“Verilen eğitimin yetersizliğiyle şu an Türkiye’de mühendislik okuyan pek çok öğrenci teknik yeterliliğe sahip değil. Üstüne teorik bilgileri pratiğe dökemiyor. Hal böyle iken, online olarak gerçekleştirilmeye çalışılan eğitim işleri daha da zorlaştırıyor.”

Genç-İMO’dan dayanışmayı büyütme çağrısı

HABER MERKEZİ
Türkiye’de eğitimin son 18 yılda geldiği boyut içler acısı halde. Özellikle yükseköğretim AKP döneminde itibarını tamamen yitirdi. Her ile açılan akademik altyapısı olmayan üniversitelerle, genç işsizliği bir biçimde ötelemeye çalışan iktidar bu sorunu görmezden geliyor. Üniversite öğrencileri geleceksizlik sorunuyla yüzleşiyor ve işsizler ordusuna katılmak için gün sayıyor.

Bütün bu problemleri en derinden hisseden inşaat mühendisliği öğrencilerinin sorunlarını, taleplerini BirGün’e anlattı. İnşaat Mühendisleri Odası’nın öğrenci örgütlenmesi olan Genç-İMO’dan Beyza Aşkar ve Ayşe Ece Uysal ile mühendislik eğitiminin niteliğinden, mesleğin içinde bulunduğu duruma kadar bir çok konuya değindik.

Öncelikle çalışmalarınızı bize biraz anlatır mısınız?

İnşaat Mühendisleri Odası, İnşaat mühendisliği öğrencilerinin Meslek Odalarını tanımalarını ve Oda faaliyetleri içinde yer almalarını sağlamak için İMO Öğrenci Üye Yönetmeliğini uygulamaya başlamıştır. Böylelikle İnşaat Mühendisleri Odası, üniversitelerde oluşturulacak öğrenci örgütlenmesi ve mühendislik eğitimi sorunlarının çözümü için ilk adımı atarak, genç-İMO örgütlenmesini oluşturmuştur.

Genç-İMO, TMMOB tarihini ve ilkelerini benimseyerek hareket eder. İlkelerimiz doğrultusunda; üniversitelerin piyasanın bir parçası olarak değil, kamusal bir alan olarak kabulünü, öğrencileri hırs ve rekabet içinde birbirini sindiren değil, birlikte çalışarak üretebilen insanlar olarak yetiştirilmesini, bilginin piyasa çıkarları için değil, toplum yararı için üretilmesini, her ile üniversite açılmasını değil, mevcut üniversitelerin ihtiyaçlarının giderilmesini, eğitimin zenginler için değil, herkesin sosyal hakkı olduğunu ve devlet tarafından ücretsiz sağlanmasını “demokratik, bilimsel, parasız eğitim” talebimiz için şart olarak görüyoruz.

Genç-İMO, üniversitedeki sınıflardan başlayarak önce illerde yönetimlerin, sonra da Türkiye genelinde öğrenci üye konseyinin seçilmesi ile öğrenci çalışmalarını yürütür. Genç-İMOlulara teknik, kültürel ve sosyal sorunlarına çözüm arayışında birlikte ve kararlı hareket etmeleri için alan yaratır. Genç-İMO örgütlülüğü, öğrencilerin okulda edindikleri bilgiyi uygulama alanında görmeleri için teknik geziler, birbirlerini tanımaları ve örgütlenmeleri için çeşitli sosyal etkinlikler düzenler; siyasi sorunlardan habersiz ve uzak kalmamaları için kendi ilkeleri doğrultusunda her türlü bildiri, yayın ve seminer çalışmasını sürdürür.

Mühendislik eğitiminde teknik eğitimin gerekliliği yıllardır ülkemizde dile getirilen konulardan biri. Ülkemizde teknik yeterliliğe sahip olmayan üniversitelerin yaygınlaşması ile bir de online eğitime geçiş mühendislik eğitimini nasıl etkiledi? Mühendislik eğitimi online eğitim ile gerçekleştirilebilir mi?

Mühendislik eğitimi Türkiye’de giderek niteliksizleştirilmeye çalışılan alanlardan yalnızca bir tanesi. Eğitimi gelir kapısı, öğrencileri müşteri olarak görenler, her şehre altyapısız ve koşulsuz açtıkları üniversitelerin, durmadan artırdıkları kontenjanların, mühendislik barajının düşürülmesinin ve bunun sonucunda giderek niteliksizleştirilen mühendislik eğitiminin faturasını yine biz öğrencilere kesmeye çalışıyor. Verilen eğitimin yetersizliğiyle şu an Türkiye’de mühendislik okuyan pek çok öğrenci teknik yeterliliğe sahip değil. Üstüne teorik bilgileri pratiğe dökemiyor. Hal böyle iken, online olarak gerçekleştirilmeye çalışılan eğitim işleri daha da zorlaştırıyor.

