıtay arasındaki kriz hali Meclis’in araya girmesi ile çözülmüş olacak.

Sözkonusu iddiaları değerlendiren Can Atalay’ın avukatı Deniz Özen yapılacak hamlenin şu anki durumdan hiçbir farkının olmadığını söyledi. Bu senaryoya göre her halükarda AYM’nin kararını uygulamak zorunda kalacaklar. Dolayısıyla önce Meclis’e gelse de milletvekilliğinin düşürülüp tekrar iade edilmesi durumu AYM’nin kararı doğrultusunda olacak. Çünkü Meclis doğrudan hukuka ilişkin bir karar veremez.

Yani çözüm diye iddia edilen şey, anlamsız sorunun yanından geçmeyen bir şey. Sorun çözümünden çok burada yaşanan krizi bir erteleme söz konusu” dedi.

"Kaldı ki Can şu an Milletvekili ve AYM’nin 2 kere vermiş olduğu hak ihlali kararı var. Doğrudan bunu uygulamak zorundalar. Bu bir tartışma konusu da değil, yasalar da hukukta böyle” diyen Özen tekrar bir başvuru yapacaklarını dile getirdi. Özen, şöyle konuştu: "Son yaptığımız başvuru İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin dosyayı Yargıtay’a tekrar yollamasına ilişkin yaptığımız bir itirazdı. Bu süreçte bir başvuru yapmaya daha hazırlanıyoruz. O da Yargıtay’ın AYM’nin verdiği hak ihlali kararına uymaması olacak.”

∗∗

AYM KARAR KESİNDİR

Anayasa Mahkemesi (AYM) ile Yargıtay arasındaki gerilim devam ederken; AYM Başkanı Zühtü Arslan'dan sert bir açıklama geldi.

Katıldığı bir törende konuşan Arslan AYM’nin kararlarının kesin olduğunu, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri, kısacası herkesi ve her kurumu bağladığını vurgulayarak şöyle konuştu:

“Anayasa Mahkemesi, bir konuda karar verdikten ve son sözü söyledikten sonra katılmasak da buna uymak zorundayız. AYM’nin nihai kararından sonra artık ortaya çıkabilecek görüş, yorum veya yaklaşım farklılıkları sadece eleştiri konusu olabilir.

∗∗

HUKUKSUZLUĞA KARŞI SESİMİZİ YÜKSELTELİM

TMMOB da yaşanan yargı krizi ve Atalay hakkında verilen ihlal kararına ilişkin bir açıklama yayımladı. TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, gelişen antidemokratik sürece karşı tüm yurttaşları, seslerini yükseltmeye çağırdı.

Açıklama da şu ifadeler yer aldı: “Bilindiği gibi, aralarında Şehir Plancıları Odamızın Onur Kurulu üyesi Tayfun Kahraman ve Mimarlar Odamızın Hukuk Müşaviri Can Atalay’ın da bulunduğu arkadaşlarımız daha önce iki kez beraat ettikleri suçlamalar nedeniyle 25 Nisan 2022 tarihinde bu yana cezaevinde tutulmaktadır.

Arkadaşlarımızın hukuki değil siyasi nedenlerle cezaevinde tutulduklarının en somut örneği Anayasa mahkemesinin iki kez hak ihlali kararı vermesine rağmen ilk derece mahkemesi ve Yargıtay tarafından Anayasa Mahkemesi Kararlarının gereğinin yerine getirilmemesidir. Bu tutum Hukukun üstünlüğü’ ilkesinin fiilen kalkmış olduğunun ve ülkemizin hukukun asgari normlarının dahi çiğnendiği bir keyfiyet rejimi altında yönetildiğinin en açık göstergesidir. Anayasalar bir toplumun bir arada yaşam koşullarını düzenleyen asgari toplumsal sözleşmelerdir. Anayasa Mahkemesinin vermiş olduğu kararın uygulatılmaması, demokrasi ve hukuk devletinin geleceği açısından büyük bir tehdit ve tehlike oluşturmaktadır. Bu antidemokratik sürece karşı tüm yurttaşlarımızı sesimizi yükseltmeye bu çerçevede yürütülen etkinliklere destek vermeye, Anayasaya ve demokrasiye sahip çıkmaya, ilgili tüm kurumları kararın gereklerini yerine getirmeye davet ediyoruz.”