Kıbrıslı gazeteciler, Ergenekon soruşturmasının Kıbrıs’a da uzanmasına ilişkin beklentilerini yazdı. Fındık “Ergenekon’un Kıbrıs’a gelmemesi için bir neden var mı”....

Kıbrıslı gazeteciler Ergenekon soruşturmasının Kıbrıs ayağını tartışıyor. Kıbrıs gazetesinde Hasan Hastürer, Ergenekon soruşturmasının Kıbrıs ayağının eksik kalmaması gerektiğini söylüyor: “Ortada ciddi iddialar var bu soruşturma yargıya yara vermeden sürdürülüp sonuçlandırılmalıdır. Türkiye’de yeraltı bağlantılı ne olmuşsa bir ucu mutlaka Kıbrıs’tan geçti. Ergenekon soruşturması da Kıbrıs ayağı eksik asla temize çıkamaz. Ancak Kıbrıs’ta tutuklama yapıp soruşturmayı ileri götürmek Türkiye kadar kolay değil. Soruşturma Kıbrıs’a yönelmediği sürece Türkiye’deki operasyonları iç politik hesaplaşmanın parçası olarak göreceğim.”
Ünal Fındık’ın Yenidüzen gazetesinde yayımlanan yazısının başlığı ‘12. dalga Kıbrıs’a mı?’
Fındık, Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklu bulunan Muzaffer Tekin ve Semih Tufan Gülaltay’a, yine aynı soruşturmada gözaltına alınan Sinan Aygün’e KKTC kimliği verilmesini, emekli general Levent Ersöz’ün gözaltına alınmadan önce Kıbrıs’a kaçmayı planladığını, gözaltına alınan Türk Metal-İş Başkanı Mustafa Özbek’i “Kıbrıs’ta tanımayanın olmadığını” yazıyor. Fındık’ın yazısından bazı bölümler şöyle:

İTALYA’DA GLADIO OLARAK ADLANDIRILDI
Önce Türkiye’de kurulan Özel Harp Dairesi’ne bakmak gerekir. Özel Harp Dairesi İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra sözde Sovyet yayılmacılığına karşı ABD’nin Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde değişik isimlerle kurdurduğu yeraltı teşkilatlarının Türkiye’deki ismidir. Bu İtalya’da Gladio olarak isimlendirildi.
(...) Özel Harp Dairesi emekli Binbaşı İsmail Tansu’nun yayımladığı “Aslında hiç kimse uyumuyordu” isimli kitabında tanımlanıyor. (...) Tansu bu kitapta Kıbrıs’ta Türk Mukavemet Teşkilatı’nın (TMT) kuruluşunu, gelişmesini ve buna Türkiye’nin katkılarını anlatıyor. Özel Harp Dairesi’nin en önemli başarısının da Kıbrıs olduğunu belirtiyor. Kitapta Kıbrıs’a silahların Özel Harp Dairesi’nin biri kendilerinde, öteki de Amerikalı komutanda bulunan 2 anahtarlı yeraltı depolarından “kaçırılarak” gönderildiğini anlatıyor.
İlginçtir geçen gün Zaman gazetesindeki röportajında Denktaş kendisine sorulan bulunan gömülü silahlarla ilgili soruya verdiği yanıtta “Çünkü biliniyor ki zamanında Gladio diye şeylerin olduğunu söylüyor hükümetler. Eskiden komünizme karşı sivil depolar yapılırdı, onlar mı, resmi silah mı, ne olduğu çıkacak bunların” dedi. Denktaş bu depoların varlığından elbette haberdardır. Ama İsmail Tansu’nun bahsettiği yıllar 1957-58 yıllarıdır. Yani aradan yarım asır geçti. Dahası bütün dünyada Gladio tipi örgütlenmeler çoktan tarihin çöplüğüne gönderildi.
Gelelim soruya: Ergenekon Kıbrıs’a gelir mi? Gelmemesi için bir neden var mı? Binbaşı İsmail Tansu, kitabında açık açık yazdı. TMT’yi Özel Harp Dairesi örgütledi. TMT mensuplarının eğitimi Ankara’da Zir Kampı’nda yapıldı. Bu, Zir’de geçen gün Ergenekoncuların krokileri sonucu gömülü silahların çıkarıldığı bölgenin adı.
Tesadüfler Ergenekon ile Kıbrıs’ı bugünlerde çok yakınlaştırdı. Bakarsınız 12. dalga Kıbrıs’ı da bir biçimde içine alır.

***
Harekâtçılar adliyeye sevk edildi
Ergenekon davası kapsamında gözaltına alınan 10 özel harekâtçı polis ve bazı subaylar adliyeye sevk edildi. Gözaltındaki bazı şüphelilerin ise emniyetteki işlemleri sürüyor.  Soruşturmayı yürüten savcıların talebi üzerine mahkeme kararıyla yakalanan ve aralarında askeri personelin de bulunduğu belirtilen bazı kişilerin gözaltındaki işlemleri tamamlandı. Bu kişiler, daha sonra İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü görevlileri ile sivil askerlerce ayrı ayrı gruplar halinde adliyeye gönderildi. Askeri personel olan şüpheliler Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne ulaştı. Bu kişiler, hakim ve savcıların kullandığı arka kapıdan adliyeye alındı. Bu arada, Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınan araştırmacı Erhan Göksel, sağlık kontrolünden geçirildi. Göksel, sağlık kontrolünün ardından tekrar emniyet götürüldü.

