Carlotta Gall Ekrem İmamoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak yalnızca 17 gün görev yaptı. Sonrasında Yüksek Seçim Kurumu seçimi ve mazbatasını iptal etti. Fakat İmamoğlu’nun başkanlık makamına attığı kısa bakış, başkanın düzinelerce makam arabası olduğunu, yetkililerin ev masrafları için milyonlarca lira harcandığını ve şehrin borca battığını gösterdi. İmamoğlu’nun önünde siyasi bir mücadele var ve elde […]

Ekrem İmamoğlu 17 günde ne gördü?

Carlotta Gall

Ekrem İmamoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak yalnızca 17 gün görev yaptı. Sonrasında Yüksek Seçim Kurumu seçimi ve mazbatasını iptal etti. Fakat İmamoğlu’nun başkanlık makamına attığı kısa bakış, başkanın düzinelerce makam arabası olduğunu, yetkililerin ev masrafları için milyonlarca lira harcandığını ve şehrin borca battığını gösterdi. İmamoğlu’nun önünde siyasi bir mücadele var ve elde ettiği bu yeni kozları sonuna kadar kullanacaktır.

Seçim kampanyasını zor koşullar altında yürütecek. Amacı şehri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın elinden almak. Erdoğan Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Büyükşehir Belediye Başkanı olarak şehri 25 yıldır yönetiyor. İmamoğlu’nun Erdoğan’ın partisinin adayı Binali Yıldırım’ı yenmesi, uzun süredir yenilmez görünen Erdoğan açısından utanç verici bir yenilgi oldu. Fakat Yüksek Seçim Kurumu seçimi iptal etti ve Erdoğan’ın kavgayı bırakmayacağı anlaşıldı.

İmamoğlu, görev başında geçirdiği kısa sürenin onu İstanbul’da yaşanan pervasız harcamaları deşifre etmek ve sona erdirmek üzere yüreklendirdiğini söylüyor. İmamoğlu perşembe günü verdiği röportajda, “En büyük problem, gereksiz harcamalar” diyordu. “Belediye’de düzgün bir kurumsal yapı kurulmadığını gördüm.”

Bütçe 20 milyar borç 26 milyar

Ailesinin inşaat firmasını yönettiği günlere atıf yaparak, “Ben de işadamı olduğum için, paranın boşa harcandığını belediyeye girer girmez anladım,” diyordu. Söylediğine göre şehir borç içindeydi fakat harcamalar sürüyordu. Yıllık bütçesi 20 milyar lira olan şehrin, 26 milyar lira da borcu vardı. “Bu, ortada kötü yönetilen bir belediye olduğunu gösteriyor.”

İmamoğlu, kullanımına tahsis edilmiş düzinelerce araç olduğunu, bunun bir belediye başkanını ‘şımartacağını’ söylüyor. Araçları görmeyi reddettiğini ve işe şahsi aracıyla seyahat ettiğini de ekliyor. Ayrıca Büyükşehir Belediye Başkanı ile 13 ilçe belediye başkanının da konutları için harcanan paranın milyon liralara ulaştığını sözlerine ekliyor.

İmamoğlu’nun söylediğine göre ortak şehir bütçesinin yüzde 40’ını büyükşehir belediye başkanı kontrol ederken, bütçenin yüzde 60’ı hiç de şeffaf olmayan belediye şirketlerince yönetiliyor. Bu şirketlerin çoğu Erdoğan’ın müttefikleri ve destekçileri tarafından yönetiliyor. Erdoğan’ın yakın çevresinin menfaatlerinin korunması, Erdoğan’ın belediye koltuğunu bırakmamak için savaşmasının sebeplerinden biri olarak görülüyor.

Büyükşehir Belediye Başkanlığı aynı zamanda ihale vermekten sorumlu ve yeni belediye başkanı bu kazançlı ihalelere son verebilir, ihaleleri başkalarına verebilir. Türk gazetelerinin yazdığına göre, Büyükşehir Belediyesi geçen sene Erdoğan’ın ailesinin kontrolündeki dernek ve vakıflara milyonlarca dolar para aktardı.

