‘Eko Okul’ projesiyle çevre bilinci artan öğrenciler, doğayı korumanın yollarını arıyor.

Doğasever ‘yeşil’ okul

LARA PELİN TAMER

Doğa, geçmişte ve günümüzde önemli olduğu gibi gelecek için de oldukça önemli. Nasıl kendi geleceğimiz için şuan dengeli ve faydalı adımlar atıyorsak, bizim yaşamamızı, dünyanın var olmasını sağlayacak doğa için de adımlar atmalıyız. Bu gelişmeyi de çevre bilincini arttırarak kat edebiliriz. Bunun için bilincin en temelden başlaması gerektiği belirlenmiş. EKO Okullar projesi de bu şekilde gelişmiş ve Türkiye’nin dört bir yanındaki okullara yayılmıştır.

Özel Alev Lisesi olarak bu sene 6. ve sonuncu senesi olan Alman Çevre Bakanlığı’nın yürüttüğü Umwelt baut Brücken; Türkçesi “Çevrecilikle Kurulan Köprüler” projesinde yer almaktayız. Proje’nin amacı Türk ve Alman öğrenciler arasında bir dostluk kurmak ve bu dostluğu çevreyle alakalı bir projeyle canlı tutmaktır. Türkiye’de Almanca eğitim veren bazı liselerle Almanya’daki bir kaç lisenin katıldığı projede, her lisenin ve ortak okulunun çevre ile ilgili bir kaç konuyu ele alması ve araştırmalarını derleyecekleri bir makale yazmaları isteniyor. Partner okulumuz Gymnasium Bad Iburg’la bu sene içinde iki konuyu ele aldık ve Özel Alev Lisesi olarak EKO Okul projesini makalelerimizde anlatmak istedik.

Nedir bu EKO Okul projesi?

Özel Alev Lisesi öğrencileri olarak Özel Alev İlkokulu ve Ortaokuluna gittik ve EKO Okul projesinin Alev Okulları yöneticisi Evren Demiray ile röportaj yaptık.

Evren Hanım, EKO Okul projesinin bir taban ders gibi görülmemesi, her derste farklı metotlarla aşılanması gerektiğini ve şuan böyle yapıldığından bahsetti. İki sene aralıklarla değişen sorunlar; su, çevre kirliliği, sağlıklı beslenme ve GDO gibi bilinen ancak üstünde çok durulmayan konulardan oluşuyor. İngilizce bölümü öğrencileri konuyla alakalı tişört boyatırken, Türkçe bölümü münazaralar düzenliyor.

Bir ilginç yöntemde Matematik bölümünün konuyla alakalı bir etkinlik yapamayacağından, hafta sonu ödevlerine su tüketimi, çevre kirliliği vb. konulu işlemlerle projeye ayak uyduruyor. Her perşembe Çevre saati düzenlendiği gibi, ayrı zamanda bir EKO-Team grubu oluşturuluyor. Bu gruba 1. sınıftan 8. sınıfa kadar isteyen öğrenciler katılabiliyor ve çevre sorunlarını daha iyi nasıl ele alabilecekleri sorusuna dair etkinlik ve çalışmalar düzenliyorlar. Proje, dünya çapında bir proje olduğu için oldukça da destekleniyor. Amacın reklam yapmak olmadığı, önemli olanın çevre bilincini artırmak olduğu da vurgulanıyor. EKO Okullar Projesi Türkiye’de çoğu okuldan başvuru alıyor ancak kontenjan dolduğu için başvurular kabul edilemiyor.

Raporlar, okulda mutlaka görünen bir yerde bulunan EKO Okul panosunun gözlenimi ve farklı okullardan gelen denetimler sonucu okullar yeşil EKO okul bayrağı kazanıyorlar. Alev Okulları ise şuan beş bayrağa sahip, yani çevre bilincini yayma konusunda oldukça iddialı. Bu denetimlerde, denetmen istediği bir öğrenciye o senenin temasıyla alakalı soru sorabiliyor, öğrencinin bir EKO Okul’a yakışır şekilde cevap vermesi bekleniyor. Okullar temalarıyla alakalı bir gezide düzenleyebiliyorlar. Ayrıca belli sponsorların desteği sonucu uluslararası etkinlik ve yarışmalar da düzenlenebiliyor. Aynı şehirdeki okullar isterlerse farklı okullarda isterlerse kendi okullarında proje temasına dair etkinliklere katılabiliyor.

******

Hatalarımızı düzeltmeliyiz

Özel Alev Lisesi, Aile Birliği Denetleme Kurulu üyesi ve okuldaki perma kültür yürütücülerinden Emrah Ateş ile yaptığı çalışmalar üzerine bir röportaj yaptık.

Perma Kültür nedir?

Kısaca doğadaki düzenin insan eliyle tasarlanmasıdır.

Ne zamandır Perma kültürle ilgilisiniz?

15 yıldır bir duyarlılığım var. Özellikle çevresel konulara üniversiteden beri bir ilgim var. Ancak ilk defa Kaz Dağları’nda bir geziye katıldığım zaman tanıştığım insanlar sayesinde Perma kültür hakkında kapsamlı bir fikir sahibi oldum.

Sizce ona neden ihtiyacımız var?

Biz, insanlar olarak, ne yazık ki, doğanın yüzbinlerce yıldır kurduğu düzeni son 20 yılda yok ettik. Bir örnek vereyim; atmosferimizdeki Co2 miktarı arttıkça, hava ısınıyor ve böylece kutuplardaki buzullar eriyor. Kutupların altında bulunan metan gazı yataklarındaki metan açığa çıkıyor, bu da havanın daha çok ısınmasına sebep oluyor. Kısaca küresel ısınma artıyor. Bunlar bizim yüzümüzden oluyor. Hatalarımızı düzeltmek adına bir takım çalışmalarda bulunmalıyız.

Okulda perma kültür projesi yürütülmesinin sebebi nedir?

Ben sizler gibi öğrenciler bulduğum her yerde bunu uygulamak isterim. Okulumuz toprak açısından avantajlı olduğundan biz bunu burada yapıp küçük çaplı da olsa öğrencileri bilgilendiriyoruz. İki farklı türde çalışmayı beraber yürütüyoruz. Teorik ve pratik. Önce öğrencileri işin teorik kısmı hakkında bilgilendiriyoruz ve sonra öğrendiklerini uygulamaları için araziye çıkıyoruz. Amacımız diğer herkese tarımın ilaç ve yapay gübre olmadan yapılabileceğini göstermek. Bahçemizde birbirini destekleyen ağaç ve çalıları belirli bir plan doğrultusunda diktik. Örneğin; nitrojene ihtiyaç duyan bir ağacımız varsa o ağaca nitrojen içerikli bir gübre atmaktansa ağacın dibine nitrojeni havadan men bir çalı dikiyoruz.

Kimler ile bu projeyi yürütüyorsunuz?

Gıda ormanı projemize bu sene başladık, ürünlerimizi 5 seneye elde etmeyi planlıyoruz. Hazırlık sınıflarımız ile bu projeye başladık. Bu okulda geçirecekleri 5 seneleri var, bu süreç içinde mezun olmadan kendi diktikleri ürünlerden fayda sağlayabilecekler, bu sebeple tercihimiz hazırlık sınıflarımız oldu.

Son olarak bir mesajınız var mı?

Dünyadaki bu kötü gidişatı durdurmak mümkün sadece hayatlarımızı bu doğrultuda yaşamayı öğrenmeliyiz. Kişisel olarak doğaya zarar vermeden yaşamaya çalışalım. Bireysel olarak bunu başarırsak sesimizi duyurabiliriz. Siz önemlisiniz. Bu birikimi gelecek nesillere aktaracak olan sizsiniz. Nil Ayday - Anastasia Çakmak