Netanyahu, benzeri görülmemiş protestolar sonrası ‘yargı reformu’nu askıya aldı. Akademisyen Valansi’ye göre ülkede bir iç savaş korkusu var. Komünist Partili vekil Cassif ise halkın erteleme değil tamamen iptal istediğini söyledi.

Ertelemek kurtarmaz
Pek çok sektörde grev kararı alınmasının ardından Netanyahu geri adım atsa da protestolar sürüyor. (Fotoğraf: AA)

Umut Can FIRTINA

İsrail’de Yüksek Mahkeme’nin yetkilerini kısıtlayan ve iktidarı yargı atamalarında söz sahibi haline getiren ‘yargı reformuna’ karşı 12 haftadır düzenlenen protestolar, sivil itaatsizlik eylemleri ve grev kararları Başbakan Binyamin Netanyahu’ya “geri adım” attırdı. Hükümet krizine de neden düzenlemenin durdurulması için çağrı yapan Savunma Bakanı Yoav Gallant’ı görevden alan aşırı sağcı hükümetin başbakanı Netanyahu, “ülkedeki temel birliği tehdit eden bir krizin ortasında” olduklarını belirterek yargı reformunun “daha geniş biçimde tartışılması” için 1 ay ertelendiğini duyurdu. Ancak Netanyahu’nun açıklamasına rağmen halkın öfkesi dinmiş değil, düzenleme tamamen durduruluncaya kadar protestoların devam edeceği belirtildi.


Şalom gazetesi yazarı ve akademisyen Karel Valansi, İsrail’de yaşananları BirGün’e değerlendirdi. Erteleme kararının “geç de olsa doğru bir karar” olduğunu belirten Valansi, sorunun çözülmediğini ancak “diyalog için bir kapı aralandığını” aktardı.

Valansi, ülkede ordudan üniversitelere kadar birçok farklı kurumdan ve sivil toplumdan yargı reformuna karşı tutum sergilenmesiyle bir “iç savaş” korkusu yaşandığını aktardı. “Netanyahu ve aşırı sağcı koalisyon hükümetinin halkın taleplerine daha fazla kulak tıkasaydı maalesef bu olacaktı” diyen, Valansi, şimdilik bu tehlikenin atlatıldığını belirtti.

Karel ValansiKarel Valansi



SOKAK BOŞ KALMAZ

Kitlesel protestoların reformun ertelenmesi kararında büyük etki yarattığını aktaran Valansi şunları söyledi: “Hükümetin geri adım atma niyeti yoktu. Hatta Ben Gvir koalisyondan çıkarak koalisyonu düşürmekle tehdit etti. Netanyahu’nun kurduğu bu hükümetteki bazı isimler nedeniyle sıkıntılı bir sürecin İsrail’i beklediği belliydi. Ancak şimdi de Ben Gvir’e bazı teşvikler verildi ertelemeyi kabul etmesi için. Yani bu sıkıntılı durum burada son bulmayacak. Protestolar Savunma Bakanı’nın görevden alındığı günkü gibi şiddetli olmasa da devam edecek. Protestoların barışçıl ortamda olması ve üniversitelerden filarmoni orkestrasına, konsoloslardan büyükelçiliklere bu protestolara katılmış olması, halk desteğini ve topluma yerleşmiş olan demokrasi kültürünü gösteriyor. Şimdilik bir antrakt verildi ancak Netanyahu yapıcı olmazsa, bu hafta sonu yaşananlara benzer protestoları yaz aylarında da görebiliriz.”

Yonatan TouvalYonatan Touval



GÖZLER ÜSTLERİNDE

İsrail Bölgesel Dış Politikalar Enstitüsü’nden (Mitvim) dış politika analisti Yonatan Touval ise yargı reformunun iptal edilmediğine, sadece askıya alındığına dikkat çekerek şunları söyledi: “Muhtemelen mayıs ayına kadar askıda kalacak. Önümüzdeki birkaç hafta protesto gösterileri daha ‘hafif’ geçebilir ancak gözler yine de gözler ‘güvenilmez’ hükümetin üstünde. Reform işletilmeye çalışıldığında protestolar tekrar tüm gücüyle patlama yapacaktır.”

***

Ofer CassifOfer Cassif

Yargı reformu değil darbe

İsrail Komünist Partisi üyesi ve HADASH Milletvekili Ofer Cassif ise şu değerlendirmelerde bulundu: “Hükümetin yapmak istediği değişiklik reform olarak adlandırılıyor ancak bunun tanımı darbe. Rejim tarafından gerçekleştirilen bir darbe. Çünkü hükümetin yapmaya çalıştığı yargı sistemini değiştirmek değil, tamamen ortadan kaldırmak. Tam anlamıyla yargının bağımsızlığını ortadan kaldırmak. İsrail’in hükümet sisteminden dolayı çoğunluğa sahip Netanyahu hükümeti zaten parlamentoyu kontrol ediyor. Şimdi ‘reform’ ile yargıyı da kontrol etmeye çalışıyorlar. Eğer bunu başarabilirlerse İsrail tam teşekküllü faşist bir diktatörlüğe geçiş yapacak. Bu nedenle yargı reformunun ertelenmesi yeterli değil. Aylardır bizim söylediğimiz, halkın istediği bundan tamamen vazgeçilmesi. Bu sistem değişikliğinin parlamentoda tartışılması, bunun üzerine konuşulması lazım. Bu bile yapılmadı. Rejim kendi bildiğini okumaya kararlı.”

***

Netanyahu bumerangı

Aşırı sağ koalisyonun Yüksek Mahkeme ile derdi ne?
Yüksek Mahkeme’nin yetkilerini kısıtlamak isteyen aşırı sağcı koalisyon üyelerine göre mahkeme, “sol eğilimli”, elitist ve siyasete “fazla” müdahale ediyor. Ayrıca sıklıkla azınlık haklarını ulusal çıkarların önüne koyuyor.

Bibi hükümeti ne istiyor?
Sağcı hükümet, Yüksek Mahkeme’nin yasama ve yürütmeye karşı gücünü budamak ve yargıç atamalarını kendi yapmak istiyor. Mevcut durumda yargıçların ataması Yüksek Mahkeme üyelerinin onayıyla yapılıyor. Ayrıca Netanyahu’nun inkar etmesine rağmen hakkındaki yolsuzluk davası sebebiyle reformu geçirmek istediği eleştirileri yapılıyor.

Eylemlerin nedeni ne?
Anayasası olmayan İsrail’de demokrasinin temelini bazı yasalar koruyor. Reformla birlikte mahkemelerin zayıflamasından ve hükümetin büyük güç kazanarak demokratik haklar ve özgürlüklerle birlikte ekonomi ve dış ilişkilere verebileceği zararlardan söz ediliyor.