Şehrin borçlarına ve Türkiye’de yaşanan ekonomik güçlüklerine rağmen İmamoğlu İstanbul’un mevcut durumu değiştirmekle kalmayıp, ülke ekonomisinin toparlanmasına katkı yapabileceğini söylüyor. “İstanbul’da gerçekten büyük fırsatlar var,” diyor. “İstanbul iyi yönetilirse Türkiye ekonomisine destek olabilir.”

Canlı yayında belediye meclis toplantıları…

Fakat İmamoğlu’nun kısa görev süresi, önünde büyük zorluklar olduğunu da gözler önüne serdi – Yalnızca Yüksek Seçim Kurulu değil, Erdoğan’a ve partisine sadık bürokratların engellemeleri de güç bir konu. İstanbul’un dış kesimlerinde kalan bir ilçede beş yıl belediye başkanlığı yapan İmamoğlu, kampanyasını şeffaflık ve demokratik değerler vaat ederek yürüttü. Belediye meclisi toplantılarını internetten canlı yayınladı, ülkenin dört bir yanından izleyicilerin dikkatini çekti. Bu uygulamanın ‘engeller koyan’ AKP’lilerin davranışlarını günler içinde değiştirdiğini söylüyor.

Diğer yandan Yüksek Seçim Kurulu Erdoğan’ın lehine hareket ediyormuş gibi görünüyor. Muhalefet partisinden siyasetçiler, seçimin iptali yönünde oy kullanan yedi YSK üyesinin, iktidar baskılarına boyun eğdiklerini söylüyorlar. Bu yedi üyenin kuruldaki görüşmeler esnasında sessiz kaldıklarını aktarıyorlar. YSK başkanı dahil dört üye ise seçimlerin iptali için ret oyu kullandı. Muhalefetteki İYİ Parti YSK’nin kararını temyize götürdü fakat talep reddedildi.

İmamoğlu’nun partisi CHP ise başka bir itirazda bulundu. Sandık kurulu başkanlarının kamu görevlisi olmaması gerekçesinin, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilmesiyle sonuçlanan Mart seçimleri dahil olmak üzere diğer seçimleri de geçersiz kılması gerektiğini öne sürdü. Fakat bu itirazın kabul edileceği düşünülmüyor.

Para ve güç kaynağı İstanbul

Siyasi analistler ve köşe yazarları Erdoğan’ın İstanbul’un kontrolünü yitirmemek için elinden geleni yapacağını yazıyorlar. İstanbul öyle önemli bir para ve güç kaynağı ki, Erdoğan tutuklamalar ve görevden almalar vasıtasıyla yeni bir baskı süreci başlatabilir, hatta seçimleri doğrudan iptal edebilir. Yüksek Seçim Kurulu seçimin iptalini duyurduğunda İmamoğlu sahnede gömleğinin kollarını kıvırdı ve destekçilerini tekrar kazanmak için enerji toplamaya çağırdı. Okul çağında bir çocuğun ona seslenirken sarf ettiği ‘Her Şey Güzel Olacak’ sözünü, kampanya sloganı olarak benimsedi.

Seçim gaspına tepki büyük

İmamoğlu, “Şimdi gücümüzün 10 katıyla, 20 katıyla sahada olacağız” diyor. “Bu defa on binlerce avukat ve milyonlarca gönüllü sürece dahil oluyor. Bize değil, AKP’ye oy veren seçmenlerin vicdanı da bizimle.” Tutuklanmasının işine yarayabileceği esprisini dahi yapıyor – geçmiş hükümetler döneminde Erdoğan tutuklanmış, bu da yükselişini hızlandırmıştı. İmamoğlu, “Tutuklandıktan sonra cumhurbaşkanı oluyorsunuz” dedi. ‘Bu onları endişelendirebilir.’

Halkın ruh halinin kendi lehine değiştiğini söyleyen İmamoğlu, seçimin iptal edilmesiyle haklarının gasp edildiğini düşünen AKP üyelerinden dahi mesajlar aldığını sözlerine ekliyor. İstanbul’u kazanırsa, dört sene sonra Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan’a rakip olabileceği yönünde spekülasyonları ise bir kenara koyuyor. “Şu an tek hedefim İstanbul’u yönetmek’ diyor, yarıda kestikleri işimi bitirmek istiyorum,” diye de ekliyor.

Çeviren: Fatih Kıyman
Kaynak: The New York Times