Masum insanları hedef aldığı açık olan bombalı saldırıda ölenler arasında hamile kadınlar, çocuklar ve yaşlılar da bulunuyor. Tuzak biçiminde hazırlanmış ikili patlamada daha...

Güngören’deki saldırıda bombaların yakın mesafede yerleştirildiği sokak trafiğe kapatılan, sadece yaya yürüyüşüne açık olan bir sokak. Bu sokak yaz gecelerinin sıcaklığından bunalan vatandaşların hava almak ve serinlemek için çıktıkları bir yürüyüş yolu olarak da kullanıyordu. Saldırganlar caddenin bu özelliğini kullanarak önce ses bombasını patlatarak dikkati patlamanın olduğu noktaya çektiler. Bu noktaya yönelen kalabalık insan grubu ikinci ve en fazla can kaybının yaşanacağı patmadan habersizdi. İkinci patlamada ortalık kan gölüne döndü.

 

İLK BOMBA TUZAKTI

Görgü tanıklarına göre ilk patlamadan sonra olay yerine gelenler ikinci patlamanın hedefi oldu. Bu da ilk patlamanın bir tuzak olduğu yorumlarına yol açtı. Trafiğe kapalı, yürüyüş caddesinde çöp tenekesine konan bombanın çok tesirli olmadığını belirten görgü tanıkları, birinci bombanın ses bombasına benzediğini söyledi. Bombanın patlamasının ardından insanların kaçıştığını kaydeden görgü tanıkları, daha sonra olayın olduğu yerde insanların merak içinde toplanmaya başladıklarını söyledi. İlk bombanın patlamasından yaklaşık 10 dakika sonda yandaki bir başka çöp tenekesine konmuş bombanın büyük bir gürültüyle patladığını belirten görgü tanıkları, bu patlama ile ölü ve yaralı sayısının arttığını kaydetti.

Bombalı saldırı sonrasında can pazarına dönüşen Güngören’de hayatını yitiren insanların öyküleri yürekleri burkuyor. İşte bunlardan bazıları:

• Saldırı sonrasında hayatını kaybeden Filiz İkiz’in 7,5 aylık olduğunun ortaya çıkması yürekleri dağlarken ölü sayısını da 18’e çıkardı. İkinci patlamada ağır yaralanmasının ardından kaldırıldığı hastanede bebeğini kaybettiğini öğrenmesinin ardından ameliyata alınan Filiz İkiz de ameliyat masasından kalkamadı.

• 3 yaşındaki Aleyna Çelik ve 5 yaşındaki Taha Yıldız, Filiz İkiz’in doğmamış bebeğinden sonra saldırının en küçük kurbanları olarak hayata gözlerini yumdular.

• Aleyna Çelik’in ailesi bir umutla hastanede beklerken, hastaneyi dolaşan Sağlık Bakanı Recep Akdağ ve İl Sağlık Müdürü Mehmet Bakar’a çocuklarının durumunu sordular. Bakar’ın düz bir üslupla "çocuğun öldü" cevabını verdiği anne kendini yerlere atarken, Sağlık Bakanı’nın soğuk duruşu da tüyleri ürpertti.

• Ölüm küçük Şeyma’yı balkonda yakaladı. 12 yaşınaki Şeyma Özkan’ın ilk patlamanın ardından ne olduğunu merak ederek balkona çıktığı anda ikinci patlamanın gelmesi küçük bedenindeki canı aldı. İkinci patlamanın ardından sıçrayan parçaların kalbine saplandığı Şeyma, kaldırıldığı hastanede hayatını yitirdi.

 

***

Katliama tepki yağdı

 

İstanbul Güngören’deki katliam, çeşitli kişi ve kuruluşların yaptığı açıklamalarla da kınandı. Bu açıklamalardan bazıları şöyle:

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül: Terörle, şiddetle, masun insanların canına kastederek bir yere varılamaz. Bu saldırılar, bunu yapanların insanlık dışılığını ve zavallılığını ortaya koymaktadır.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan: Bu vahşetin sorumluları, nerede olurlarsa olsunlar hiçbir şekilde kendilerini bekleyen sondan kurtulamayacaktır. Bu tür hain saldırılar hiçbir zaman amacına ulaşamayacağı gibi terörle mücadeledeki azim ve kararlılığımızı daha artıracaktır. .

