Türkiye'nin karanlık geçmişinde 22 insanın hayatını kaybettiği Gazi Katliamı’nın üzerinden 28 yıl geçmesine rağmen gerçek failler yargılanmadı.

Gazi Katliamı'nda hayatını kaybedenler anıldı: 28 yıl oldu, katiller yargılanmadı
Fotoğraflar: BirGün

Asena TUNCA

12 Mart 1995'te Gazi Mahallesi’nde çoğu polis kurşunuyla olmak üzere 22 kişinin öldürüldüğü katliamın üzerinden 28 yıl geçti. Türkiye tarihinin kara lekelerinden biri olan katliamın asıl failleri ortaya çıkarılmadı ve yargılanmadı. Üzeri örtülen ve 22 insanın ölümüyle sonuçlanan katliam 28'inci yıldönümünde sol, sosyalist partiler ve demokratik kitle örgütlerince protesto edildi.

Gazi Cemevi önünde bir bir araya gelen çok sayıda sol, sosyalist parti ve örgüt "Gazi'de düşene, dövüşene bin selam", "Yaşasın Gazi direnişimiz", "Dersim, Maraş, Koçgiri unutulmaz hiçbiri", "Anaların öfkesi katilleri boğacak", "Gazi'nin katili Susurluk devleti" sloganları attı.

Gazi Katliamı'nda hayatını kaybedenlerin isimlerini okuyan yüzlerce kişi açtıkları "Gazi'den Ümraniye'ye adalet istiyoruz" yazan pankart ile Gazi'de hayatını kaybedenlerin katledildiği Eski Karakol önüne yürüdü.

Eski Karakol önünde basın açıklaması okundu. Açıklamayı okuyan Erkan Şimşek kadın cinayetlerine, artan çocuk istismarına, Alevilere yönelik asimilasyona, Şenyaşar Ailesi'nin adalet arayışına, depremde yaşanan katliama ve Amedspor'a yönelik saldırıya dikkat çekti.

gazi-katliami-nda-hayatini-kaybedenler-aniliyor-28-yil-oldu-katiller-yargilanmadi-1136953-1.

AMAÇ HALKA VE DEVRİMCİ MUHALEFETE GÖZDAĞI

Şimşek, "Bundan tam 28 yıl önce 12 Mart 1995'te İsmetpaşa Caddesi'nde bagajında Şoför Mesut Efe'nin cesedi ile ilerleyen taksiden açılan ateşle Kahvehaneler kurşun yağmuruna tutulmuş bir kişi hayatını kaybetmiş 5'i ağır 25 kişi yaralanmıştı. Gazi halkı için bu saldırılar yeni değildi. Gazi halkı üzerinde baskı, terör hiçbir zaman eksik olmamıştı. Gazi halkı böyle saldırılara alışıktı. Alışık olmak kanıksamak anlamına gelmiyor tam aksine öfkeyi kabartıyordu. Kabaran öfkeyle halk bir anda sokakları doldurdu. Eli kanlı katillerin amacı halkı birbirine kırdı kırdırmak suretiyle Alevi-Sunni çatışması yaratmaktı. Amaç Gazi'de devrimci muhalefet sindirmek ve devrimci demokratik Gazi halkına gözdağı vermekti" dedi.

gazi-katliami-nda-hayatini-kaybedenler-aniliyor-28-yil-oldu-katiller-yargilanmadi-1136954-1.

HALKIN ÖFKESİ SEL OLDU

"Saldırı tüm halkaydı. Katiller nasıl oldu da Gazi gibi polis devriyelerinin bu kadar yoğun olduğu bir yerde elini kolunu sallayarak bir anda ortadan kayboldu?" diye soran Şimşek şöyle konuştu: "Bunun açıklamasını Gazi halkı biliyordu. Bu yüzden öfkesi sel oldu ve gazi karakoluna akmaya başladı. Katillerin yakalanmasını ve cezalandırılmasını isteyen halka bu sefer de halkı korumakla görevli Devlet güçleri tarafından dünya basının gözü önünde hedef gözetilerek otomatik silahlarla ateş edilmiş yüzlerce kişinin yaralanmasına sebep olunmuştur. Gazi halkının zalime ve zulme direnişi sokağa çıkma yasağına, katliamlara, polis şiddetine, 18 şehit ve 100'lerce yaralıya rağmen üç gün sürdü. Ümraniye'de Gazi halkına destek vermek isteyen kitleye bir okulda pusuya yatmış katiller tarafından ateş edilerek 4 canımız daha katledildi."

HALKLARIN İRADESİ YOK SAYILIYOR

Vuranların kim olduğunun bilinmesine karşın katillerin cezalandırılmadığı ve dönemin başbakanı Tansu Çiller, İçişleri Bakanı Nahit Menteşe, İstihbarat Daire Başkanı Hanefi Avcı, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, İstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu ve İl Emniyet Müdürü Necdet Menzir'in sorumlu olduğunun ifade edildiği açıklamada Şimşek sözlerini şöyle sürdürdü: "Koçgiri'de, Dersim'de, Çorum'da, Sivas'ta, 19 Aralık Hapishanelerinde, Gezi'de, Cizre'de, Sur'da, Suruç'ta, Ankara Garı'nda aynı katliam zihniyeti halka reva görüldü. Tüm ülke yoğun bir tecrit altında. Halkların iradesi yok sayılıyor."

gazi-katliami-nda-hayatini-kaybedenler-aniliyor-28-yil-oldu-katiller-yargilanmadi-1136956-1.

Kadın cinayetleri ve çocuk istismarı oranlarındaki artışa dikkat çeken Şimşek, inanç diktasının ve asimilasyonun sürdüğünü, cemevlerine baskı politikası uygulandığını, basının cendereye alınarak halkın haber alma hakkının engellendiğini ve adalete duyulan açlığın arttığını kaydetti.

Siyasi iktidarın Aleviler üzerindeki baskı ve inkar politikalarını sürdüğünü belirten Şimşek deprem bölgesinde yaşananları hatırlatarak şunları söyledi: "Felaketler kaderimiz değil. Açığa çıkan tablo her açıdan acı verici ve düşündürücü. Binaları denetlemeyen ve deprem vergilerini amacı dışında kullanan siyasi iktidar yaşanan yıkımın birinci dereceden sorumlusudur. Depremin yarattığı yıkımı ek olarak coğrafyanın demografik yapısının değiştirilmeye çalışıldığını da görüyoruz."