Yıllardır eğitimde eşitlik için mücadele veriyoruz ancak bu dönemde de internet ve kaynaklarına erişimi zor olan öğrenciler eşitsizliğin yarattığı uçuruma sürükleniyor. Mühendislik eğitimi online olarak elbette yeterli kalmıyor. Pratikte görmemiz gereken dersler de online eğitimin verimsizliğini gittikçe anlamsızlaştırıyor.

İnşaat Mühendisleri Odasına bağlı şubeler yeni eğitim döneminde inşaat mühendisliği bölümlerine giriş için belirlenen en düşük başarı sıralamasının 50 bin olarak değiştirilmesi için mücadele edeceklerini açıkladılar. Genç-İMO bu konuda nasıl mücadele edecek?

Elbette artan kontenjanlar işsizliğe ve genç işsizliğe sebep olan etkenlerden biri. Fakat bu çok basitleştirilen bir neden. Burada kritik olan mühendisin toplumsal sürece, yaşanılan ekonomi ve siyasi dönüşüme bakmak yerine çok teknik bir neden öne çıkıyor.

Yıllardır uygulanan, teknoloji yerine betona dayalı ekonomi politikaları, ar-geyi, teknolojiyi ve üretimi desteklemek yerine tamamen dışa bağımlı bir ülke haline gelmemiz, eğitimde nitelikten çok niceliğin önemsenir hale gelmesi ve yıllardır sürdürülen neoliberal programın sonucu olarak şu an Türkiye’de her 4 üniversite mezunundan biri işsiz. Bunun sebebi ise ekonomik politikalara göre şekillenen eğitim sistemidir.

Bugün ülkemizde inşaat mühendislerinin geldikleri noktayla beraber inşaat mühendisliği öğrencilerinin, inşaat mühendisliğini tercih edecek adayların da geldikleri nokta hayli düşündürücüdür. Maalesef karar vericiler tarafından inşaat mühendisliği ara eleman statüsüne getirilmeye çalışılmakta, aleni bir şekilde de bu niyet en yetkili ağızlardan ifade edilmektedir. Elbette niyet inşaat mühendisinin ara eleman olarak kabul görmesini sağlamak olunca, kariyer sitelerinde şoförlük de yapabilecek inşaat mühendisi ilanları ile karşılaşılmakta, iş bulamayan inşaat mühendislerinin marketlerde kasiyerlik yapmak gibi işlerde çalıştıkları gözlemlenmektedir.

Bu bakış açısının eğitim sistemine yansıması olarak, üniversitelerde inşaat mühendisliği kontenjanı 12 bin 370’i bulmuş, başarı sıralamasına göre tercih edilebilme seviyesi 300 bine kadar gerilemiştir. Hal böyle olunca, YÖK uygulamalarının anlamı da ortaya çıkmaktadır.

Bugün "ara eleman" sorunu ülkemiz için yok sayılamayacak kadar önemlidir. Ancak YÖK`ün bu duruma bulduğu çözüm, yukarıda bahsedilen eğilimin yansımasıdır. Yani mühendisliğin ara elemana dönüştürülmesinden başka bir şey değildir.

Bu bağlamda biz genç-İMO olarak, İMO’ya bağlı şubelerle birlikte, yeni eğitim döneminde inşaat mühendisliği bölümlerinde eğitim alınabilmesi için, asgari başarı sırasının 50 bin olarak değiştirilmesi, yeterli akademisyen kadrosu ve imkânları olmayan bölümlerin kapatılması ve kontenjanların azaltılması gerektiğini Yüksek Öğretim Kuruluna hatırlatıyor, bahse konu talebimiz için kararlı bir şekilde mücadele edeceğimizi bütün kamuoyuna duyuruyoruz.

YÖK'ün uzaktan eğitim sürecini iyi yönettiğini düşünüyor musunuz? Uzaktan eğitim sürecinde internet alt yapısının olmadığı yerlerde ve internete ulaşımın güç olduğu durumlarda öğrencilere bir dönemlerini dondurabilecekleri söyleniyor, bunun öğrencilere eğitim ve ekonomi açısından yansımaları nasıl olur, öğrencilerin bu süreçte öne çıkan talepleri nelerdir?

YÖK, uzaktan eğitim sürecinde ilk günlerden patlak vermeye başladı aslında. Bilgisayara ulaşamayan ve internet altyapısının olmadığı yerlerde yaşayan öğrencilerin şikayeti üzerine, okulumuzu dondurabileceğimizi söyleyen açıklamalar yapıldı.

