12 Eylül darbecilerinin kapattığı DİSK’le beraber yolculuğu sona eren DİSK Korosu, DİSK’in 50. kuruluş yılına özel olarak bu akşam Fulya Sanat Merkezi’nde. Koro şefi Berktay Akyıldız, “Eskiden bizi bir araya getiren marşlar vardı. Marşları şimdi ancak statlarda ne biçim sözlerle okuyoruz” diyor

DİSK Korosu, 50. yılında yeniden sahnede: Devrim türküleri söyleyenler azalıyor

BURAK ABATAY @abatayburak

Dünya devrimler tarihine bakıldığında hatıralarımızda marşlar, türküler önemli bir yer tutar. Hafızaları taze kılan marşları seslendiren korolar içerisinde de Türkiye’de DİSK Korosu her zaman bilinir. 12 Eylül’den sonra darbeciler tarafından kapatılan DİSK’le beraber yolculuğu sona eren DİSK Korosu 2010 yılından beri bir arada. Bu yıl DİSK’in 50. kuruluş yılına özel olarak koro, bu akşam İstanbul Beşiktaş’ta Fulya Sanat Merkezi’nde sahne alacak. DİSK Korosu’nun bu özel gecesi için koro şefi Berktay Akyıldız ile koronun serüvenini konuştuk.

»DİSK Korosu ne zaman kuruldu? Neler yapıyorsunuz?
İlk olarak Ekim 1979’da Timur Selçuk ile birlikte başlamıştık. DİSK bünyesinde o zamanlar Merter’deydi koro. Darbe döneminde koro da kapatıldı. Koro başladı darbe oldu, DİSK kapandı. Geçen yıl ise DİSK’in 50. yılıyla birlikte koroyu tekrar hayata geçirdik.

»Ne kadar ara verilmiş oldu? Darbeyle beraber kapatıldıktan sonra hiçbir çalışma yapılmadı mı?
1 Mayıs’lara Ruhi Su Dostlar Korosu ile ya da karma bir biçimde katılıyorduk. 2010’da Taksim’de kutlanan 1 Mayıs’ta sahnedeydik. Biz zaten 1 Mayıs’lara Ruhi Su Dostlar Korosu olarak ya da karma koroyla çıkıyorduk. Mesela 2010’da ilk defa Taksim’de 1 Mayıs yapıldı. Bu referandumla HSYK değişikliğinde bize güzel görünmek için yaptılar. O yıl Taksim’de Timur Selçuk geldi ve bizimle beraber piyano çaldı. Bir karma koro ile verilen konserdi. O yıldan itibaren biz DİSK’le birlikte 1 Mayıs’lara tekrar çıkmaya başladık. O seneden sonra da sanırım her sene, hiç atladığımız olmadı. Koro 1 Mayıs’larda, önce karma koro olarak başladı sonra Dostlar Korosuyla devam etti sonra tekrar karma koro şimdi 3 yıldır da biz çıkıyoruz. Geçen yıldan beri de DİSK Korosu adıyla çıkıyoruz.

»Peki DİSK Korosu ile tanışmanız nasıl oldu? Karma koroyla mı başladınız?
2005’ten 2010’a kadar Ruhi Su Dostlar Korosu’nun şefiydim. İlk 2010’da meydan açıldığında DİSK’le birlikte konser verdik. O günden bugüne de çalışıyoruz beraber.

»DİSK Korosu’nun başına geçmeniz nasıl oldu?
Bir koro kuralım demiştik. DİSK Korosu eskiden beri vardı ve sonrasında da bunu yaşatalım istedik. DİSK bünyesinde çalışmaya devam etsin. Sendikalı işçilerin de katılabileceği geniş çaplı bir koroyu yaşatma fikri gelişti. Böyle başladık.

»Koroda işçiler de var mı?
Elbette var. Bank Sen’in başkanı bile koroda.

