Erdoğan: Paramızla silah istiyoruz, vermiyorlar, ben de adaleti arıyorum, yok

Amerika ile yaşanan vize krizine ve gündeme dair açıklamalarda bulunan Tayyip Erdoğan, IŞİD ile en büyük mücadeleyi kendilerinin verdiğini iddia ederek, adalet arayışında olduğunu söyledi.

Tayyip Erdoğan, Uluslararası Medeniyet Şurası’nda konuştu. Amerika ile yaşanan vize krizine ve gündeme dair açıklamalarda bulunan Erdoğan, IŞİD ile en büyük mücadeleyi kendilerinin verdiğini iddia ederek, adalet arayışında olduğunu söyledi:

Erdoğan’ın açıklamasında öne çıkanlar ise şöyle:

“Hoca olmak, ahkam kesme yetkisi vermez”

Bugün aziz dinimizi terör örgütleri üzerinden öylesine bir yere konumlandırmaya çalışıyorlar ki böyle olmadığını anlatmaya çalışmaktan çoğu zaman hakikati ifade etmeye fırsat bulamıyoruz. Şu anda birçok insanlar çıktı, türedi. Bu türedi tipler sünneti ciddi manada tartışır hale geldiler. Bu tartışmaların özellikle ülkemizde yapılması bizler için ciddi manada bir üzüntü sebebidir. Şunu açık, net söylemek zorundayım. Hoca olmak, ahkam kesmek yetkisini kimseye vermiyor ve dolayısıyla Sevgili Peygamberimizin sünnetini tartışma yetkisini de onlara vermiyor. Bu tartışmaları açmak aslında bir neslin ifsadı anlamınadır. Ve bu nesli ifsat etme hakkını da kimse onlara vermemiştir. Kendileri de böyle bir tarzla siyasetin içerisine giremezler, girerlerse bedelini onlar da ağır öderler.

“40 kat, 100 katlık binalar yapmak sizi medeni yapmıyor, bu tuzağa biz de düştük, onu da söyleyeyim”

Bir şehrin Batı ölçüsüne göre medeni sayılması için yollarda aydınlatma olması, sokaklarda çamur bulunmaması gibi görünür özelliklere bakılır, halbuki İslam’ın ölçüsüne göre bir şehrin medeniliğinin işareti, mesela kapı kilitlemeden dışarı çıkılabilmesi, ihtiyaç sahibi herkese el uzatılması, sokak hayvanlarına dahi şefkatle davranılması demektir. Bizim medeniyetimizde medenilik budur. Fakat bu tuzağın içine biz farklı şekilde düştük. 40 kat, 100 kat, bu tür binaları yapmak sizi medeni yapmıyor ama biz de bu tuzağın içine düştük, onu da söyleyeyim.

“Trump medeniyet olayını şekil olarak algılayan bir tipoloji”

Sayın (ABD Başkanı Donald) Trump bana göre medeniyet olayını şekil olarak değerlendiren bir tipoloji. Farklı düşünce anlayışına kapıları kapatmadık. Bizim hedefimizde insan yaradılışların en şereflisidir. Fakat görüyorum ki Amerika’da durum böyle değil. Şu andaki gidiş orada sıkıntıdadır.

“Budistler, müslümanları öldürdü, onlara terörist dediler mi? Yok, onlar yoga yapıyor”

Ne için Arakanlı Müslümanların sorunları çözülmüyor? İslamofobi sürekli tahkir ediyor. Trump, bakıyorsunuz Müslümanlara ‘terörist’ ifadesini kullanıyor. Myanmar’da Budistler, Müslümanları öldürdüler. Onlar için terörist dediler mi? Yok! Niye? Onlar yoga yapıyor. Böyle bir saçmalık olabilir mi? Varsa yoksa ‘İslami terör’ diyorlar. Defaatle anlatıyoruz.

“Paramızla silah istiyoruz, vermiyorlar, ben de adaleti arıyorum, yok”

Ne yazık ki Müslümanı Müslümana bunlar kırdırıyor. Ücretsiz silahları da veriyorlar. Biz savunmak için paramızla silah istiyoruz, bize silah vermiyorlar. Böyle garip bir dünyanın içerisindeyiz. Adalet… Ben de adaleti arıyorum, yok.

