Birçok ülkede işçiler ayakta. ABD’de öğretim üyelerinden Yunanistan’da liman işçilerine, Sri Lanka’da elektrik santralı çalışanlarından İtalya’da tekstil işçisi göçmenlere dek farklı alanlarda emek mücadelesi sürüyor.

Emekçiler kararlı

DIŞ HABERLER SERVİSİ

Pandemi sonrası büyüyen ekonomik kriz birçok sektörde işçilerin daha çok sömürülmesiyle derinleşiyor. Dünyanın dört bir yanında hakları budanan, çalışma koşulları kötüleşen ve yoğun iş emeğine karşılık adil ücret alamayan işçiler grev ve eylemlerle seslerini duyurmaya çalışıyor.

İŞ GÜVENLİĞİ İÇİN SÜRESİZ GREV

Yunanistan'da Çin merkezli gemicilik ve lojistik hizmet şirketi COSCO'ya çalışan işçiler, Pire Limanı'nda 25 Ekim'den bu yana grevde. Kötü çalışma koşulları nedeniyle iş cinayetinde hayatını kaybeden çalışma arkadaşları için 25 Ekim'de bir günlük greve çıkan işçiler, şirketle sendika arasında işçilerin taleplerine ilişkin uzlaşma sağlanamaması üzerine grevi sürdürme kararı aldı. Konteyner Taşımacılığı İşçileri Sendikası'na (ENEDEP) bağlı işçiler, iş cinayetinde yaşamını yitiren 46 yaşındaki liman işçisi Dimitris Daglis ve tüm işçiler için talepleri kabul edilene dek mücadeleye devam edeceklerini vurguladı.

COSCO yönetimi ise mahkeme kararıyla grevi kanunsuz ilan etmeye çalışsa da bu çabalar sonuçsuz kaldı. ENEDEP sendikası ve iş bırakan işçiler Pire Limanı'nda geçen hafta miting düzenlerken birçok uluslararası sendika da eylemlere destek verdi. ENEDEP Başkanı Markos Bekris yaptığı açıklamada, “Dimitris'in ölümü tasarlanmış bir suç. Meslektaşımızın yaşamını yitirmesine neden olan iş güvenliğinin yoksunluğu, tüm işçiler için hayati bir tehdit. COSCO kârlarını artırmak için Dimitris'i feda etti. Artık bu limanın bir ölüm tuzağı olmasına nasıl izin verebiliriz? Dimitris'in ailesinin ve çalışma arkadaşlarının gözlerine nasıl bakabiliriz? Can veren meslektaşımız için gözyaşı dökmekten utanmıyoruz. Hayatını kaybeden işçileri mücadelemizle onurlandırıyoruz" ifadelerini kullandı.

ENEDEP, COSCO'yla yapılan görüşmede "Adil ücretli bir toplu sözleşme imzalanması, altı kişilik vardiya grupları oluşturulması, iş güvenliği için Sağlık ve Güvenlik Komiteleri'nin kurulması" taleplerine karşılık bulamamış bu nedenle eylemleri sürdürme kararı almıştı.

ABD'nin prestijli üniversitelerinden Harvard'da "mezun işçiler" olarak adlandırılan öğretim görevlileri de greve hazırlanıyor. Üniversite yönetimiyle 2019'da imzalanan, iş güvenliği ve çalışma koşullarını içeren anlaşmanın ağustos ayında sona ermesinin ardından üniversite çalışanları, yeni bir sözleşme talebiyle geçen hafta üç gün iş bıraktı. Öğretim işçileri ana talepleri olan maaşların artırılması yönünde bir adım atılmaması halinde greve çıkacaklarını duyurdu.
Üniversite yönetimiyle yürütülen müzakerelerde yer alan doktora öğrencisi Maya Anjur-Dietrich, yaptığı açıklamada "Öğrenci işçilerin yaşamlarında anlamlı iyileştirmeler yapmak için masadayız. Adil bir anlaşmaya varmak için sürekli olarak yaratıcı çözümler öneriyoruz" diye konuştu. Üniversite yönetiminin yüzde 3 maaş zammı teklifini ise işçiler reddediyor, bunun Boston bölgesinde artan yaşam maliyetini karşılamadığını belirtiyor. Eylemci öğretim üyelerinden Cory McCartan, "Harvard yönetimi geçen mali yılda 283 milyon dolarlık bir bütçe fazlası elde etti ve rekor bağış getirisi kaydetti. Maaş taleplerimiz Harvard'a yıllık yalnızca 3,5 milyon dolara mal olacak" açıklaması yaptı. Öğretim çalışanları maaş talepleri karşılanmazsa greve çıkacağını belirtti.

ELEKTRİK EMEKÇİLERİ ÖZELLEŞTİRMEYE KARŞI

Güney Asya ülkesi Sri Lanka'da ise elektrik santralleri işçileri, özelleştirme kararına karşı eylemde. Ülkedeki birçok kentte günlerdir süren eylemleri başlatan gerekçe, 17 Eylül'de ülkenin en büyük kamu elektrik santrallerinden Yugadanavi'nin hisselerinin yüzde 40'ının ABD'li bir şirkete satılması oldu. Santral işçilerinin bağlı bulunduğu Birleşik Sendikalar Birliği (UTUA) 27 Ekim'de yaptığı açıklamada, özelleştirme kararının işçileri işsiz bırakabileceğini belirterek bu karardan geri adım atılmaması halinde ülke genelinde 3 Kasım'da süresiz greve gideceklerini ilan etti.

Eylemlere katılan Sri Lankalı bir elektrik santralı işçi ise World Socialist Web Site'a (WSWS) şu açıklamayı yaptı: “Özelleştirme durdurulmalı. Hükümet kamu sektörü çalışanlarının ücretlerini düşürmeye karar verdi. Özelleştirme altında işçi hakları baskı altına alınacak. Temel ihtiyaç maddelerinin fiyatlarındaki artış dayanılmaz. Kredi kesintilerinden geriye kalan aylık maaşım sadece 30 bin rupi (150 dolar). İşe giderken yol masraflarımı bile kendim karşılıyorum. Hükümete bağlı tarafların özelleştirmeye karşı olduğu yalandır."

TEKSTİL İŞÇİLERİNİN MÜCADELESİ KAZANDI

İtalya'nın Prato kentinde ise tekstil sektöründeki göçmen işçilerin haftada 40 saatlik çalışma saati için verdiği mücadele kazanımla sonuçlandı. Avrupa'nın en önemli tekstil bölgelerinden biri olan kentte Dreamland şirketine bağlı olarak günde 12 saat çalıştırılan üç Pakistanlı işçinin başlattığı iş bırakma eylemi ve mahkemeye yaptığı başvuru kazanım sağladı.

İşçileri temsil eden sendika Si Cobas'ın şirketin önünde 11 Ekim'de yaptıkları eyleme kiralık saldırganlar saldırmış, dört işçi yaralanmıştı. Saldırı sonrası geri adım atmayan sendika, işçiler için elde edilen kazanımın diğer tekstil atölyelerinde de sağlanması için mücadeleye devam edeceklerini duyurdu.