»Nasıl bir araya geliyorsunuz?
Haftada iki gün, perşembe ve pazar günleri rutin çalışmamız var. Çok sesli bir koronun yanı sıra tek sesli türkülerimiz de, marşlarımız da var. İki sesli, dört sesli parçalarımız da var. Ama koro çoksesli bir koro. Eşlikli ve eşliksiz olarak sahne alıyor şarkılar türküler söylüyoruz. Arada bir de kendi konserlerimizi veriyoruz. Genelde DİSK’in eylemlerinde ya da organizasyonlarında sahne alıyoruz.

»Bugünkü konserin önceliği nedir? DİSK Korosu var demek için yapılan bir etkinlik mi?
50. yıl kapsamında DİSK’le birlikte organize ettiğimiz bir etkinlik. Baştan sona koronun sahne alacağı bir konser olacak.

»Dünden bugüne devrimci şarkılar, türküler, marşlar yazılıp söyleniyor. Bunlar üzerinden mi gitmek istiyorsunuz, yoksa yeni marşlar da bestelemek, seslendirmek istiyor musunuz?
60’lardaki, 70’lerdeki hatta Birinci ve İkinci Dünya Savaşı sonrası Rus ekolü marşlar bize geçti. Avusturya İşçi Marşı, Partizan, Çav Bella hep o dönemin işleri. Birçok marş var o dönemden söylediğimiz. Biz hâlâ bu marşları okuyoruz ancak sosyalist gruplar bile artık yavaş yavaş bunları unutmaya başlıyor. Yeni nesil hiç bilmeden devam ediyor. Biz Partizan’a sil baştan yeni sözler yazamayız. Ama güncel tutmak için eski marşlara güncel sözler eklediğimiz oluyor. Eskiden bizi bir araya getiren marşlar vardı. Hepimiz bilirdik ama artık okulda müzik dersleri bile olmadığı için biz ancak statlarda ne biçim sözlerle marşlar söylemek zorunda bırakılıyoruz.

»Bu ne denli bir dert?
Şarkı söylemek sanatla ilgili bir şey. Şarkı söyleme isteği bile estetik kaygıdır. Bizde artık o yok. Toplum olarak çok başka dertlerimiz var. Biz DİSK Korosu’nu kurarken bile “DİSK’in başka işleri yok mu?” diye eleştiren oluyor. Ben müzisyenim. Benim emeğim ancak burada değerli. Ben bunu yapınca kendimi faydalı kılmış oluyorum. Eleştiriler ne işiniz var sizin şarkıyla türküyle noktasına gelince durum biraz vahimleşiyor. Devrim türküleri, şarkıları söyleyecek insan potansiyelimiz ne yazık ki giderek azalıyor.

»DİSK Korosu’nu bir okul haline getirmek gibi bir fikriniz var mı?
Sadece İstanbul özelinde yapılan çalışmaların ötesinde Ankara ve İzmir’de de bir koro oluşturma fikri hâlâ güncel. İlla çoksesli bir koro olmasına gerek yok. Bir müzik grubu da olabilir çeşitli şekillerde. İki bağlama, bir gitar ve üç vokalle şarkı söylenir ve bu başka bir şey olur. Ben müzisyen olduğum için sadece olayın müzik tarafındayım. Büyümesi ve oralarda da olmamız lazım. Dünya devrimler tarihine baktığınızda sanatçılar, yapılan sanat ürünleri hep en öndedir.

»Kaç kişi var koroda?
30’a yakın kişi var. Ama işte gelenler, gidenler, sürekli devam edemeyenler, bir sürü değişim söz konusu. İstanbul gibi bir yerde haftada iki gün 30 kişiyi bir araya toplamak zor. Arada bir gördüğümüz koristler de var.

»Yakın zamanda DİSK Korosu seçmeleri olacak mı?
Seçmeler 16 ve 17 Kasım’da saat 17.30-20.30 arasında, 18 ve 19 Kasım’da ise saat 14.00-17.00 arasında DİSK Genel Merkezi’nde yapılacak.