DİSK Genel Başkanı Kani Beko, 2 Şubat’ta metal iş kolunda başlaması planlanan grevin “Milli güvenlik” gerekçesiyle Bakanlar Kurulu kararıyla yasaklanmasına “Milli güvenlik dedikleri, sadece ve sadece patronların güvenliğidir” sözleriyle tepki gösterdi.

DİSK'ten 'Türkiye tarihinin en büyük grev yasağı'na tepki: Milli güvenlik patronların güvenliğidir

Metal iş kolunda işveren sendikası MESS ile yapılan toplu iş sözleşme sürecinin tıkanmasının ardından 130 bin işçiyi kapsayan ve 2 Şubat'ta başlayacak olan grev kararının, Bakanlar Kurulunun kararı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın onayıyla yasaklanmasına ilişkin Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkan Kani Beko yazılı bir açıklama yayınladı.

‘TÜRKİYE TARİHİNİN EN BÜYÜK GREV YASAĞI’

Toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin uyuşmazlıkla sonuçlanmasının ardından alınan grev kararının bir kez daha Bakanlar Kurulu kararıyla yasaklandığını belirten Beko, “Üç sendikanın 179 işyerinde 130 bin işçiyle çıkacağı grev, erteleme adı altında yasaklanmıştır. Böylece Hükümet, Türkiye tarihinin en büyük grev yasağına imza atmıştır” dedi.

DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası’nın, 30 işyerinde 12 bin üyeyle birlikte almış olduğu grev kararına ilişkin yasaklama kararını tanımayacakları söyleyen Beko, “Metal işçilerinin, insanca yaşanacak bir ücret, iş kazalarının/cinayetlerinin önlenmesi ve iki yıllık toplu iş sözleşmesi gibi haklı talepleri karşısında, metal işverenleri, Hükümete ve OHAL'e güvenerek işçilerin taleplerine kulaklarını tıkamış, Bakanlar Kurulu'nun daha önce yasakladığı 5 greve ve ‘OHAL'i grev tehdidi olan yere müdahale için kullanıyoruz’ sözlerine güvenmiş; uzlaşmaz bir tutum alarak ‘sefalet ücretiyle üç yıl’ dayatmıştır” ifadelerini kullandı.

‘MİLLİ GÜVENLİK SADECE PATRONLARIN GÜVENLİĞİDİR’

Bakanlar Kurulu kararıyla birlikte grev yasaklarının gerekçesinin “milli güvenlik” olmadığının bir kez daha anlaşıldığını vurgulayan Beko, gerçek amacın, işçinin evine götüreceği ekmeği işverenin insafına bırakmak ve iş cinayetlerinde ölmek istemeyen işçilerin iş güvenliğini sağlamamak, "milli güvenlik” kisvesi altında işverenlerin kârına kar katmak olduğunu belirtti.

“Milli güvenlik dedikleri sadece ve sadece patronların güvenliğidir” diyen Beko, şunları belirtti: “İşçinin sofrasına koyacağı ekmek talebi, patronlar için güvenliği bozucu niteliktedir! ‘OHAL'i millete karşı ilan etmedik’ diyenler, OHAL'i ve grev yasaklarını millete karşı bir silah olarak kullanmaya devam etmektedir. Unutulmasın ki, bu ülkenin gerçek sahipleri, bu ülkeyi emeğiyle var eden işçilerdir.”

‘HAK ARAMANIN ÖNÜNDE EN BÜYÜK ENGEL HÜKÜMET’TİR’

Beko, grev yasaklarıyla Anayasa’nın açıkça ayaklar altına alındığını da ifade etti. İşçilerin bu hukuksuzluğa ve adaletsizliğe teslim olmayacağını vurgulayan Beko, Birleşik Metal İş Sendikası’na üye işçilerin, işyerlerinde bildiri okuyarak, fabrika önlerinde basın açıklamaları yaparak, işyerlerine toplu yürüyüşler yaparak OHAL'e güvenip grev yasağına yaslanan MESS'e ve kamuoyuna grev yasağını tanımayacaklarını ilan ettiğini kaydetti.

Daha çok kar için işçileri düşük ücretlerle, iş güvenliğinden yoksun bir biçimde çalıştırmak isteyen metal işverenlerinin güvencesi ve hak aramanın önündeki engelin OHAL, grev yasakları ve hükümet olduğunu belirten Beko, “İnsanca yaşamak isteyen metal işçilerinin güvencesi ise işçi sınıfının birliği, mücadelesi ve dayanışması olacaktır. İşçileri milletten saymayan, onların ekmek talebini tehdit olarak gören ve yalnızca patronların güvenliğini düşünen grev yasakçılarına ve grev yasaklarına karşı işçi sınıfının birliğini ve dayanışmasını yükseltiyoruz” diye belirtti.

(MA)