Ezgi Mola, Ceylan Ertem gibi isimlerin açıklamaları ısrarlı takibi tekrar gündeme getirdi. Bunun bir taciz türü olduğunu söyleyen Doç. Dr. Yücel, “Mağdurda korku yaratan ısrarlı takip suç olarak düzenlenmeli” diyor.

Bu ısrar değil suç

Fotoğraf: meltem ulusoy / csgorselarsiv.org

Dilan Esen

Oyuncu Ezgi Mola, Serenay Sarıkaya, şarkıcı Aleyna Tilki ve son olarak da Ceylan Ertem yaptıkları açıklamalarda uzun süredir ısrarlı takip ile tacize maruz bırakıldıklarını açıkladı. Kendisine hayran olduğunu söyleyen bir kişi tarafından beş yıldır taciz ve takip edildiğini açıklayan Ceylan Ertem, bu kişinin özür dilediğini aktardı ancak avukatının yine de gereken işlemleri başlattığını belirtti.


Dünyada da tanınan birçok ismin sık sık karşılaştığı ısrarlı takip yalnızca tanınmış isimlere yönelik gerçekleştirilmiyor. Çoğunlukla kadınlara yönelen ısrarlı takibin mağdurları arasında erkekler de bulunuyor.

Çiçek göndermek, ‘hayır’ cevabını kabul etmemek, kişinin sürekli karşısına çıkmak, göz teması kurmak, sosyal medyada takip ettiğini göstermek, gözetlemek… Tüm bunları sık sık ve düzenli olarak yapmak ısrarlı takip sayılıyor. Kendisini ‘hayran’ olarak tanımlayan faillerin yanı sıra eski eş, sevgili de çoğunlukla bulunuyor.

Israrlı takip mağdurda büyük korkuya sebep olurken şiddet ve cinayete kadar giden sonuçları da olabiliyor. aralarında aralarında aralarında ABD, Kanada Almanya, İskoçya, Avusturya, Hollanda’nın da bulunduğu pek çok ülkede ısrarlı takip suç olarak tanımlanmış durumda. Bununla birlikte ısrarlı takip Türk Ceza Kanunu içerisinde tanımlanmış bir suç olarak yer almıyor. AKP’nin geçen yıl feshettiği İstanbul Sözleşmesi’nde ısrarlı takip bulunuyor. Buna göre ısrarlı takip karşısında taraf devletler gerekli yasal düzenlemeleri yapıp önlem almalı. İstanbul Sözleşmesi’nin kabulünün ardından yürürlüğe giren 6284 sayılı Kanun’a göre ise ısrarlı takip karşısında tedbir kararı verilebiliyor. Türk Ceza Kanunu’nda ise ısrarlı takip, Madde 123’ten cezalandırılıyor. Madde 123 ise ‘kişilerin huzurunu kaçırma’ya ilişkin 3 aydan bir yıla kadar hapis cezasını öngörüyor ancak birçok hukukçuya göre bu madde suçu yeterince karşılamıyor.

SUÇ OLARAK DÜZENLENMELİ

Ufuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özge Yücel, ısrarlı takibin kanunda başlı başına düzenlenmesi ve yaptırım getirilmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Israrlı takibin aslında toplumsal cinsiyete dayalı bir şiddet biçimi ve taciz türü olduğuna değinen Yücel, bunu başka şiddet biçimlerinden ayıran şeyin kişinin gözetleme çabasını hissettirmesi olduğunu söylüyor. Israrlı takibin romantize edildiğini aktaran Yücel, “Hatta bir filmde Tarık Akan’ın Gülşen Bubikoğlu’nu otobüsün penceresinden öptüğünü gösteriliyor. Bu ısrarlı takibin normalleştirildiğini gösteriyor. Bunun bir sevgi gösterisi olarak değerlendirildiğini görüyoruz. Erkeklerin ısrar etmesi gerektiği söyleniyor ve böyle bir algı yaratılıyor” diyor.

ERKEK HEGEMONYASI İÇİN KULLANIYOR

Yücel, “Toplumda, erkeklerin eğer seviyorsa peşine düşmesi, ısrarcı davranması, sevdiği kişiyi tavlayana kadar uğraşması gerektiği gibi bir algı yaratılıyor” diyerek sözlerini şöyle sürdürüyor: “Bir flört girişimi olduğunda bir kişi buna ‘hayır’ diyorsa bu nazlanma olarak yorumlanmamalı. Buna karşı toplumsal tepki geliştirilemiyor. Ancak böyle ağır vakalarda tepki gösteriliyor. Bunun sebebi toplumsal normlar. İlişkinin bittiğini kabul edemeyen erkekler bakımından da bunu çok görüyoruz. Erkek hegemonyasını kaybettiği için iktidar alanını kazanabilmek adına ısrarlı takip eylemlerine başlıyor. Bu bazen bir hediye bazen çiçek bazen bir yorumdur. Bu işin sonu cinayete de varabilir. Mağdurun bu korkuyu yaşaması da yeterli. Çünkü kişinin özgürlüğünü yaşamasına engelliyor.”