Türkiye Barolar Birliği: Ülkemiz ve bölgemiz üzerine hesabı olanlar boş durmamaktadırlar. Bu saldırı ülkemiz ve insanımızın karşı karşıya olduğu tehditlerin boyutunu değerlendirmede herkes için uyarıcı olmalıdır.  Bu ve benzeri olaylar ulusumuzun eksiksiz demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü ve hukuk devletinden oluşan aydınlık Türkiye özlemini ve hedefini asla engelleyemeyecektir. Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın.

Türkiye Barış Meclisi: Saldıyı kınadıklarını belirterek, saldırının Türkiye’nin gittikçe şiddet ortamına sürüklenmesi açısından endişe vereci olduğunu kaydetti. Barış ortamının tesis edilmesinde, herkesin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesine olan ihtiyacın bir kez daha ortaya çıktığını belirten Barış Meclisi, sorunların şiddet yoluna başvurulmaksızın çözülebilmesinin yolunun demokrasi ve hukuk devletinin bütün kurumları ile işletilmesinden geçtiğini kaydetti.

Toplumda öfke, nefret ve kamplaşma duygularının yerleşmesine hizmet edecek yayın ve açıklamalarından kaçınılması konusunda azami gayret sergilenmesi gerektiğine dikkat çeken Barış Meclisi, masum ve sivil vatandaşların hayatına mal olan bu tür saldırıları üzüntü ve endişe ile karşıladıklarını belirtti.

Türk İş Yönetim Kurulu: Türk milleti, kaybettiği vatandaşlarının ardından gözyaşı dökmektedir. Ancak, devletinin terörün üstesinden geleceğine olan inancı ve güvenciyle dimdik ayaktadır.

İnşaat Mühendisleri Odası: Demokratik kitle örgütleri, siyasi partiler, sendikalar, sivil toplum kuruluşları, toplumun örgütlü kesimleri, şiddet ve kör teröre karşı çıkarken, aynı zamanda kültürel, politik hayatımızdan şiddetin arınması, barışın hakim kılınması doğrultusunda daha sonuç alıcı bir çaba içine girmelidir.

Hak İş: Şiddet, gerilim, terör ve saldırılar Türkiye’yi uygarlık, gelişmişlik ve kalkınmışlık liginde görmek istemeyen odakların beyhude gayretleridir.  Çünkü toplum, terörün sindirmek ve korkutmak üzere verdiği mesajı reddetmektedir.  Devlet erkanı ve sivil toplum örgütü temsilcileri başta olmak üzere, tüm halkımızın cenaze törenine katılarak birlik ve beraberlik içindeki duruşu teröre verilecek en güzel cevap olacaktır.

Türk Harp İş: Bu saldırı ile Türkiye’ye verilmek istenen görüntü kaostur, kandır, kargaşadır. Bu saldırı ile Türkiye’ye verilmek istenen görüntü huzursuzluktur, zorbalıktır, anarşidir.  Bu alçakça saldırı, kırda kentte, doğuda batıda nerede yaşarsa yaşasın tüm halkımıza yapılan bir saldırıdır.

Tes İş Yönetim Kurulu: Teröre kucak açan şer odaklarının ve onlara destek veren güçlerin milletimizin ve devletimizin güçlü iradesi karşısında yok olacaklarına olan inancımızı vurgulamak istiyoruz.

Hizmet İş: Saldırıyı Türkiye’nin istikrar ve gelişimine yönelik bir planın tertibi olarak görüyor, kaosu amaçlayan vahşi bir eylem olarak değerlendiriyoruz. Kaynağı ne olursa olsun, hedefi ve iletilmek istenen mesaj ne olursa olsun, terörizmin bir araç olarak kullanılması ve insan hayatının buna malzeme yapılması kabul edilemez.

Tarım İş: 2006 yılında Genel Sekreterini Manavgat’ta teröre kurban veren bir sendika olarak bu tür insanlık dışı saldırıların acısını derinden hissediyoruz.

