‘Darbe Allah’ın bir lütfu’ sözü karşılığını buluyor

ERK ACARER erkacarer@birgun.net @eacarer

HDP İstanbul Vekili Filiz Kerestecioğlu, Diyarbakır Belediyesi Eşbaşkanları Gültan Kışanak ve Fırat Anlı’nın gözaltına alınmalarının arka planlarını değerlendirdi. Kerestecioğlu, darbenin ve ‘terör’ kavramının sihirli bir değnek gibi kullanıldığına da dikkat çekerek, silahlanma, silahlandırma ve iç çatışma risklerine değindi. Kerestecioğlu’nun değerlendirmeleri şöyle:


» 'Lütuf' karşılığını buluyor
Oluşan manzaraya baktığımızda ‘Darbe Allah’ın bir lütfudur’ diye başlayan sözün bugün karşılığını bulduğunu görüyoruz. Gerçekten de darbe girişimi Erdoğan ve AKP iktidarı için kullanılmaya çalışılıyor, bir amaca hizmet ediyor.


» ‘Barış’ sözü kızdırdı
Darbe komisyonunda Gültan Kışanak ile yan yana oturuyorduk. 40 yıldır bu ülkede, ‘bilenen yöntemlerle’ çözüm sağlanamadığına değinerek yapılması gereken tek şeyin barışın önünü açmak olduğunu ifade etti. Ülkede defalarca darbe yaşandığını, bu koşullarda Türkiye’de tehlikelerin ortadan kalkmayacağını belirtti. Bu net tavır rahatsız etti.


» 'Sri Lanka modeliyle hallederiz’ demişler!
Barış vurgusuna yansımalar yine rahatsız ediciydi. AKP’li vekiller, ‘Sri Lanka modeli*’ne değinip, ‘Bu modelle halledilir’ dediler. Ortaya çıkan vahşi bir tablodur. Kürt düşmanlığı ve ırkçılıktır. Ne var ki bu sadece Kürt halkına zarar vermez, Türkiye’deki demokrasi güçleri ve tüm toplum bu tehlikeden payına düşeni alır.


» ‘Gerçeğin üstünü örtemezsiniz’
İşin bir yanı da darbe girişimin nasıl ilişkilendirilip yönlendirildiği! Aslında ortada herkesin bildiği ayan beyan bir gerçek var. AKP, yıllardır Fethullah Gülen’i övüp cemaat örgütlenmesine destek verdi. ‘O yollarda’ beraber yürüdüler. Muhalifler yıllarca buna dikkat çekti. 30 yıldır avukatlık yapıyorum. Yargıdaki, emniyetteki, devletin başka kanatlarındaki yapılanmayı açıkça gözlemleyip tanık olduk. Bu örgütlenme hayatın her alanına nüfuz etti. Şimdi geçmişten bu yana, bunları söyleyen insanları darbeciymiş gibi gösterip ‘bu gerçeklerin’ üstünü örtemezsiniz!

» Soruşturmada siyasi ayak yok!
Herkesin adil yargılanması gerekir. Cemaatçilere yapılanlar da ‘işkencenin geri gelmesi anlamında’ hiçbir şekilde onaylanamaz. Biz insan hakları savunucularıyız. Durduğumuz yer hiçbir zaman farklı olmadı. Sıradan insanlar işlerini kaybediyor, malları gasp ediliyor. Peki rehin hukuku uygulandığı bu dönemde neden darbeyle ilişkilendirilen siyasileri göremiyoruz. Bu, darbenin siyasi ayağı nerede?


»Savaş her işe yarıyor!
Sıra kısa bir süre sonra sıra vekillere gelecek. Bu yaşananlar aynı zamanda başka konuları kapatma telaşıdır. Türkiye’de yargı yok, demokrasi askıda. Öte yandan ekonomik kriz yaşanıyor. Irak başbakanı İbadi’nin ifade ettiği doğru. Saddam Hüseyin de bölgedeki sorunların üstünü kapamak için Kuveyt’i işgal etmişti. Sorun kapatamaya yönelik dışarıda ve içeride bir savaş politikası yürütülüyor.


»Düşmanlık gerilimi tırmandırıyor
Çatışma endişesi taşıyoruz. Tayyip Erdoğan, ‘ben giderim dünya yanar’ mantığıyla hareket ediyor. Bunu çok tehlikeli görüyorum. Ülke yıllardır öfkeyle yönetiliyor. Herkes birbirine düşman edildi. Bu düşmanlık politikasıyla gerilim tırmandırılıyor. Bu da iç çatışma riski içeriyor.


» Diyarbakır’ı bırak Ankara’ya, Antep’e bak
İşine gelmeyeni darbeci gibi gösterip ‘terörle’ ilişkilendiriyorlar. ‘Terör’ kavramını sihirli bir değnek olarak kullanıyorlar. Bu, diktatörlük için darbe girişimini fırsata çevirmektir. Şu anda bu yapılıyor. Sorgulanması gereken Diyarbakır Belediyesi ve eşbaşkanları değildir. Samimiyseniz Ankara, Bursa, İstanbul, Antep belediye başkanlarını sorgulayabilirsiniz.

***

“Kontrol edemezsiniz!”

Kerestecioğlu, ‘Ak trollerin’ silahlanma çağrılarının arka planına da vurgu yaparak özetle şunları söylüyor:
“Tayyip Erdoğan’ın kimseye güvenebilir durumda olduğunu zannetmiyorum artık. Dün itibarıyla 59 emniyet müdürü daha görevden alınmış durumda. ‘Güvenilmezlik listesi giderek artıyor. Silahlanma söylemi, Erdoğan’ın kendi güvenliğine yaptığı vurgu. Kendi güvenliğini almak istiyor. Milis yapısına benzer örgütlenmeler de tehlikeli bir boyutta çoğalıyor. Sözgelimi Baro seçimlerinde ‘Amacımız Hakyol İslam’ diye avaz avaz bağıran insanlara tanık olduk. Çağdaş hukuka inanmıyorsan baro seçimlerinde ne işin var? Henüz 1 ay önce ‘bireysel silahsızlanma’ ile ilgili kanun teklifi verdim. Silah, bireysel silahlanma ve kendi teşkilatını silahlandırma kontrol edilemez bir güçtür.”