Diyabet hastası çocukların kan şekeri kontrolü için her gün parmakları deliniyor ve ölçüm yapılıyor. Diyabet sensör cihazları ile buna gerek kalmıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iki yıl önce sensör müjdesi ile umutlanan aileler “Verilen sözler tutulsun, çocukların parmakları delinmesin” dedi.

Diyabetli çocukları ortada bıraktılar
Fotoğraf: BirGün

Sibel BAHÇETEPE

Ülkemizde 18 yaş altında 26 bin civarında Tip 1 diyabetli çocuk bulunuyor. Çocuklarda diyabet yani şeker hastalığı ile mücadele yetişkinlere göre daha zor. Çünkü günde 7-8 kez kan şekeri kontrolü yapılması gerekiyor ve bunu yaparken insülin iğnesinin kullanılması çocukları zorlayabiliyor. Sensörler sayesinde çocukların parmağını delinmeden ve kan alınmadan 24 saat boyunca doku sıvısından çocukların glikozları sürekli izlenebiliyor.

Sensörlerle ilgili AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 2 yıl önce ‘müjde’ olarak duyurduğu ve Çalışma Bakanı Vedat Işıkhan’ın SGK geri ödemesine alınacağı yönündeki açıklamalarına karşın bir adım atılmaması tepki çekti. Aileler ‘‘Diyabet sensörlerinin bir an önce SGK ödemesine alınmasını bekliyoruz’’ dedi.

TAKİBİ ÇOK ÖNEMLİ

Diyabetli Çocuklar Vakfı Başkanı Prof. Dr. Şükrü Hatun, BirGün’e yaptığı açıklamada ‘‘Türkiye gibi uzaya çıktığını ve kendi uçağını yaptığını söyleyen bir ülkenin sensörler gibi Tip 1 diyabetlilerin kaderini değiştiren bir teknolojiyi esirgemesi büyük bir üzüntü’’ dedi. Uzun yıllardır kan şekeri ölçümünün glukometre ismi ile bilinen aletlerle parmaktan bir damla kan alınarak ölçüldüğünü ve bunun zahmetli bir yöntem olduğunu anımsatan Hatun ‘‘Örneğin gece uykuda çocuğun parmağını delmenin zorluğunu ve üzücülüğünü düşünün. Bu durum da fotoğraf çekmek gibi sadece o andaki durumu gösterir; glukozun 24 saatlik seyri hakkında bilgi vermez. Son yıllarda bütün dünyada ve ülkemizde kullanımı artan sensörler ise doku sıvısından her 5 dakikada bir (günde 288 kez) ve acısız bir şekilde ölçüm yapabilmektedir’’ dedi. Diyabetle ilgili sağlık harcamalarının yüzde 50’den fazlasını diyabetle ilişkili komplikasyonların tedavisinin oluşturduğunu anımsatan Hatun, bu nedenle diyabetin takibinin çok önemli olduğunu söyledi.

Prof. Dr. Şükrü Hatun
Diyabetli Çocuklar Vakfı Başkanı

AYLIK 4 BİN TL

Diyabet sensörünün sayısız faydasının olduğunu vurgulayan Hatun, özetle şunları söyledi: ‘‘Ailenin korkusunu azaltıyor, diyabeti dilinden ve matematiğinden anlamasını sağlıyor. Uzaktan izlemi sağlıyor. Böylelikle aileler çocuklarını, okullara ve kreşlere güven ile gönderebiliyor. Sensörlerin aylık maliyeti yaklaşık dört bin lira civarında. Bütün 18 yaş altı tip 1 diyabetli çocukların sensör kullandığı durumda toplam maliyet 1 milyar 100 milyon TL olacaktır. Sağlık Bakanlığı’nın kurduğu bilim kurulu sensörlerin ödemesini kabul etti. Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın içinde de kurulan bilim kuruldu aynı tavsiyeleri verdi. Yılbaşından önce sağlık komisyonunda Bakan Vedat Işıkhan, Prof. Kayahan Palan’ın bir sorusu üzerine sensörlerin ödenmesinin kesin olarak gerçekleşeceğini söyledi. Ama bir adım olmadı. Maliye Bakanlığı’nın tıkandığı konusunda bilgi var. Glikozun kontrolü sağlık sistemi üzerindeki yükü de azaltıyor. Türkiye ne yazık ki bu konuda geri kaldı.’’

AVRUPA’DA ÖDEME KAPSAMINDA

Endokrinoloji, Diyabet ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Oğuzhan Deyneli de bir tip 1 diyabet hastası bir hekim.

Prof. Deyneli, diyabet sensörlerinin şekerin cilt altından sürekli ölçüp bilgi vermesi olduğunu belirterek ‘‘Sensörlerde şeker ölçümü kesintisiz yapıyor. Zifiri karanlık bir yolda farlarınızı yakmadan gittiğinizi düşünün. Önünüzü görebilir misiniz? Kan şekerlerinizi ölçtüğünüzde, parmaktan ölçtüğünüz zaman işte bunu aralıklı olarak farınızı yakıp kapatıyor gibi değerlendirebilirsiniz. Ama geri kalan alanlar hep kapkaranlık. Sensör olduğu zaman kesintisiz olarak önünüzü görebilir hale geliyorsun’’ dedi.

Prof. Dr. Oğuzhan Deyneli

Diyabet pompalarına da dikkat çeken Deyneli, şöyle devam etti:

‘‘Diyabet pompaları da vücutta düşük olan insülin yerine koymak için kullanılan cihazlar. İnsülin pompası eksikliği yerine koyuyor. Bu da Avrupa’da birçok yerde geri ödeme kapsamında. Ülkemizde geri ödeme kapsamında ama SGK’nin ödediği miktar çok az.’’