Erdoğan BM'nin yapısına tepki gösterdi

Erdoğan, Birleşmiş Milletler'in yapısına tepki göstererek, "Neden bir tane Müslüman ülke yok. Dünyadaki tüm kıtalar orada temsil edilmiyor" dedi.

Erdoğan, Uluslararası Medeniytler Şurası'nda konuştu. Medeniyetler ittifakından bahseden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz medeniyetler ittifakı anlayışının banisi olduk. Hala daha medeniyetlerin ittifakını savunuyorum. Şu andaki vaka çatışmadır. O ayrı ben ittifaktan yanayım. Müslümanlar olarak medeniyet tartışmalarında önce kendimizi bir sigaya çekmemiz gerekir. Hangi medeniyet hangisinin önünde arkasında olduğu tartışması hakikatin değil algıların tartışmasıdır. Kendi eksiklerini diğer medeniyetin eksikliklerinin fazlasının arkasına sığınarak kapatma yoluna gidemeyiz. Yitik kaybedildiği yerde aranır. Bizim de yapmamız gereken budur. Medeniyetimizin tüm insanların kafasında yeniden hak ettiği yere gelmesi için mecramızı doğru belirlememiz gerekir. İslam medeniyetinin mecraları sağlıklı bir yola koymadan diğer alanlarda arzu ettiğimiz yere gelemeyiz. Allah'ın şah damarımızdan yakın olduğu gerçeği birileri birisini şah damarından bize daha yakın diye tanımlıyor ama bunu da bilmemiz lazım. Onlar da şirk içinde. O da Pensilvanya'da. Nerede, nasıl tezgahlanıyor nasıl üzerimizde oyunlar oynanıyor bunu çok iyi bilmemiz gerekir. Müminin yitik malı olan ilmi aramak hepimizin vazifesidir. Medeniyetimizi ihya etmenin yolunu başka bir yerde değil, doğrudan kendi içimizde aramalıyız. Kendi medeniyeti konusunda hayali olmayanın başka hiçbir konuda iddiası olamaz. Bizim böyle bir derdimiz var" dedi.

" Beş ülke dünyanın kaderinin belirliyor"
BM'nin yapısına tepki gösteren Erdoğan, "Dünya beşten büyüktür, buna itirazımız. Adalete çağrı boyutuyla aynı zamanda medeniyet çığlığıdır. Ne demek dünya beşten büyük? İkinci dünya savaşının şartları bir tarafa, bugünün şartlar bir kenarda. Beş ülke dünyanın kaderinin belirliyor. Onların dudakların ne dökülürse netice o. İkinci dünya savaşı geride kaldı. Orada bir tane Müslüman ülke yok. Niye Müslüman ülke yok. Dünyadaki tüm kıtalar orada temsil edilmiyor. Asya, Avrupa, Amerika. Neden Irak, Suriye çözülmüyor? Niçin Myanmar halledilmiyor. İslamafobia sürekli tahrik ediliyor. Sayın Trump Müslümanlara terörist ifadesini kullanıyor. 'Böyle bir şey yok' dediğimizde, savunamıyor. Myanmar'da bazı Budistler Müslümanları öldürdüğünde, onlarla ilgili aynı şeyi söyleyebiliyorlar mı? Niye onlar yoga yapıyor. Böyle bir saçmalık olabilir mi? Hristiyan terörist, Yahudi terörist böyle bir şey diyorlar mı? İslami terör varsa yoksa. DEAŞ'a karşı en büyük mücadeleyi veren biziz. DEAŞ'ın İslamla alakası olmadığını söylüyoruz. Müslümanı Müslümana bunlar kırdırıyor. Ücretsiz silah veriyorlar. Biz savunmak için paramızla silah istiyoruz bize silah vermiyorlar. Böyle garip bir dünya içindeyiz. Adalet arıyorum. Merhamet bunlar da hiç yok" ifadelerini kaydetti.

