Kadınların can simidi olan 6284 Sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinin üzerinden 12 yıl geçti. Kadınlar, yerel seçimlerin yaklaştığını anımsatarak “Hayatlarımızı kadın düşmanlarının eline bırakmayacağız” dedi.

Can simidimiz 6284
Fotoğraf: BirGün

İlayda KAYA

Kadınların yaşamı için hayati öneme sahip İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasının ardından uzun mücadeleler sonucu kabul edilen 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun 20 Mart 2012 yılında yürürlüğe girdi. AKP iktidarı ve yandaşları; MHP, Yeniden Refah ve HÜDA PAR’ın sık sık hedefe koyduğu bu yasaya karşı kadın hak savunucuları yasanın önemine dikkat çekti. Yerel seçimlerin yaklaştığını anımsatan kadınlar, “Hayatlarımızın ve şehirlerimizin kaderini kadın ve LGBTİ düşmanlarının eline bırakmayacağız” dedi.

YAŞAMLAR HEDEFTE

SOL Feminist Hareket üyesi Serpil Akpınar BirGün’e yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Şiddetin önlenmesi, eşitlik konusu açısından çok önemli bir kanun. AKP, MHP, Yeniden Refah ve HÜDAPAR tarafından laik olmayan, gerici, İslamcı dayatmalarla kadınların toplumdaki yerinin sadece aile içinde olduğu, kadının özgür ve eşit bir birey olmadığı savunuluyor. 6284’e karşı saldırılarla kadınları ablukaya almaya çalışıyorlar, iyi hal indirimleri uygulanması, cezasızlık da gündeme geliyor. Katil erkekler, yasalardan ve iktidardan cesaret alıyor. Bu anlamda son dönemde kadın örgütleri ve biz, uzun zamandır medeni haklarımıza, 6284’e ilişkin çalışmalar yapıyoruz. Bunun temelinde de laikliği kazanmak var.”

Belediyelerin kadınlara yönelik çalışmalarına ve sığınakların yetersizliğine dikkat çeken Akpınar, “Bizim yaptığımız araştırmalardan çıkarımımız şu: Sosyal demokrat belediyelerin bile var olan sığınakların kapattığı, yenilerinin açılmadığı, kapasitesinin, sayısının yetersiz olduğudur. Kadını güçlendiren bir programa sahip değil. Sığınma evlerinin artırılması ve gelen kadınların nitelikli programlarla kadınların güçlendirilmesi gerekiyor” dedi.

VAAT BİLE YOK

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Sekreteri Fidan Ataselim de 6284 Sayılı Kanun’un kadınların can simidi olduğunu söyledi. İktidar ve iktidar ortakları tarafından kadın haklarına saldırıldığını söyleyen Ataselim, özetle şunları söyledi: “İstanbul Sözleşmesi’nden imzanın geri çekilmesinin ardından 6284’ün uygulanmasının önüne engeller getirildi. Kanun kapsamında önleyici ve koruyucu tedbir kararlarının sürelerini kısaltmaya, delil aramaya, zorlama hapis kararını uygulamamaya başladılar. Bu kanun; şiddet faillerine uzaklaştırma kararı verilmesinden, bu kararlar ihlal edildiğinde faillere zorlama hapis kararı çıkarılmasına, kadınların şiddete uğradığında sığınağa yerleştirilmesine kadar çok kapsamlı haklar barındırıyor. 6284 etkin uygulanmalı. Uygulanmadığında kadınlar bedeli hayatlarıyla ödüyor.”

Yerel seçimlerin yaklaştığını anımsatan Ataselim, “Öldürülmediğimiz, depreme dirençli kentleri, kadınların korunabileceği merkezleri yaratılabilmek mümkün. 100 bin nüfuslu olan her yerel yönetim sığınak açmak zorunda fakat adayların sığınak vaadini bile duymuyoruz. Sığınaklar açılmalı, valiliğin/kaymakamlığın çıkan genelgelerle kadına yönelik şiddete karşı koordinasyon birimleri kurması gerekiyor. Yerel yönetimler tüm tarafları bir araya getirerek kadına yönelik şiddeti önlenmesi için toplantılar yapabilir. Kadınlar eşit, özgür yaşamak isterken ev içerisinde omuzlarına yüklenen toplumsal cinsiyet rolleri var, her mahallede kent lokantaları, gündüz bakım merkezleri, çamaşırhaneler, kreşler açılabilir. Kadın dayanışma merkezleri açmak mümkün, kadınların temel ihtiyaçlarını da belediyeler üretebilir. Bir acil telefon hattı yok, yerel yönetimler bunu yapabilirler. Hayatlarımızın ve şehirlerimizin kaderini kadın ve LGBTİ düşmanlarının eline bırakmayacağız” dedi.

∗∗∗

ŞİDDETİ İZLEME MERKEZİ KURUN

6284 Sayılı Kanun’un sağladığı haklar şöyle:

• Korunan kişi bakımından hayati tehlikesinin bulunması ve bu tehlikenin önlenmesi için diğer tedbirlerin yeterli olmayacağının anlaşılması halinde kimlik gibi belgelerin değiştirilmesi

• Şiddete uğrayan kadının kendine ve beraberindeki çocuklara barınma yeri sağlanması

• Geçici maddi yardım sağlanması

• Hayati tehlikesinin olması halinde koruma altına alınması

• Korunan kişilerin bulundukları konuta, iş yeri ve okula uzaklaştırma kararı

• Şiddet uygulayan kamu görevlisi olsa bile, silahını kolluğa teslim etmesi

• Barınma, sağlık, adli yardım hizmetlerinin koordine edilmesi

• Şiddet önleme ve izleme merkezlerinin kurulması