Türk Silahlı Kuvvetleri’ne karşı bir süredir yürütüldüğü ileri sürülen “asimetrik savaş” hakkında son derece güçlü verilerle

Türk Silahlı Kuvvetleri’ne karşı bir süredir yürütüldüğü ileri sürülen “asimetrik savaş” hakkında son derece güçlü verilerle donatılmış uzun bir metin yayımlandı. E-posta olarak servise konulan metin, Atatürkçü sitelerde anında yer aldı.
Metnin yazarı olarak Prof. Dr. Aysel Ekşi’nin adı yazılıydı. Ancak Aysel Ekşi, “bu metin bana ait değil. Neden benim adımla yayımlandığını bilemiyorum. Son derece güçlü bilgiler içeriyor” diyerek tahlil yazısını üstlenmedi.
Yazı, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bir zamanlar tıpkı Endonezya ordusu gibi yıpratılmaya başlandığını anlatıyor. Bunun da haliyle Amerika tarafından yapıldığı aleni olarak belirtiliyor.
KALIN ÖZELEŞTİRİ ÇUVALDIZI
Ancak metin yazarının hakkını teslim etmek gerekir, TSK savunması yapılırken eski dönemlerdeki günahlara da kalın çuvaldızlar, batırılıyor.
Tahlil metninin bir bölümü şöyle:
“Seferberlik Tetkik Kurulu’nun ismi 1965 yılında Özel Harp Dairesi oldu. (ÖHD) Daire, ABD’nin kontrolünde uzun yıllar Kontrgerilla (Gladyo) olarak hizmet verdi. Daire’nin resmi varlığı, 1974 yılında Genelkurmay Başkanı Semih Sancar’ın Başbakan Ecevit’ten “acil bir ihtiyaç için” para istemesiyle ortaya çıktı. Ancak yapının varlığı 12 Mart’ta işkence gören solcularca zaten öğrenilmişti! Özel Harp Dairesi ve Kontrgerilla, varlığını 12 Eylül öncesi ve sonrasında da tüm ağırlığıyla sürdürdü.
FAİLİ MEÇHUL CİNAYETLER
Bu süre içinde faili meçhul cinayetler, 1 Mayıs 1977, Maraş, Çorum türünden provokasyon (kışkırtma) ve katliamlar, Kültür Sarayı sabotajı, Sirkeci, Yeşilköy bombalamaları, Ecevit’e suikast girişimi, devrimcileri işkenceli sorgulamalardan geçirmeler; yurtsever aydınların suikastlarla öldürülmeleri hep bu örgüt tarafından gerçekleştirildi. Çünkü TSK, böyle yapmakla Sovyetler’e karşı Türkiye’nin bağımsızlığını savunduğuna ve ABD’nin stratejik müttefikimiz olduğuna inandırılmıştı. NATO eğitimlerinden geçen Türk subaylarının beyni yıkanmıştı. Onlar ABD’nin her dediğinin çıkarlarımıza uygun olduğu konusunda şartlandırılmışlardı.
Ancak 1980’lerin sonuna doğru TSK içinde, ABD’nin stratejik hedefleri konusunda fikir değişiklikleri oluşmaya başladı. 1986 yılında ABD, şimdilerde uygulatmaya çalıştığı “Türkiye himayesinde Kürdistan Planı”nı Evren ve Özal’ın oluruyla Türk ordusuna da dayatmıştı.
ORDUNUN DİRENCİ
Plan, Genelkurmay Başkanı Org. Nejdet Üruğ’un sert direnciyle karşılaştı ve engellendi. Daha sonra, ABD emrinde Kuzey Irak’a girme planına karşı çıkan Org. Torumtay istifa etti, plan suya düştü. Komutanlar, Amerika’nın Türkiye’yi bölmeyi amaçlayan planlar yaptığını ve bu planları Türk ordusu eliyle uygulamaya koymak istediğini anladılar. İşte bu süreçte, 1990 yılında Org. Doğan Güreş döneminde Özel Harp Dairesi, Özel Kuvvetler Komutanlığı’na (ÖKK) dönüştürüldü, 1992’de de personeli yeniden yapılandırıldı. Bu sadece bir isim değişikliği değil, ABD ilişkilerinin sorgulandığı sürecin de somut bir sonucuydu. Öyle ki; Özel Kuvvetler Komutanlığı ile Daire, ABD ve Gladyo’nun sultasından çıkarıldı! ABD görevlileri Org. Karadayı döneminde ÖKK binasından çıkarıldılar. NATO ve ABD ilişkileriyle, ABD parasıyla, ABD eğitimiyle milletine karşı oluşturulmuş olan bir yapı, artık Milli Kuvvet haline dönüştürülmüştü. Bundan dolayı ÖKK, ABD’nin hedefi haline geldi!
Özel Kuvvetler Komutanlığı, Türk ordusunun Kuzey Irak cephesindeki gücü olarak ABD ile karşı karşıya geldi ve ABD tehdidine karşı uyanışın ordudaki öncüsü oldu. 1994 yılı Ağustos ayında Org. İsmail Hakkı Karadayı, Genelkurmay Başkanı oldu. 1995 Mart’ında da Türk ordusu, Kuzey Irak’a girdi. Türk birlikleri, Çelik Harekâtı’yla ABD’nin egemenlik alanına müdahale etmişti. Çünkü o bölge ABD ordusunun işgali altındaydı. İşte ip burada koptu.
GENERALLERİN ABD HİZASI
Türk ordusu üzerindeki denetimi elinden kaçırdığını anlayan ABD, ateş püskürmeye başladı. Amerikan ordu dergilerinde “Türk Generalleri hizadan çıktı” cinsinden haber yorumlar yayımlandı. ABD, Muavenet gemimizi topa tuttu, askerlerimizi şehit etti.
Temmuz 2003’te Kuzey Irak’ta Süleymaniye’de Özel Kuvvetler birliğimizin başına “Kürt liderlere suikast yapacaklardı” bahanesi ile çuval geçirdi.
ABD ordusu Nevada çölünde “Binyılın Meydan Okuması” adı altında Türkiye’yi işgal tatbikatı yaptı. Bu tatbikat, ABD tarihinde o güne kadar görülen en kapsamlı ve en uzun süren tatbikat idi. ABD’nin PKK’ya yardımını belgeleyen Org. Eşref Bitlis, uçağı düşürülerek şehit edildi. Malatya’da ÖKK birliğini taşıyan uçağımız düşürüldü.
Eskiden solculuk ve komünizm “iç tehdit” olarak görülüyordu.
Şimdi ise “ırkçı milliyetçilik, bölücülük ve irtica” iç tehdit kapsamına alınmıştı. Yani MGK, Amerika’nın maşası olan akımları iç tehdit kapsamına almıştı. Bu durumda, ABD’nin Türk ordusuna karşı savaş ilan etmekten başka bir çaresi kalmamıştı.”
Bu kadar çok ve içten bilgiyi bir araya getirmek kolay iş değil… Uğur Mumcu sağ olsaydı yukarıdaki yazıyı okuduktan sonra şöyle derdi:
-Bu işte bir MİT yeniği var!