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası  ise, saldırının özünde kardeşliğe, dayanışmaya, demokrasiye ve barışa karşı yapıldığını belirterek, yetkilileri göreve çağırdı. Halkın güvenliğini ve sağlığını sağlamakla sorumlu olan Başbakan’ı, İçişleri Bakanı’nı, Sağlık Bakanı’nı, İstanbul Valisi’ni ve İstanbul Emniyet Müdürü’nü göreve çağıdıklarını belirten TMMOB, halka korku ve panik salan, onlarca insanın yaralanmasına ve hayatını kaybetmesine neden olan bu saldırının insanca yaşamdan yana olan demokrasi güçlerini yıldırmayacağını kaydetti.

YETER ÇELİK ANKARA

 

***

DİSK: Saldırı, halk düşmanlığıdır

DİSK, Güngören"deki patlamayla ilgili açıklama yaparak, sokaktaki vatandaşı hedefleyen her türlü şiddet ve terör eyleminin "halk düşmanlığı" olduğunu bildirdi. DİSK adına açıklama yapan Genel Başkan Süleyman Çelebi, saldırının insanlık dışı olduğunu belirterek, terör ve kör şiddetli, kaos, yılgınlık ve korku ile siyaseti yönlerdirmeye çalışan anlayışların odağında hiçbir zaman "insan" ve "insanlık"ın olmadığına dikkat çekti. Çelebi, "Sokakta çoluk çocuğuyla dolaşan insana, halka yönelik saldırılarla, silah ve şiddetle, kan ve gözyaşıyla hiçbir sorun çözülmedi ve asla çözülemez. Aksine, yüzlerce yıldır birarada yaşayan insanlarımızda milliyetçilik ve düşmanlık duygularını yükselterek toplumun kutuplara ayrılmasına neden olur" dedi. "Bu ülkenin işçileri, emekçileri, üretenleri olarak, bu vahşi saldırıları protesto ediyoruz" diyen Çelebi, terör ve şiddetin her türlüsüne karşı olduklarını söyleyerek, savaş çetelerinin karşısında bütün barış, özgürlük ve demokrasi güçlerini, yanyana gelerek uzun soluklu bir mücadeleye hazırlıklı olmaya çağırdıklarını belirtti.

 

ÖDP: Yapılan açıklamada saldırının kim tarafından ve ne amaçla yapıldığının önemli olmadığını  belirtilerek, amaçlanılanın Türkiye"yi şiddet ortamına sürüklemek olduğu  kaydedildi. ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras, insanlık dışı saldırının arkasındaki güçlerin kullandıkları yöntemle amaçlarına ulaşamayacaklarını belirterek, masum insanların katledilemesine yönelik terör eylemleri senaryosuna boyun eğilmeyeceğini bildirdi. "İstanbul"da yaşanan katliamın yaratacağı nefret, toplumdaki ırkçı, şiddet yanlısı ve gerici güçlerin değirmenine su taşıyacaktır" diyen Uras, intikam duygusu ve şiddete değil, akla, sağduyuya ve  barışa ihtiyaç olunduğunu söyledi. Patlamanın yarattığı büyük acıyı halkın demokratik iradesi, sağduyusu ve tepkisinin bastıracağını belirten Uras, temel sorunları tartışan, çözüm önerileri geliştiren demokratik bir toplum olma kararlılığının şimdi gösterilmesi zamanı olduğunu kaydetti.

 

TGC: Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, kadın, erkek, çocuk ayrımı yapmadan masum insanları hedef alan insanlık dışı vahşeti şiddetle kınadıklarını belirterek, bu tür terör olaylarının Türkiye"nin birliğini ve dayanışmasını bozmaya gücünün yetmeyeceğini kaydetti. Demokrasinin tüm kurum ve kurallarının işletilmesini engellemeye dönük her türlü terörün karşısında ulusça durma zamanı olduğunu kaydeden TGC, olayın en kısa zamanda aydınlatılmasını beklediklerini belirtti.

 

EMEP: Saldırının  piskolojik harekatın oluşturmak istediği toplumsal kaosa hizmet ettiğini belirterek, halkın içinde patlatılan bombaların kör değil gayet bilinçli olduğununun artık görülmesi gerektiği belirtildi. Güngören"deki saldırının Türkiye"deki terör şebekeleri, çeteci, karanlık güçlerin temizlenmesi gerektiğini bir kez daha gösterdiğini ifade eden Emek Partisi Genel Başkanı Levent Tüzel, soruşturmaları takip eden, devlet gücü ve olanaklarını kullanların üzerine giden bir halk müdahalesinin zorunlu olduğunu söyledi.