"İşlerine gelmiyor"

G-20 zirvesinde Trump'ın en az gelişmiş ülkelere en çok yardımı kendilerinin yaptığını söylediğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Milli gelire baktığımızda biz birinci. Amerika ikinci sırada gözüküyor. Niye söylemiyorsun. İşlerine gelmiyor. Biz veren el alan elden hayırlıdır diyerek bu yola çıktık. Nerede mazlum varsa oraya uzanıyoruz. Uzanmaya devam edeceğiz. Gelecek nesiller için yeni tohumlar bırakıyor, gittiğimiz yerlerde halktan çok büyük itibar görüyoruz. İslam medeniyeti bir zaman Arapların uzunca bir zaman da Türklerin ön planda olduğu bir medeniyet. Avrupa'da Türk demek Müslüman demektir. Merhum Aliya İzzetbegoviç'i ölmeden bir gün önce ziyarete gittiğimde bana, 'Tayyip siz evlad- ı fatihansınız. Buralar buralar size emanet onun için bu emaneti koruyun' dedi. Ertesi gün vefat etti. Mostar'ı nasıl bırakabiliriz? Oraları hiçbir zaman bırakmayacağız. Merhum Aliya'nın bu vasiyeti sıradan bir nezaket ifadesi değildir. Maziden atiye köprü kurmayı başaranlar güne ve geleceğe başka türlü bakarlar" dedi.

"Avrupa'da yeniden hortlayan ırkçılığı, yükselen yabancı düşmanlığını bu sürecin bir ayak sesleri olarak görüyorum"

Avrupa'da yeniden hortlayan ırkçılığa dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Avrupa'da yeniden hortlayan ırkçılığı, yükselen yabancı düşmanlığını bu sürecin bir ayak sesleri olarak görüyorum. Sömürgecilik üzerine kurulan insanları görünmez zincirlerle köleleştiren, sınırsız tüketime dayalı insanı metalaştıran düzenin nihai devam etmesi düşünülemez. Dün sanayileşme adına kurdukları sömürge düzenini bugün demokrasi adına sürdürenlerin yüzlerindeki makyaj dökülüyor ve gerçek yüzleri ortaya çıkıyor. Tüm saldırılara rağmen medeniyetimiz çelik çekirdeği sağlam duruyor. Dünyayı insani çizgide tutabilecek yegane güç İslam medeniyetidir. Ne DEAŞ, El Kaide gibi terör örgütleri ne de kendi toplumlarını inim inleten kifayetsiz yöneticilerin zulümleri değiştiremez. Mücevher çamura bulanmakta değerinden bir şey kaybetmez. Bize düşen bu üzerindeki çamurlardan arındırıp insanlığın hizmetine sunmaktır" diye konuştu.

"Müslümanlar diğer medeniyetlerin dolgu malzemesi, deneme sahası asla değildir" diyen Erdoğan,

"İslam dünyası terörle, geri kalmışlıkla harap haldeyse bizlere bir anımızı bile huzurlu geçirmek haramdır. Irak'ta, Suriye'de olanları müsebbibi bizler Müslümanlarız. Vahdet ve uhuveti tam anlamadığımız için birileri kolayca kardeşi kardeşe kırdırabiliyor. Şu anda Irakta olanlar Suriye'de olanlar. Kim kimi öldürüyor. Varil bombalarını kim oradaki Müslümanlara yağdırıyor? Yine Müslümanlar değil mi? Koalisyon güçleri yağdırıyor diyorlar. Onları oraya kim davet ediyor? Davet edenler sözde Müslümanlar. Bir milyona yakın Müslüman Suriye'de öldü. 11 Eylül'de batı medeniyetinin sembolünden ikiz kuleler bir terör saldırısın yıkıldı diye kan ve ateşe boğdular. Bizim coğrafyamızda yıkılmamış eserimiz kalmadı. Şu anda Irak diye bir şey kaldı mı? Suriye, Halep, İdlib ne halde? Bütün o tarihi eserler yıkıldı gitti. Medeniyet çöktü. Medeniyet adına konuşanlar bunlarla ilgili bir kelam ediyor mu? Daha ne kadar yıkabiliriz onun için geliyorlar. Bu asrın hülagileri var. Buraları yakıp yıkanlar var" ifadelerini kullandı.