EMNİYET’TE PROTESTO
Gözaltına alınan Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Mustafa Özbek ile sendika yöneticilerine destek olmak amacıyla İstanbul Emniyet Müdürlüğü önüne gelen yaklaşık 250 kişilik grup, gözaltıları protesto ediyor. İstanbul’un çeşitli bölgelerinden gelen gruplar, gözaltındaki Genel Başkan Mustafa Özbek, Genel Başkan Yardımcıları Mecit Hızır ve Ferruh Kavrak ile Sendika Genel Sekreteri Muharrem Aslıyücel lehine sloganlar atıyor. İstiklal Marşı okuyan grubun buradaki bekleyişi sürüyor.

41’i TUTUKLU 86 SANIK
Soruşturma kapsamında, aralarında emekli Orgeneral Hurşit Tolon, emekli Tuğgeneral Levent Ersöz, Kurmay Albay Cengiz Köylü, Kurmay Albay Mustafa Koç, Yarbay Mustafa Dönmez, Üsteğmen Taylan Özgür Kırmızı, Üsteğmen Muhammet Sarıkaya, emekli Albay Mustafa Levent Göktaş, eski Özel Harekat Dairesi Başkan Vekili İbrahim Şahin, eski İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Adil Serdar Saçan, Gürbüz Çapan, gazeteci Tuncay Özkan ile 3’ü dün tutuklanan 6 teğmenin de yer aldığı 44 kişi tutuklu bulunuyor.
Olayla ilgili tutuklanan ve aralarında Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Başkanı emekli Orgeneral Şener Eruygur, Türkiye Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu Üyesi emekli Hâkim Albay Tanju Güvendiren, Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün ile İP Genel Başkan Yardımcısı ve Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni Ferit İlsever ile Prof. Dr. Yalçın Küçük ve Bağımsız Cumhuriyet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Engin Aydın’ın da bulunduğu bazı kişiler ise tahliye edilmişti.
Gözaltına alınan Eski MGK Genel Sekreteri emekli Orgeneral Tuncer Kılınç, emekli Orgeneral Kemal Yavuz, Genelkurmay Adli Müşaviri emekli Tümgeneral Erdal Şenel, emekli Kurmay Albay İlyas Çınar, Kurmay Albay Cihandar Hasanhanoğlu, Deniz Binbaşı Erbay Çolakoğlu, eski YÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz ve Emniyet Âmiri Mehmet Engin Erkılınçoğlu’nun da aralarında bulunduğu bazı kişiler ise savcılık ve mahkemece serbest bırakıldı. Soruşturmanın tamamlanan kısmına ilişkin, aralarında emekli Tuğgeneral Veli Küçük, İP Genel Başkanı Doğu Perinçek’in de bulunduğu 41’i tutuklu 86 sanık hakkında açılan dava ise sürüyor.

NOTLAR
Önceki gün tutuklanarak Hasdal Cezaevi’ne götürülen 3 teğmene yöneltilen suçlama, örgüt üyeliği. Tutuklanan teğmenlerden Emre Baltacı Şırnak’ta, Onur Özdemir ve Cihan Arık ise İstanbul Tuzla’da görevliydi. Operasyon kapsamındaki gözaltı sayısı 26’ya çıktı. Bunlardan 11’i polis. Türk Metal Sendikası Başkanı Mustafa Özbek, gazeteci Ünal İnanç ve araştırmacı Erhan Göksel de, halen İstanbul Emniyet’nde. Mustafa Özbek’in, susma hakkını kullandığı öğrenildi.

***
‘Her kim suç işlemişse sıfatına bakılmaksızın yargılanmalıdır’
DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi’nin, Ergenekon davası ve yeni gözaltılar için, “Her kim suç işlemişse, kimliğine, görevine, sıfatına bakılmaksızın bağımsız mahkemelerde yargılanabilmelidir. Bundan kimse muaf tutulamaz, tutulmamalıdır” açıklaması yaptı.
Ergenekon davası ve  dava kapsamında sendikacıları da kapsayan yeni gözaltılar için bir açıklama yapan DİSK Genel Başkanı Çelebi, demokratik hak ve özgürlüklerin, sendikal ve siyasal örgütlenme özgürlüğünün önündeki engeller kaldırılmadan, yeni bir Anayasa oluşturulmadan gerçek bir demokrasiden bahsedilemiyeceğini söyledi.

‘HUKUK UYGULANMALI’
Ergenekon operasyonları sonucunda Türk Metal Sendikası Başkanı’nın gözaltına alınmasıyla ilgili olarak bir gazetede kısaltılarak yayımlanan görüşlerinin  yanlış anlaşılmalara neden olduğunu ifade eden Çelebi, “Türk Metal Sendikası Başkanı Mustafa Özbek, siyasal veya sendikal alanda bugüne kadar karşılıklı mücadele ettiğimiz, dava açtığımız bir kişidir. Ancak, kim olursa olsun adil, eşit ve objektif kriterlerle hukuk uygulanmalıdır” dedi.
Ergenekon davasının ve operasyonunun gerçek boyutlarının halktan gizlenmemesi, bütün delilleriyle ortaya çıkarılmasının hukuksal mücadele açısından çok önemli olacağını söyleyen Çelebi, “Halkımızı ve kamuoyunu sadece ‘seyirci’ durumuna düşüren, arka planı tam olarak açıklanmayan bir dava ve operasyon ‘neler oluyor?’ sorusunu hep gündemde tutacaktır. İktidar olmanın bir aracı olarak ‘yargının’ kullanıldığı şüphesi hukuk ve adalet sistemine olan inancı derinden yaralayacak, toplumda oluşturulan güvensizlik ve korkuyla da ancak totaliter sistemlere özgü yeni bir iktidar biçiminin inşa edileceği endişesi güçlenecektir’ diye konuştu. Birgün