Her öğrencinin eşit eğitim almasını sağlamakla yükümlü olmaları gerekirken, tamamen eşitsizliği meşrulaştıran bir yaklaşım sergilediler.

Bizim ortak talebimiz ise sınıfsal eşitsizliklerin eğitim alanını etkilememesi ve sadece inşaat mühendisleri öğrencilerinin değil, tüm öğrencilerin uzaktan eğitim erişimini kolaylaştırmaları ve nitelikli eğitimi sağlamalarıdır.

Pandemi süresince Genç-İMO ne gibi çalışmalar yapıyor?

Üniversitelerimize geri döneceğimiz güne kadar genç-İMO olarak birbirimizin gücü olmaya, dayanışmamızla bu süreci atlatmaya çalışıyoruz. Örgütlülüğümüzü büyütmek ve çoğaltmak adına faaliyetler yapıyoruz.

Bu süreçte mesleki ve teknik anlamda canlı yayınlar, basın açıklamaları, röportajlar ile yerellerdeki arkadaşlarımızla iletişime geçerek, tüm genç-İMOlulara dokunmaya çalışıyoruz. Aynı zamanda bilginin piyasa çıkarları için değil, toplum yararı için üretilmesini destekleyen tüm genç-İMOlu arkadaşlarımızla beraber bir e-bülten çıkarmak için çalışmalarımıza devam ediyoruz.

Pandemi sürecinde, sistemin yarattığı belirsizlikleri ve biz üniversite öğrencilerinin karşı karşıya kaldığı sorunları tek başına değil birlikte çözebilmek için, bu zor günlerden çıkışı birbirimize sahip çıkarak, kafa kafaya vererek aşabilmek için notlarımızı, kitaplarımızı, ders kaynaklarımızı birbirimizle paylaşabileceğimiz bir not dayanışma ağının destekçisi oluyoruz. Notlara kolayca ulaşabileceğimiz ve ulaşmak isteyen diğer arkadaşlarımızla paylaşabileceğimiz notları sistem üzerine yükleyerek dayanışmayı büyütüyoruz. Not dayanışma ağı mühendislik notlarına, Google Classroom uygulaması üzerinden ‘’f6svjge’’ koduyla ulaşılabilir. Not dayanışma ağına ders notlarını, kaynaklarını, kitap ve pdflerini ‘’dirseklerimiztemasetsin@gmail.com’’ adresine kolayca gönderebilirsiniz.

Cumhurbaşkanı yaptığı bir konuşmada tabip odalarını ve meslek odalarını gündeme getirerek meslek örgütlülerinin seçim sistemlerini ve diğer mevzuatlarını değiştirileceğini ifade etti. Genç-İMO bu konu hakkında ne düşünüyor?

Anayasal kuruluşlar olan meslek odalarının bu otoriter ve antidemokratik düşüncelerle baskılanmaya ve işlevsizleştirilmeye çalışılmasına genç-İMO olarak karşı çıkıyoruz. Çünkü bizler, eğitimi ticarileştirenlerin, öğrenciyi sermaye çevrelerinin müşterisi haline getirmeye çalışanların, kontenjanları plansızca artırıp mühendislik eğitimini niteliksizleştirmeye çalışanların, gerici ve baskıcı gelecek yaratmaya çalışanların tam da karşısında durarak, demokratik, bilimsel ve laik eğitimi savunan üniversite öğrencileriyiz.

Bugün TMMOB ve bizler, salgın var şantiyeler tehdit altında dediğimiz için, denetim piyasaya terk edilemez, kamusal denetim şarttır dediğimiz için, kentsel dönüşüm ile rantın sermayeye teslim edilişine, HES’lere, doğanın sermaye peşkeşine karşı çıktığımız için, deprem doğa olayıdır fakat plansızlığınız ve denetimsizlikler onu afet yapar dediğimiz için, hedef olarak gösteriliyoruz.

Toplumsal zenginliğimizi ve ortak değerlerimizi hedef alan politikalara karşı tutum alan tüm kesimleri baskı ve zor yoluyla sindirmeye çalışanlara karşı bizler, ‘bilimi ve tekniği emperyalizmin ve sömürgenlerin değil emekçi halkın yararına kullanma’ kararlılığımızdan bir an olsun vazgeçmeyeceğiz.

Bizler üniversitelerden başlayarak, bu ülkede iş cinayetlerine, ranta, talana, kadınların yaşamdan, üretimden ve meslekten ayrıştırılmasına, ülkenin değil, bir grup zenginin yararını gözeten politikalara karşı duran ve bu karşı durduğumuz için hedef haline getirilen meslek örgütlülüklerimizle yan yana, birliğimizi ve demokrasiyi daima savunacağız ve örgütlü mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz.