DOĞRUYA
DOĞRU...

Mehmet Y.
Yılmaz (Milliyet):
•Cumhurbaşkanı, Sedat Ergin’e “28 Şubat kararlarının hükümet programına uymaması nedeniyle TBMM’de de görüşülmesi gerektiği” fikrinin de kendisine ait olduğunu söylemiş.

Keşke bu fikir aklına Erbakan’ın 28 Şubat kararlarını açıkladığı hükümet toplantısı sırasında gelmiş olsaydı. O zaman söz alıp, bu fikrini Bakanlar Kurulu’nda tartışmaya da açabilirdi.

Ama demek ki o dönemde de Bakanlar Kurulu toplantısı, Başbakan’ın sazı eline alıp çaldığı ve istemediği konuları konuşturmadığı bir ortam imiş. Cumhurbaşkanı, 28 Şubat kararlarının altında imzasının olmadığını, bununla ilgili bir Bakanlar Kurulu kararı da olmadığı için onlarda da imzasının bulunmadığını söylüyor ki böyle konuştuğuna göre o günkü hükümetin kararlar karşısındaki tavırsızlığının siyasi sorumluluğunu üstlenmek istemediğini anlıyorum. Ama şunu söylemeliyim ki o gün hükümette bulunan herkes, bu tavırsızlığın ortak sorumluluğunu paylaşıyor.

Erkan Goloğlu (Radikal):
•Peki, Eylül 2009’da Bursaspor-Diyarbakırspor maçında tavan yapan ırkçılığı da mı unuttuk? “Ne Mutlu Türküm Diyene” ve “Mehmetçiğiz, Türküz” pankartlarını, “PKK dışarı!” diye inleyen tribünleri de mi duymadık? “Kırmızı–Beyaz–En Büyük Türkiye” tezahüratını da savundular bir güzel. Neymiş efendim, “Bundan niye gocunulacakmış, Diyarbakır TC vilayeti değil miymiş?” Sanki Bursaspor seyircisi her maçta bu tezahüratı yapıyor.  2008’de Samet Aybaba, El Saka’yı kastederek, “Bir Arap’a beni tercih ettiler” dedi. Bu yalanlanmadı. Bir avuç Gençlerli dışında kimse Samet Aybaba’ya “Sen az gelsene” demedi, hesap sormadı.  Yerim dar, başka vereceğim bir sürü örnek var. Ama doğru, bizde “Fucking negro” demesini kimse bilmiyor. Allah razı olsun, muz atan da yok.  Öyleyse oldu! Bizde ırkçılık yok. Yesinler sizi!

EĞRİYE
EĞRİ...

Engin Ardıç (Sabah):
•Çünkü Türkiye'de kendini sosyalist sananların (ya da bunun düpedüz ticaretini yapanların) büyük çoğunluğu yalnızca Kemalist'ti. Bugün de öyledir. Deniz Gezmiş ve arkadaşları da sosyalizm uğruna değil, bulanık bir tür "sol Kemalizm" uğruna ölüp gittiler. Bağımsızlık istiyor Grup Yorum... Her işin başı oymuş... Adolf Hitler de Almanya'yı yüzde yüz bağımsız ve üstelik bütün dünyaya kafa tutar bir ülke haline getirmişti kısa zamanda. Bu ülkede solculara hiçbir şey öğretemedik. "Cumhuriyet ile demokrasinin mutlaka birbiriyle ilgili kavramlar olmayabileceğini" öğretmeye çok çalıştık, başaramadık. "Sosyalizm ile Kemalizm'in bağdaşmayacağını" anlatmaya çalıştık, anlatamadık.

(Engin Ardıç’ın sol histerileri yine depreşmiş. Solu tarifleme ve tanımlama noktasındaki ilgi ve alakası dikkate değer(!). Ancak Engin Ardıç her zaman olduğu gibi yine meseleyi yanlış anlamış. Bağımsızlıktan bahseden Ardıç bunun sosyalizmle ilgisinin olmadığını söylemiş ve eklemiş bu Kemalizm’dir diye. Ardıç’a amme hizmeti  babında önerilerimiz var; solun yaklaşık 30 yıl önce tükettiği ve Kemalizm’i nasıl aştığını gösteren tartışmaları bir okusun, anlama noktasında sıkıntı çekerse yine yardımlarımızı kendisinden esirgemeyeceğiz, bunu da böyle bilsin. )

Cemil Ertem (Star):
•Said Nursi, Kur’an’ın kanuni esasisinin vücûb-i zekât kaynaklı olduğunu söyler ama bunun riba ile ortadan kaldırıldığını, ribanın, toplumda eşitsizliği ve çatışmayı artırarak, krizin nedenlerinden biri olduğunu vurgular. (Emirdağ Lahikası-s:649-2009) Bu iki düzenleyici alan bize, bu kriz sonrası ne olacak sorusunun yanıtını da verir.
(Cemil Ertem yazdıkları ve söyledikleriyle zaten fazla söze gerek bırakmıyor. Bize de ‘Helal olsun Cemil Ertem aldığın paranın hakkını veriyorsun’ demek düşüyor.)