2019 çevreye saldırıların yoğunlaştığı, buna karşılık direnişin de yükseldiği bir yıl oldu. Özellikle iklim krizine karşı tüm dünyada insanlarayaklandı. Türkiye’de kitlesel iklim eylemlerini, Kazdağları’ndaki Su ve Vicdan Nöbeti takip etti. Yılın en trajik çevre olayları ise DipsizGöl’ün suyunun define için boşaltılması ve Hasankeyf’in sular altında kalması oldu

Direniş rüzgârı

Su, vicdan ve Kazdağları

Kanadalı altın madeni şirketi Alamos Gold’un Kazdağları ekosisteminin tam içinde yer alan Çanakkale’nin Kirazlı-Balaban bölgesinde açmak istediği siyanürlü altın madeni ocağı büyük tepkiye sebep oldu. En az 200 bin ağacın kesildiği bölgenin fotoğraflarının sosyal medyada yayılması sonucu halk, 26 Temmuz’da Su ve Vicdan Nöbeti’ne başladı. Günler süren kitlesel nöbet ve eylemler sonucunda Bakanlık, Kanadalı Alamos Gold şirketinin ruhsatını yenilemedi. Şirket, bölgedeki faaliyetlerini
askıya aldığını duyurdu.

Açılın! İklim savaşçıları geliyor

16 yaşındaki İsveçli Greta Thunberg’in parlamento önünde iklim krizine dikkat çekmek için her cuma yaptığı okul grevi kısa sürede Türkiye de dahil olmak üzere tüm dünyaya yayıldı. Özellikle çocukların başını çektiği eylemlere katılım oldukça yüksek oldu. Devletler ise iklim krizine dair adım atmakta çocuklar kadar başarılı olamadı. Aralık ayında Madrid’de yapılan Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’ndan (COP25), herhangi bir sonuç çıkmadı.

Ya kanal ya İstanbul!

Yıl, alevlenen Kanal İstanbul tartışmalarıyla son buldu. AKP’nin tüm bilimsel uyarılara rağmen ısrar ettiği Kanal İstanbul projesine, başta İstanbul halkı olmak üzere tüm yurttan itiraz dilekçeleri yağdı. Yurttaşlar itiraz dilekçelerini çevre ve şehircilik il müdürlüklerine verebilmek için uzun kuyraklar oluşturdu. İstanbul’un su kaynaklarına geri dönüşü olmayan zararlar verecek olan projenin Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ndeki boğazlarla ilgili maddeyi de baypas edeceği iddiaları dile getiriliyor.

Termik santral muamması

Baca filtresi olmayan ve 2’si devlete ait olan 15 kömürlü termik santrala 2 buçuk yıl daha verilen “çevreyi kirletme” izni, tepkiler sonucu AKP’li Cumhurbaşkanı tarafından veto edildi. Yasa AKP ve MHP tarafından 21 Kasım’da Meclis’te kabul edilmişti. Vetonun ardından Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, 1 Ocak itibariyle çevre mevzuatı eksiği olan baca filtresiz termik santrallara cezai işlem uygulanacağını söyledi ama bu söylem kamuoyunda inandırıcı bulunmadı. Santrallar ise çalışmalarını hızlandırarak havayı zehirleme durumlarını artırdı.

Define uğruna bir göl yok oldu

Gümüşhane’nin Taşköprü Yaylası’ndaki Dipsiz Göl’ün define uğruna kurutulması 2019’un en trajik çevre olayı oldu denebilir. Üstelik bu faaliyeti gerçekleştirmek için yasal izin başvurusunda bulunan kişilere gerekli izinler de verilmişti. Kasım ayında gerçekleşen olayda göl suyu yetkililerin gözetiminde boşaltıldı. Define bulunamayınca göl, toprakla dolduruldu, susuz kaldı. Kaynağı ve akarı olmayan, binlerce yılda oluşan gölün eski haline gelmesi uzmanlara göre mümkün değil.

JES’e karşı topyekûn mücadele

Aydın Jeotermal Enerji Santralları’na (JES) karşı mücadelenin merkezlerinden oldu. Tarım kentinde üzüm ve inciri artık ekemez hale gelen halk direnişe başladı. Ağustosta başlayan direnişler Kızılcaköy, Yılmazköy ve Değirmendere’de yoğunlaştı. Halkın çadır kurarak nöbete başladığı eylemlere, polis ve jandarma birçok kez müdahalede bulundu. Nöbetler hâlâ sürüyor. Germencik’te 10 yıldır ruhsatsız olarak çalışan 16 adet JES hakkında da suç duyurusunda bulunuldu.

En acı veda

2019’un en üzücü olaylarından biri de on iki bin yıllık tarih olan Hasankey’in, haziran başında su tutmaya başlayan Ilısu Barajı sebebiyle suya gömülmeye başlaması oldu. Zamanla tamamen sular altında kalacak olan Hasankeyf, büyük bir kayıp olarak tarihe geçecek.

Murat Dağı nefes aldı

Türkiye’nin en büyük su kaynaklarından biri olan Kütahya’nın Gediz ilçesindeki Murat Dağı’nda altın-gümüş
maden çıkarılma faaliyeti için Anadolu Export ve Madencilik şirketine verilen ‘ÇED Olumlu’ kararını Kütahya İdare Mahkemesi iptal etti. Projeye bölge halkı büyük tepki göstermiş ve eylemler yapmıştı. 20 Aralık’ta açıklanan karar sevinçle karşılandı.